Akşam oldu mu, ülkenin hemen her tarafı kararıyor...
   Elektrikler kesildiği için sokak lambaları yanmıyor...
   Hırsızlık ve soygun olaylarının tırmandığı bir ülkede, sokak lambalarının yanmaması vatandaşları tedirgin ediyor...
   Önceki gün 85 yaşında, ayakları tutmayan yaşlı bir kadın aradı...
   Geceleri çok korktuğunu söyledi...
   Işık olduğu zamanlarda kötü niyetli kişilerin rahat hareket edemediğini, ancak karanlıkta birçok kötülük yapabileceklerini ifade etti...
   Haksız mı?..
   Elbette değil...
   Ne var ki; ülkenin karanlığa gömülmesi, sadece can ve mal güvenliğini değil, aynı zamanda turizmi de tehlikeye sokuyor...
   Yılbaşına sayılı günler kala, turizm kenti Girne’nin karanlıklara gömülmesi ne demek?..
   Turistlerin kabus görmesi...
   Korkuya kapılması...
   Geldiğine bin pişman olması...
   Peki hiç kimse bunları görmüyor mu?..
   Hiç kimse, yaşanan bu trajediden rahatsızlık duymuyor mu?..
   Turizm Bakanımız ne diyor?..
   İçişleri bakanımız nerede?..
   Elektrik Kurumu çalışanlarının örgütlendiği EL-SEN, borcu olanlara yönelik elektrik kesme eylemini sürdürürken, devleti yönetenler ne yapıyor?..
   EL-SEN, doğal olarak alacakları tahsil edip, kurumun zararda olmadığını göstermeye çalışıyor...
   Ayrıca, özelleştirme gerekçelerini çürütmeyi amaçlıyor...
   Sendikayı suçlamaya hakkımız yok...
   Sokak lambalarını bir kenara bırakırsak, eylemin ne kadar etkili olduğunu görebiliyoruz...
   Aylarca borcunu ödemeyen bazı kuruluşların, elektrik teknisyenlerinin kapıya dayanması sonrasında, pamuk elleri nasıl da cebe soktuklarını ilgiyle izliyoruz...
   Tahsilatların artmasıyla birlikte, kurumun birikmiş borçlarının ödenmesi, böylece yüksek faizlerden kurtularak, elektrik tarifelerinde indirime gidilmesi dileğimizdir...
   Çünkü; bu kadar yüksek fiyatlarla, rekabete dayalı üretim yapılması mümkün değildir...
   Ayrıca; hiç kimsenin Kıbrıs’ta yaşayan insanları bu kadar pahalı elektrik tüketimine mecbur etme hakkı yoktur...
   Gelinen noktada hükümetin yapması gereken, Elektrik Kurumu’nu iyi ve kötü yanlarıyla yeniden masaya yatırmak ve sağlıklı kararlar üretmektir...
   Kuruma olan tüm devlet borçları ödenmelidir...
   Ayrıca; geçmiş yıllarda başlatılan ihalesiz mal alımlarıyla ilgili soruşturma dosyaları yargıya teslim edilmelidir...
   Seçim zamanında “yapanın yanına kalmayacak” sözü verilmişti...
   Ne var ki, üç yılı aşkın bir süredir yolsuzluk iddialarıyla ilgili dosyalar yargıya havale edilmedi...
   Devlete ihalesiz mal satarak milyonlarca lira haksız kazanç elde ettikleri iddia edilenler sorgulanmadı...
   Elektrik Kurumu’nun borç batağına sürüklenmesi ve yüksek maliyetle üretim yapmasının birçok nedeni vardır...
   Bunlardan bir tanesi de mal alımlarında ödenen yüksek rakamlardır...
   Bir diğeri tahsilatların zamanında yapılmaması, siyasetin her zaman buna engel olmasıdır...
   Dolayısıyla EL-SEN’in başlattığı eyleme hiç kimsenin kızma hakkı yoktur...
   Halkın tek şikayeti sokak lambalarıyla ilgilidir...
   Belediyeler Birliği Başkanı borçlarının olmadığını iddia ederken, EL-SEN tüm belediyelerden yüklü miktarda alacak olduğunu söylüyor...
   Öyleyse birileri devreye girmeli ve bu sorunu derhal çözmelidir...
   Vatandaş ‘aradığı devleti’ hiç olmazsa bu konuda bulabilmelidir...

(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)