Denge, dinginlik, sakinlik, nötr olmak, kabulde olmak ve olana izin vermek! Doğanın uyandığı bu aylarda, zihnimizi bu aydınlık, pozitif temalarla ve düşüncelerle dolduralim! Derin nefesler alarak ve besinlerimize dikkat ederek, kendimizi sevelim ve kendimize değer verelim!

Bu haftanın yazısında size geçenlerde okuduğum, ‘ Psychologies’ dergisinden çok severek okuduğum bir makale ve bu makaledeki belirli noktalara değinmek istiyorum!

Pozitif Psikoloji uzmanı Vanessa King, ‘mutlu olmak’ üzerine araştırmaları derlediği ve yazdığı kitaptan alıntılar yapıyordu makalesinde.. Sizlerle bu makaledeki güzel noktaları paylaşmak istiyorum!

Arastırmalar gösteriyor ki, mutlu bir yakınımız ile iletişime geçtiğinizde, kendimizi mutlu hissetmemizin oranı %15 oranında artıyor! Bize çok yakın olmayan birininin mutluluğunu paylaşmamız, bizim mutluluğumuzu % 10 oranında arttırıyor. Bizim iççim 3. Derecedeki birininin mutluluğuna şahit olmamiz ise, bizim mutluluğumuzu % 6 oranında arttırıyor!

  • Araştırmalar götseriyor ki, mutlu insanların fizyolojik olarak bedensel sağlıkları çok daha iyi bir durumda oluyor.
  • Harvard School of Public Health, 200 hastayı inceleyerek psikolojik sağlık ile, kalp sağlığını inceledi.  Bulunan sonuçlar, iyimserlik ve pozitif duyguların kalp hastalıklarını koruduğu yönünde idi. İyimser kişilerin kalp sağlıklarının, %50 oranında daha iyi olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Yine Araştırmalar gösteriyor ki, 8 haftalık farkındalık meditasyon kursları, beyindeki hippocampustaki gri maddenin artmasını sağlıyor, ki bu madde öğrenmeyi ve de hafızayı önemli derecede etkileyen bir maddedir. Aynı zamanda yine bu madde, şefkat, farkındalık ve içe bakışı arttıran bir maddedir.
  • Karşımızdakilere yardım ettiğimiz zaman ise de, beynimizde zevk, sosyal iletişim ve güvenle ilgili olarak bulunan bölge aktive olmuş oluyor. Yardım ettiğimizde ayrıca, beynimizdeki endorfin hormonları ortaya çıkıyor, bize ve karşımızda yardım ettiğimiz kişilere mutluluk duygusunu aşılamış oluyor! Örneğin, karşımızdakine para vermek eyleminde ,bizler veren kısım olarak, kendimizi çok daha mutlu hissediyoruz.
  • Sosyal ortamlarda bulunmak, bağışıklık sistemimizi kuvvetlendiriyor, kalp rahatsızlıklarına karşı bizi koruyor ve zihinsel olarak bizi canlı tutuyor. Aynı şekilde, yakın bağlara sahip olmamak ise, bizim fiziksel olarak sağlığımızı tehlikeye atıyor.
  • Doğu felsefesi, bizlere mutluluğun öğrenilebilecek bir yetenek olduğunu söylemektedir. Özellikle şefkat ve nezaketin beyinin neuroplastik durumdan dolayı öğrenilebilecek meziyetler olduğunu öğrenmekteyiz.
  • Mutluluk seviyemizin %50 si, genlerimizden gelmektedir, %10 unu, gelir seviyesi ve çevremiz belirler, diğer kısmı ise, bizim bilinçli olarak sahip olduğumuz  bakış açımız ve seçimlerimiz  ile ilgilidir.
  • Pek çok kişi, eğer başarılı olurlar ise, mutlu olabileceklerini düşünürler iken, aslında tam tersi bir şekilde, iyimser ve mutlu olan kişilerin başarıyı yakaladıkları saptanmıştır.

London School of Economics teki Prof Lord Richard Layard, Sir Anthony Seldon, Geoff Mulgan başkanlığındaki Action Of Happiness isimli organizasyonun yayınlamış olduğu kitapçıkta, mutluluk üzerine çok güzel bir kısa açıklama var, gelin beraberce göz atalım!

Hayat- ‘Harika Ruya’ isimli bir küçük alegori olarak yazılmış, ‘Great Dream’ Açılımı ise şu şekilde,

Giving- Verici, yardımcı olmak, başkaları için birşeyler yapmak

Relating-Çevremizdekilerle iletişim halinde olmak, sosyalleşmek

Exercising- Spor yapmak, bedenimize iyi bakmak

Awarness- Farkındalikla yaşamak

Trying Out- Yeni bilgiler öğrenmek

Direction- Hedef Sahibi olmak, amaç edinmek

Resilience- Esnek olabilmek, hayatın içinde farklı olasılıklara açık olmak

Emotions- İyi duygulara sahip olmak için farkındalıkta olmak( iyimser duygulara sahip olmak)

Acceptance- Kendimizi kabul etmek, kendimizi olduğumuz gibi kabul edebilmek

Meaning- Büyük bir idealin bir parçası olmak

Mutlu haftalar diliyorum!