Yakın coĝrafyamız, terör olayları, Ortadoĝu, Uygur dramı ama bir de göçmenliĝin getirdiĝi sürekli kendini konumlama arayışı ‘kimlik ve milliyetcilik’ üzerinde bizi sürekli düşündürüyor.

Ben yeniden evrensel, insan haklarına saygılı, kuşatıcı bir milliyetcilik manfestosunun yazılması gerekliliĝını düşünüyorum.

Milliyetcilik duygu mudur, fikir-doktorin midir, yoksa ne zaman, hangisidir?

Başka sol bir bakış açısına göre de milliyetcilik;  insanın sevdiĝı bir kadına ille sadece benim olacaksın diye zorlaması bir nevi oteriter, faşist bir yaklaşım. Buna katılmak elbette mümkün deĝil.             

Milliyetciliĝın ırkçılıĝa meyil olabilecek sapma riskleri elbette vardır. Aşk ve nefret kişiyi körleştirir; eleştirisel – analitik bakıs açısını kaldırır ve körü körüne savunmayı gerektirdiĝi gibi başka milletlerin güzelliklerine, etkileşime, deĝişime, yenilenmeye karşı da çıkabilir`. Örneĝin: ben Kırgızların kız kaçırma adetini Türk töresi diye savunmak zorunda deĝilim; bu ilkelliktir!  

Mustafa Çalık`ın dokora  tezinde işlediĝi gibi bizdeki milliyetcilik anlayısı Batı`daki nasyonalizm deĝildir. Daha ziyade patriotizm yani vatanperlikdir. Köyü  için ceşme yaptırmak, aĝaç dikmek, Avrupa`da hemşehri derneĝi kurmak da bence milliyetciliĝinin tezahürüdür. Hülasa milliyetcilik aynı zamanda toplumsal sorumluluk alma, farkındalıkdır. 15 Temmuz`da hesapsızca sokaĝa fırlamaktır!

Milletce dokumuz ve tarihi kollektif bilinç altımızla  milliyetciliĝi ırkçı- üstünlük vesilesi veya ötekileştirici bir yapıyla genel olarak ele almadık. Provakasyonlarla yapılan utanç vesilesi 6-7 Eylül, Sivas gibi olayları da yeniden surekli tahlil etmek muhasebesini yapmak gerekir.  Öyle olsaydı ne üzerimize oynanan ne 12 Eylül`ün alt yapı çalışmaları, ne PKK ne de Fetö bizi ayrıştırırdı. Demokrasideki bir çok eksiĝımize ragmen mayamız ebediyete kadar sapasaĝlam kalacak.

Türklüĝü sırf bir etnisite olarak alĝılasaydık tarihte:

Ermeni kökenli Mimar Sinan en büyük Türk mimar olur muydu?

Arnavut kökenli Mehmet Akif Ersoy İstiklal marşımızı yazar mıydı ve ““Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal”: Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!..”der miydi?

İslamiyeti Türklerden öĝrenen Boşnaklar `elhamdülillah müslümanım yerine elhamdülililah Türküm`demeleri ondan.

Herşeyde olduĝu gibi doz ve ritim çok önemli.  Bir hap içer şifa bulursunuz, 10 katına çıkarsa intahar olur. Muhsin Yazıcoĝlu bu dokuyu anlatırken ebru sanatı gibi ahenkden bahsederdi.

Uygur Türklerinden Ögretiler

Anadolumuzda. Selçuklu da Osmanlı da böyleydi. 72 milleti bir bilen Yunus`in milliyetçiliĝi var: `Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil`.

Topluma hatta kendi doĝasına yabancılaşan- yalnızlaşan insan için kendi deĝerleri ile barışık ve uyumlu, ahenk içinde olması mutluluĝun anahtarıdır.  Doĝu Türkistan Balasagun'dan Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig (mutluluk veren) eseri bugün bile aktüeldir.

Hatta bakın daha öncesinden Uygur Türklerinin bilge kişisi Kaşgarlı Mahmud ne demiş:  

Önsöz

Kâşgarlı Mahmud, Dîvânü Lügâti't-Türk'e şöyle başlar;

Esirgeyen, koruyan Allah'ın adıyla

"Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.."

Sahte Milliyetcilik!

Bence milliyetciliĝın karşıtı ne sosyal demokrasi, ne liberalizm ne de internasyanolizm; milliyetciliĝin karşıtı sahte milliyetcilik. Tıpkı islamiyetin karşıtlıĝının sahte dindarlık olduĝu gibi.

Seyyid Ahmet Arvasi`nin tabiri ile bir hakiki milliyetciler, milliyetci geçinenler, bir de milliyetcilikten geçinleri de iyi analiz etmek gerekiyor. Tabi bunu demokratlar, dindarlar, liberaller, Atatürkçuler diye de deĝiştirebiliriz.

Her işte olduĝu gibi milliyetciliĝin de bir endüstürüsü oluşmuş. Kimsenin bir başkasının bardaĝının kaşıĝı, hayali projesinin bir figuranı olmayalım.