İstanbul, 2012 yazını Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki güçlendirme çalışmaları nedeniyle kenti felç eden trafik çilesiyle geçirdi.
Köprü eziyeti aynı zamanda 15 milyonluk megakentin trafik sorunlarıyla yüzleşilmesine de vesile oldu.
1950’lerden bu yana önü alınamayan kent rantlarına ve ‘plansız’ büyümeye dayalı şehirciliğin, karayolu ağırlıklı ulaşımın faturasını günümüz İstanbul’unda yaşayanlar ödüyor.

Kent bir yandan sanayi ve teknoloji merkezi; öte yandan üniversite, bankalar ve hizmet sektörü nedeniyle yoğun bir insan kaynağını istihdam ediyor; tarih, kültür-sanat, turizm değerleri nedeniyle de uluslararası bir çekim merkezi. Marmara ve Trakya havzalarıyla birlikte Türkiye’nin üretim, ticaret ve ihracat gelirlerinin büyük kısmını İstanbul yaratıyor.

O ölçüde de göç alıyor.

Kentin yükü kadar enerjisi ve dinamizmi de İstanbul’u Anadolu insanının gözünde ‘taşı toprağı altın’ değerinde tutmaya devam ediyor. Çalışmak, yaşamak için akın ediyor insanlar.

Dün 17 Ağustos Marmara depreminin 13. yıldönümüydü.
17 bin yurttaşımızı kaybettiğimiz büyük trajedinin anıları tazelendi.
O günlerde İstanbul’u bekleyen olası deprem herkesin üzerine kabus gibi çökmüştü.
Sonra acılar küllendi.

Deprem unutuldu; İstanbul geçen on yılda göğe doğru yükseldi.
Sadece Ataşehir’deki gökdelenlere birkaç milyon nüfus eklendi.
İstanbul’un ulaşımı bir yandan da yeraltına iniyor.

Başbakan Erdoğan tarafından dün, Kadıköy-Kartal metrosunun açılışı yapıldı.
Anadolu Yakası’ndaki bu en uzun metro hattı günde 1 milyonun üzerinde yolcu taşıyacak. Böylece 32 dakikalık bu yolculuk için eskisi gibi trafiğe araç çıkarmaya gerek olmayacak.

Kadıköy, Göztepe, Kozyatağı, Bostancı, Maltepe hattında hem Anadolu hem de Avrupa Yakası’nda işe gidip gelenler açısından özel araç, minibüs ve halk otobüslerine alternatif ‘çağdaş’ bir seçenek doğacak.
Trafik rahatlayacak.

2013’te bu hat, ‘Marmaray’la Taksim, Levent ve Maslak’a bağlanacak.
Boğaz tüp geçişi, üçüncü köprü ve Karadeniz kıyısına havaalanı gibi mega projeler İstanbul’u gelecek on yıllarda rahatlatacak. Ancak o zamana kadar da kent yeşil alanlarını kaybederek artan nüfusuyla biraz daha betonlaşacak.
İstanbul’da onca yatırım arasında deniz ulaşımı ihmal edilmektedir.

Köprü onarımı sırasında şehir hatları vapurlarının, İDO’nun önemi ortaya çıktı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı, Başbakan Erdoğan’ı ve emeği geçen herkesi kutlamak gerekiyor.

Kadıköy-Kartal metrosu, köprü çilesinden sonra ‘bayram şekeri’ gibi.

İstanbullular lunaparka gider gibi, bayram süresince ‘bedava’ metronun tadını çıkaracaklar.

2020’da olimpiyat düzenlemeye aday İstanbul, metro ağını Avrupa Yakası’nda da genişletmelidir.

(Milliyet gazetesinden alınmıştır)