8 aylıkken emeklemeye başladı, Melisa.

1 yaşına bastığında O'nun aynı zamanda ilk bayramıydı.

Yürümeye yeni başladığı için bir çift ayakkabı aldı annesiyle babası.

Önce öpüp kokladılar, sonra yeni ayakkabılarını giydirdiler.

Bayramdan bir gün önce eline kına yaktı annesi.

"Kınalı bebeğim" dedi, öptü kokladı.

İlk kez bayramla tanıştı Melisa.

İlk kez bir çift pabucu oldu Melisa'nın.

Ve ilk kez gittiği bayramlaşmada kınalı parmaklarının arasına hediyeler verdiler.

İlk kez ve son kez terörle tanıştı Melisa.

Sanki dünya yıkıldı başlarına.

Aslında dünyaları yıkıldı.

Savaşın dahi bir ahlakı vardır.

Savaşın dahi bir haysiyeti vardır.

Savaşta dahi kadına, çocuğa kurşun sıkılmaz.

Savaştan bile adice bir durum bu.

Kirli bir savaş bu.

Pis bir pusu.

1 yaşına değmemiş Melisa'nın ne derdi vardı Kürtlük davasıyla.

Kınalı bebeği öldürmekle ne kazandı Kürt halkı.

Yok bunlar Kürtlerin temsilcisi olamaz.

Yok yok bunu yapanların insanlıkla alakası olamaz.

Terör bu kez Gazi kentimizi Antep'i hedef aldı.

Fransıza karşı, Antep müdafaasına koşan Şahinbey'in torunları, hain bir tuzağın kurbanı oldular.

Gaziantep bunun da altından kalkar.

Peki bunu yapanlar bu utancın altından nasıl kalkacaklar.

Ağızlarını açtıklarında, barış, kardeşlik dediklerinde Melisa'nın ruhu karşılarına dikilmeyecek mi?

Sicillerinde bebek katilliği vardı.

Bir kurşun adı konulmamış bebeğin karnından girmişti.

Şimdi buna bir de Melisa eklendi.

Ramazan'da iftar için ezan saatini bekleyen Mehmetçiği şehit etmişlerdi.

Murat Karayılan, barış diye elinin uzattığında Dağlıca baskını gelmişti.

Bu kez de Bayramda eylem olmayacağını ilan ettiler ya, ben; o zaman bunların kanlı bir eyleme hazırlandıklarını anlamıştım.

Bir süredir PKK dağdan şehre indi.

Mücadele daha çetin bir hale geldi.

Çünkü hiçbir kutsalı tanımayan hiçbir değeri olmayan bir örgüt var karşımızda.

Ama bu milletin sabrı da taşmaya başladı.

Şimdiye kadar provokatörlerin tuzağına düşülmediyse bu milletin asaletinden.

Şunu görmemiz lazım.

Esed'in gidişi uzadıkça bu ateş bizi yakmaya devam edecek.

Çünkü Antep neyse Halep o.

Halep neyse Antep'te o.

Suriye'de karışıklıkların ayak seslerinin duyulduğu sıralarda Lübnan'daydım.

Özellikle Beyrut çok gergin ve tedirgindi.

Suriye yönetiminin savaşı bölgeye yaymasından, Lübnan'ı işgal etmesinden endişe ediyorlardı.

Uçağımızın düşürülmesi olayı ve Antep saldırısı bu planın başka bir versiyonu.

PKK bir süredir, Esed'in Şebbiha'sı gibi hareket ediyor.

O yüzden Antep'teki kanlı eylem PKK'nın ama sipariş Esed'den.

Yılarca PKK'yı içinde palazlandıran, besleyen Suriye yönetimi tasfiye sürecinde can havliyle bize saldırıyor.

Kendi savaş uçaklarıyla kendi halkına bomba yağdıran Suriye'nin zalimleri, ateşi bizimde kucağımıza atmaya çalışıyorlar.

1 Yaşındaki Melisamızın bir katili var.

Adı Esad.

PKK ise Esed'in yeni Şebbiha'sı.

Evet yüreğimizi yaktılar ama onların sonları da yakın.

(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)