Yeni Şafak Yazarı Korkmaz: 17 Aralık darbesi!

Yeni Şafak gazetesi yazarı Tamer Korkmaz 17 Aralık operasyonları sivil darbe olarak nitelediği yazısında, 'Emniyet ve Yargı Cuntası'nın devreye sorulduğunu belirtiyor...

Yayınlanma
İşte Tamer korkmaz'ın 'Çökertme!' başlığı ile kaleme aldığı o yazısı;

Çökertme!

ABD ve İsrail'in yörüngesindeki Eski Masa, 'Tabutta Röveşata' atmak amacıyla 7 Şubat 2012 MİT Krizi'nden sonra 17 Aralık'ta ikinci 'sivil darbe' girişiminde bulundu: Eskiden olduğu gibi askeri darbe yaptıramıyorlar. Onun yerine Emniyet ve Yargı Cuntası üzerinden geliyorlar!

İşbu iki sivil darbe girişiminin arasında 'Gezi Kalkışması' icra ettiler; ancak baronların 'Turuncu Devrim' planı berhava oldu.

Ankara'nın uzun yılların ardından Washington ve Tel Aviv'den bağımsızlaşmış olması...

Derin Baronlar için 'felaket' anlamına geliyor!

Yeni Türkiye'yi teslim almak istiyorlar.

Bunun için hemen her yolu deniyorlar.

Yine deneyeceklerdir!

*

Türkiye ekonomisini vurmak, finans sektörünü çökertmek; 17 Aralık sivil darbe girişiminin temel hedefleri arasındaydı.

İran ve Kuzey Irak'la ticari ilişkilerin odağında yer alan Halkbank'a bunun için ateş edildi!

Amaçlanan şudur:

'Türkiye'den devasa para kaçışı olsun...

Son yıllarda Körfez ülkelerinden gelen büyük miktarlardaki para akışı dursun...

Ekonomi batsın...

Bu durum, siyasal sonuçlar doğursun!'

*

2006 yılının Haziran ayında Türkiye'deki mali piyasalardan 25 milyar dolar 'çıkmasının' sebebi buydu.

Atlantik'in öte tarafından düğmesine basılmış olan bu ekonomik provokasyona, aynı miktardaki paranın piyasalara girişi sağlanarak 'mukabele edilememiş' olsaydı...

Devasa bir ekonomik kriz...

Türkiye'yi, hükümeti vuracak; Batı Kulübü de kirli amacına ulaşacaktı.

Neo-Con'ların önde gelen isimlerinden Paul Wolfowitz'in o dönemde gizlice İstanbul'a gelerek Çengelköy'deki Kordon Restoran'da çok sayıdaki işadamına 'paralarını yurtdışına transfer etmeleri için' konuşma yaptığını biliyoruz!

Peki, şimdilerde ne oluyor?

ABD Hazine Bakanlığı Müsteşarı David Cohen İstanbul'a gelip banka müdürleriyle buluşuyor ve 'İran'a yaptırımlar bitmedi, sakın ha para trafiğini gevşetmeyin.' diyor!

ABD, İran'a yönelik 'nükleer çifte standart' temelindeki 'haksız' ambargosunun takibini...

Türkiye'deki bankalara da dayatmak istiyor.

Halkbank'ı içerideki 'iliştirilmişleri' eliyle hedef tahtasına oturtuyor.

*

17 Aralık'ın öncesinde yapılanlar da var:

Ankara Genç İşadamları Derneği Başkanı Abdullah Değer, geçen yıl (2012 Haziran ayında) ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nden bazı kişilerin kendisini ziyaret ettiğini söylüyor:

'AK Parti hükümetine karşı lobi oluşturma çabaları çerçevesinde derneğin başkanına teklifte bulunmuşlar, ret cevabını alınca gitmişler!'

ANGİAD Başkanı, '17 Aralık operasyonuyla ilgili ilk hazırlıkların (polisin telefon dinlemelere başlamasının) bir buçuk yıl önce başladığını bunun da kendisine yapılan ziyaretle aynı günlere denk geldiğine' dikkat çekiyor.

İşadamını, ABD Ankara Büyükelçiliği'nden ziyarete gelenler arasında 'siyasi ataşe' Ashwin Bijanki var!

Bu ismi, sızdırılan Stratfor yazışmalarının tartışıldığı günlerden hatırlamak mümkün...

Başbakan Erdoğan'a 'iki yıl ömür biçen' şu Stratfor kaynaklı manşeti de unutmamışsınızdır!

'Gölge CIA' olarak bilinen istihbarat şirketi Stratfor'un yazışmalarında, Bijanki'nin adı sıkça geçiyordu.

Francis Ricciardone mi, söz konusu ziyareti de yok sayıp, bunu da bizzat mutfağa girip yapacağı ilk 'yalancı patlıcan dolma' ile pek ala yedirebilir!

Finali, 'iliştirilmiş' bir haberle yapalım:

'Türkiye'de faaliyet gösteren İranlı şirket sayısı ABD ve AB'nin bu ülkeye uygulamaya başladığı ambargodan sonra adeta patladı. 2 bin 116 şirket daha kuruldu.' (25 Aralık 2013)

Manşete çekilen işbu haberde bir tek Francis Ricciardone'nin imzası eksik!

ABD'yi ve dahi 'Terör Devleti' İsrail'i asla eleştirmeyenler...

'Türkiye'nin İran'la ticaretinden' fena halde rahatsızlar!

1990-1993 arasındaki faili meşhur suikastların ardından 'İran yaptı!' manşetleri atılırdı...

Şimdilerde, İran'ı işaret parmağıyla gösterme numarasının yöntemi değişti!

... ... ...

Türkiye'de 2 bin 601 İngiliz, 1568 Alman ve 1379 Amerikan şirketi var ve bunlarda hiç problem yok!

İran menşeli şirketlerde 'patlama oldu' ya...

İşte, bu 'çok büyük bir problem!'

ABD ve İsrail ne der sonra, değil mi?!


YAZININ ORİJİNALİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Yorumlar
Reklam Bloğu
Reklam Bloğu
Reklam Bloğu
Reklam Bloğu
Reklam Bloğu
Reklam Bloğu