Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Cumhuriyet'in bir gazete olduğunu ve gazeteciliğin gereğini yerine getirmenin suç olmadığını belirterek, "Cumhuriyet gazetesi hiçbir güç tarafından teslim alınamayacak olan gazetecilik inancıyla yayın hayatını sürdürür ve sürdürecektir." dedi. 

Erinç, Cumhuriyet Vakfı ve gazete yöneticilerine yönelik polis operasyonu ve gözaltılara dair açıklama yaptı. Cumhuriyet gazetesinin Şişli'deki binasının önünde avukatlar ve bazı siyasilerle birlikte hazırlanan ortak metni okuyan Erinç, Cumhuriyet gazetesinin kurulduğu 7 Mayıs 1925 tarihinde yayımlanan ilk sayısından itibaren her anlamda gerçek bir demokrasi için gayret sarf ettiğini söyledi.

Cumhuriyet gazetesi laik, demokratik ve sosyal hukuk devletinin vazgeçilmezliği ve insan haklarının korunması için gazetecilik çizgisinden hiç ödün vermediğini anlatan Erinç, "Cumhuriyet gazetesi gazetedir ve gazetecilik suç değildir.

Demokrasinin savunuculuğunu yapan Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt bir gazetedir. Gücünü okurlarından alır. Cumhuriyet gazetesi hiçbir güç tarafından teslim alınamayacak olan gazetecilik inancıyla yayın hayatını sürdürür ve sürdürecektir. İleri sürülen suçlamalara yanıt vermeyi dahi doğru bulmuyoruz, zul sayarız." diye konuştu.

Erinç, Cumhuriyet gazetesinin, yıllarca Fetullah Gülen ve cemaat yapılanmasının Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir tehlike olduğuna ilişkin yayınlar yaptığını kaydederek, "Aksi inkar edilemez nitelikte bu yayınlarla kamuoyunu bilgilendiren Cumhuriyet gazetesi vakıf ve yönetiminin ve yazarlarının 'FETÖ/PDY ile PKK/KCK terör örgütlerine' 'müzahir' oldukları ve 'üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işledikleri' iddiasıyla soruşturma başlatılmış olmasını hayretle ve endişeyle karşılıyoruz." ifadelerini kullandı.

Basın özgürlüğünün laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkeleri ve temel insan hak ve özgürlükleriyle evrensel hukuk ilkeleriyle korunması gerektiğini dile getiren Erinç, sözlerine şöyle devam etti:
"Terör örgütleri adına suç işlemek, 15 Temmuz darbe girişimini meşrulaştırma amacına yönelik yayın yapmak gibi inanılması ve kabul edilmesi güç iddialara dayalı yakalama/gözaltı/el koyma işlemlerini kabul edilemez, hukuka aykırı işlemler olarak değerlendiriyoruz. Hukuk güvenliğini ortadan kaldırmaya yönelik işlemler kabul edilemez. Basın suçları nedeniyle açılan soruşturmalar, Cumhuriyet gazetesinin yayınları bakımından yadırganmayacak kadar alışılmıştır. Haberler nedeniyle yazar ve muhabirlerimizin Basın Savcılığına çağrılarak ifadelerine başvurulmaları da çok doğaldır." 

Erinç, ifadelerine başvurmak için çağrıldıklarında her zaman gelebilecek olan vakıf yöneticileri ve Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni başta olmak üzere gazetemiz yazarları hakkında uygulanan işlemlerin, gazetenin yayınına son verme girişiminin başlangıcı olarak gördüklerini savundu.
"Böyle bir girişim hukuk güvenliğini, basın özgürlüğünü ortadan kaldırır" diyen Orhan Erinç, "Cumhuriyet gazetesi hakkında başlatılan operasyonlardan ve Cumhuriyet gazetesini susturma çabalarından derhal vazgeçilmelidir. Cumhuriyet gazetesinin, gazetemizin yayınına son verme çabalarını şiddetle kınıyoruz. Tam bir kesinlikle ifade edelim. Cumhuriyet gazetesi hiçbir darbe döneminde, hiçbir güç tarafından nasıl teslim alınamadıysa, dün Fetullahçı savcı ve yargıçlarla ve onların emrindeki güçlerle nasıl mücadele ettiyse, bugün de nereden ve kimden gelirse gelsin her türlü baskıyla sonuna kadar mücadele edecek güçtedir. Cumhuriyet gazetesinin yöneticileri ve yazarları gözaltına alınmış olsa bile demokrasi ve özgürlük mücadelesini gazetemiz sonuna kadar sürdürecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Erinç kendisi hakkında bir gözaltı kararı bulunmadığını ancak evinin polisler tarafından arandığını, kendisinin telefon ve bilgisayarı ile kızına ve ayrıca kendisine ait iki adet iPad'e el konulduğunu sözlerine ekledi.