İşte Ünal Tanık'ın Medya'da epey ses getirecek yazısı...

Muhafazakar medyanın Ertuğrul Özkök aşkı

Kendini sizin kalemleriniz ve ekranlarınızla aklayan bu derin devletin tetikçisinin ürünlerinin neler olduğunun en güzel örneğini görmek istiyorsanız, Rotahaber’in manşetinde yer alan Serdar Ortaç’ın aynı akşam başka bir kanalda yaptığı itirafları okuyun.

Bu yazıyı yazarken aslında ben de aynı havuza su mu taşıyorum diye çok gelgitler yaşadım. Yazıya birkaç kez başlayıp bıraktığım oldu. Sonunda biraz da özeleştiri anlamında yazmaya karar verdim.
 
Kendilerini “muhafazakar” olarak tanımlayan pek çok yazar çizerin ana sermayelerinden birisi maalesef Ertuğrul Özkök ola geldi. Hadi 20 yıl boyunca merkezi sistemin amiral gemisi Hürriyet’te genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemde bunu anlamak ya da mazur görmek mümkündü. 
 
Muhafazakar görünümlü kalemlerin, 29 Aralık 2009’da bu görevden ayrıldıktan sonra Özkök’ü malzeme yapmayı bırakacağını düşünüyordum. Maalesef, nerede ise tam tersi oldu. En büyük sermayeleri olan Ertuğrul Özkök’ün yakasından düşmediler. 
 
Açın bakın gazetelere, belli isimlerin en az haftada bir gün yazılarının konusu Ertuğrul Özkök. Bu malzemeyi ellerinden alsan oturup ağlayacaklar. Maazallah bu sermayenin başına bir şey gelecek olsa kendilerini müflis tüccardan daha değersiz hissedecekler. 
 
Ertuğrul Özkök, bir süreden bu yana da görüntülü medyanın gündeminde. Kimi program yapımcıları, bu ismi kendi kafalarından “iyi reyting” yapacağı, ya da “daha geniş kitlelere ulaşacakları” düşüncesiyle erkanlarına konuk ediyor.
 
Program yapımcılarının ne düşündükleri ayrı bir konu. Bunu en iyi elbette ki kendileri bilir. Ama Ertuğrul Özkök’ün onları ne diye gördüğü çok aşikar. 
 
Onları kendi çöplüğünde tokatlamayı hesap ederek çağrıldığı ekrana çıkıyor. Birbirinden donanımsız ve dünü bilmeyen, dahası eleştirmeye kalksa da içten içe hatta açık açık ağızlarından hayranlık akarak konuklarına sorular soruyorlar. 
 
Vah benim köse sakalım. 
 
Laf illüzyonisti Özkök de soru görünümlü hayranlık salyası bulaşmış topu göğsünde yumuşattığı gibi geldiği tarafa gönderiyor. 
 
Dünün manşetlerini, derin devletin tetikçiliğini yapan bir isim, dünü bilmeyen, dönüp arkasına bile bakmayan, baksa bile okuyamayan insanların eliyle bu toplumda aklanıyor. 
 
Alayınıza yazıklar olsun. 
 
Kendini sizin kalemleriniz ve ekranlarınızla aklayan bu derin devletin tetikçisinin ürünlerinin neler olduğunun en güzel örneğini görmek istiyorsanız, Rotahaber’in manşetinde yer alan Serdar Ortaç’ın aynı akşam başka bir kanalda yaptığı itirafları okuyun.
 
1999 yılında Magazin Gazetecelire Derneği’nin ödül gecesinde terör estirenlerin öncülüğünü yapan iki isimden biri olan (öteki isim Ertuğrul Özkök’ün eski damadı Ercan Saatçi idi) Serdar Ortaç, Ahmet Kaya’ya bıçak çatal fırlatırken kamuoyunun dolduruşuna geldiğini söyledi.
 
Serdar Ortaç’ın kamuoyu dediği atmosferi kim yaratıyordu dersiniz? Ertuğrul Özkök ve hempalarından başkası değil. 
 
MGD’nin ödül gecesi ve orada yapılanlar, bu topluma yapılanların en hafifi. Açın aşağıda atılan manşetlere bir göz atın. 
 
28 ŞUBAT MANŞETLERİNDE NELER YOKTU Kİ
 
Neler olduğuna, patronlarının ekonomik gücüne güç katmak için neler yapıldığına bir bakın. “Şeriat geliyor” çığırtkanlığıyla hangi soygunların yapıldığını ve hala o yaraların sarıldığını unutmayın.
 
Derin devletin Matrix tipi gibilerinin yüzünden bu ülkenin kaybettiği on yıllarına yanın. 
 
O manşetlere göz attıktan sonra da Muhafazakar görünümlülerin yaptığı haltları nereye oturtacağınıza karar verin. 
 
Ünal TANIK / Rotahaber