İSTANBUL - Gazeteci, yazar ve hikayeci Ahmet Kekeç, tedavi gördüğü hastanede 59 yaşında hayatını kaybetti.

Usta yazarın oğlu Mehmet Hakan Kekeç, babasının vefatını sosyal medya hesabından, "Ne diyeceğimi bilemiyorum. Aslan gibi, bileğiyle savaştı. Babam, Ahmet Kekeç'i kaybettik. Yağmurdan sonra görüşürüz, babam." ifadeleriyle duyurdu.

Daha önce 2 kez kanseri yenen ve son olarak akciğerindeki rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gören yazar, 9 Kasım'da Kovid-19 testinin pozitif çıkmasıyla yoğun bakıma alınmıştı.

- Öz geçmişi

Malatya'da 3 Ocak 1961 yılında dünyaya gelen Star Gazetesi yazarı Kekeç, doğduğu şehirde eğitim hayatına başladı ve sırasıyla Atatürk İlkokulu, Atatürk Ortaokulu ile Atatürk Lisesi'nden 1978'de mezun oldu.

Liseyi bitirdikten sonra ailesinin de yönlendirmesiyle üniversite hayatına Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nde başlayan Kekeç, 17 yaşındayken Gırgır dergisinde mizah öyküleri yayımlamaya başladı.

Kekeç, kaleme aldığı hikaye, eleştiri ve denemeleri 1980'den itibaren Aylık Dergi, Mavera, Yönelişler, Kayıtlar, Kırkayak (Kırklar), Kitap Dergisi, Girişim, İmza dergilerinde yayınladı. Yazar aynı zamanda 1989'da "İmza" dergisinin kurucuları arasında da yer aldı.

Aynı dönemlerde gazetecilik mesleğine de adım atan Kekeç, ilk olarak "Milli Gazete" (1985), "Yeni Haber", "Zaman" (1986), Vahdet (1988), Yeni Şafak (1999) ve "Akit" gazetelerinde editör ve köşe yazarlığı gibi görevlerde bulundu.

Kekeç, Gençlik dergisi tarafından 1997'de "yılın yazarı" seçildi. Aynı yıl Türkiye Yazarlar Birliği "Basın -Fıkra Ödülü"nü, 1999'da ise "Yağmurdan Sonra" adlı romanı ile Tuzla Belediyesi Roman Yarışması'nda birincilik ödülünü aldı.

Kanal 7'de bir yıl kadar yorumculuk da yapan Ahmet Kekeç, bir dönem Cine5'te Rasim Ozan Kütahyalı ve Salih Tuna ile birlikte "Memleket Meselesi"nin yanı sıra yine aynı kanalda "Derin Mevzu" adlı tartışma-sohbet programını sundu.

Kekeç, daha sonra 24 TV'de Nagehan Alçı ile birlikte "Nerede Kalmıştık", Nevin Ateş ve Mustafa Armağan ile birlikte "Tarihçe", Ülke TV'de de Turgay Güler ve Yusuf Ziya Cömert ile birlikte "En Sıra Dışı" adlı üç televizyon programında yer aldı.

Kekeç, son yıllarda çalışmalarını roman üzerine yoğunlaştırmıştı ve 2016 yılından beri Star Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam ediyordu.

Usta yazarın hayatı boyunca kaleme aldığı eserler ise şöyle:

Öykü, "Son İyi Şeyler" (1985), roman "Yağmurdan Sonra" (2000), deneme "Beni Türk İmamlarına Emanet Ediniz" (1991), "Atam Sen Kalk Ben Yatam" (1993), "İnek Sosyalizmi" (1996), "Maalesef Türkiye" (1996), "Yurtta Sus Cihanda Sus" (1996), "Gazeteciyim Ama Tedavi Görüyorum" (1999), "Kalanlar" (2003), anı "Derin Roman" (2004), günce "Kanamalı Haydut" (2005), inceleme- araştırma "CIA ve 12 Eylül -Bir İhtilalin Romanı" (1993), "Ali Şükrü Bey Cinayeti" (1996), "Sıkı Adamlar" (2002).

KEKEÇ, 16 KASIM'DA SON YOLCULUĞUNA UĞURLANACAK

"Yağmurdan Sonra", "Son İyi Şeyler" ve "Ulufer" kitaplarının yazarı Ahmet Kekeç, pazartesi günü son yolculuğuna uğurlanacak.

Daha önce 2 kez kanser tedavisi gören ve yeni tip koronavirüs sebebiyle tedavi gördüğü hastanede 59 yaşında hayatını kaybeden usta yazarın cenazesi, 16 Kasım'da Eyüp Sultan Camisi'nde kılınacak namazın ardından Eyüp Sultan mezarlığına defnedilecek.

Usta kalem Kekeç'in vefatı nedeniyle, edebiyat ve basın dünyasından birçok isim sosyal medya hesaplarından başsağlığı mesajlarında bulunarak, üzüntülerini dile getirdi.

Şair Mürsel Sönmez AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ahmet Kekeç'i ilk olarak Yaşar Kaplan'ın çıkardığı "Aylık Dergi" ve "İmza" dergilerinden hatırladığını belirterek, şunları anlattı:

"Sonraki tanışıklığımız sürecine kadar da yazdığı her şeyi aşağı yukarı takip ediyordum. Özellikle hikaye ve roman noktasında Türk edebiyatında naif, okuru yormayan, hayata dair gerçeklikleri çok iyi resmeden bir kalemi ve üslubu vardı. Bununla beraber yakın tarihe olan ilgisiyle yazdığı metinler bir nevi ülkenin içinde yaşadığı durumu sorgulama mahiyetinde metinlerdi. Türk edebiyatı açısından farklı bir tadı kaybettik. Bu tat hayatla, yaşanılan gerçeklikle, doğru ve serin kanlı temas kurabilen, bunu yazdıklarına yansıtabilen bir kalemdi. İşe çırak olarak değil usta olarak başlamış birisiydi. Düz yazının ne olduğunu çok iyi kavramış ve bunun da gereğini yerine getirmiş birisiydi. Allah rahmet eylesin."

- "Adeta meydanın kendisi oldu, bize cesaret ve dirayet verdi"

Şair İbrahim Tenekeci, 35 yıl önce yayımlanan Kekeç'in "Son İyi Şeyler" isimli öykü kitabından "Dün annemin mezarına gittim kar yağıyordu." bölümünü paylaşarak, "Bugün de yağmur yağıyor." açıklamasına yer verdi. Tenekeci mesajında "Zor zamanlarda hep önde gördük onu. Adeta meydanın kendisi oldu. Bize cesaret ve dirayet verdi. Ömrünün hatırı sayılır bir kısmı mahkemelerde geçti.' dedi.

Öykücü, eleştirmen Necip Tosun ise Kekeç'le fotoğrafını, "Yıl 1985. İstanbul. Ahmet Kekeç evimize gelmiş. Öykü çalışıyoruz." bilgisiyle paylaştı. Tosun ayrıca Ahmet Kekeç'in yazdığı mektuba da satırlarında yer verdi:

"Ahmet Kekeç'ten mektup. Yıl 1984. Birbirini hiç görmemiş iki genç. Bu dönemde yazarlar daktilo ile yazışıyor: Yazınsal gerçeklikle hayat gerçekliği farklı şeyler. Fakat ortaya edebiyat metni çıkarmak için de büyük ölçüde hayat gerçekliğine yaslanmak zorundayız."

Yazar Zeki Bulduk, "Ahmet Kekeç abi de şu fani dünyayı terk etti. Mekanı cennet olsun. Şahidiz Müslümanlığına, delikanlılığına, mertliğine. Hüzünler yılı bu yıl... Üzgünüm. Kanamalı bir haydut gibi son iyi şeylerin de sonundayım." paylaşımında bulundu.

- "Kalemini, duruşunu ve yüreğini çok özleyeceğiz"

Yazar Leyla İpekçi, Kekeç'e Allah'tan rahmet ve ailesine sabır dileyerek, "Güzel gönüllü dost insandı. Ortak kaygılarımız bir dönem bizi birlikte mücadele içindeyken yaklaştırmıştı. Kendisini hayırla yad edeceğiz." açıklamasını yaptı.

"Ah Ahmet ağabey! Menzilin mübarek olsun. Geçen mayıs ayıydı bir çay eşliğinde konuşup gülümsediğimiz zaman. Kalemini, duruşunu ve yüreğini çok özleyeceğiz." mesajına yer veren Salih Zengin, ayrıca yazar Mustafa Kutlu'nun taziyesini okurlara ulaştırdı: "Hikayeci Mustafa Kutlu'dan bir taziye mesajı var. Uzun zamandır tanıdığı merhum Ahmet Kekeç'in vefatı dolayısıyla kendisine rahmet ve ailesine başsağlığı dileklerini iletiyor."

Senarist, oyuncu Hasan Kaçan, "Kıymetli Ahmet Kekeç de Hakk'a yürüdü. Nev'i şahsına münhasır, esaslı bir dosttu. 28 Şubat zulmüne M. Emin Yavuz mahlasıyla, cesurca direndiğinin mahkemelerdeki yakın şahidiyim. Yağmurdan sonra buluşmak umudu ile, Allah mekanını cennet eylesin güzel abim. Seni çok özleyeceğiz." paylaşımında bulundu.

Yazar Yusuf Kaplan, sosyal medyadan yayınladığı mesajında çok üzüldüğünü dile getirerek, "Dayanamadı gitti bu dünyanın zulmüne, çirkefine. İyileşir, döner diye bekledim, dua ettim. Takdir böyleymiş. Boynumuz kıldan ince takdir-i ilahi önünde. Allah rahmet eylesin. Mekanını cennet eylesin. Ailesine, sevenlerine sabır versin." dedi.

Yazar Saadettin Acar, rahmet dileyerek, "Üzüntümü ifade edecek kelime bulamıyorum. Çok hakkı vardı üzerimde." açıklamasını paylaştı.

- "Mütevazı ve kalendermeşrepti"

Ketebe Yayın Yönetmeni, şair Furkan Çalışkan da mesajında şunları ifade etti:

"Hani görünce kendinizi güvende hissedersiniz, hani gelen felaket olsa bir şekilde savuşur gider onunla dersiniz ya Ahmet Kekeç öyle bir adamdı. Bu haberin asla gelmeyeceğine kendimi ikna etmiştim. Çok üzgünüm. Yağmurdan sonra abi..."

Şair ve sunucu İbrahim Sadri de paylaştığı mesajında, "Donanımlı, bilgili ve çok iyi bir kalem ustasıydı. Gençlik yıllarımızda Cağaloğlu havzasında birlikte olmuştuk. Mütevazı ve kalendermeşrepti. Maalesef koronavirüs belası Ahmet Kekeç'i de aramızdan aldı. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun." dedi.

Psikiyatr, yazar Erol Göka da hesabından şunları paylaştı:

"Güzel insandı Ahmet, memleketin adamıydı. Cağaloğlu'nda dergilere, kitapevlerine sığındığımız zor günlerde daha çok görüşürdük. Emin hissederdiniz yanında. Neşesinin yanı başındaki hüznünü, esprili zekasına eşlik eden ciddiyetini görürdünüz. İyiliğinin şahidiyiz, daim duacısıyız."

Araştırmacı Müfid Yüksel de "İmza Dergisinden beri, 32 yıllık arkadaşım Ahmet Kekeç Hakk'ın rahmetine kavuşmuş." açıklamasını yaparak taziye dileklerini iletti.

"Tarifsiz Hüzün" başlığıyla paylaşımda bulunan sosyolog, yazar Bedri Gencer yazısında, "Ahmet Kekeç neredeyse 40 yıllık dostumdu. 1989, Sohbet kıraathanesinde yeni derginin planlarını yaptığımız dün gibi. Malatyalı yiğit delikanlı da ilahi emirle son yolculuğuna çıktı. Allah rahmet eylesin, cennetinde buluştursun." ifadelerine yer verdi.

Yayıncı İsmail Fatih Ceylan da, "İnsan birlikte çalıştığı, yıllarca beraber gezip tozduğu, senaryo çalışmaları yaptığı, kahve köşelerinde çay içip muhabbet ettiği bir eski dostunu kaybedince derin bir yokluk hissi duyuyor. Allah, Ahmet Kekeç'e rahmet eylesin." paylaşımında bulundu.

Öykücü Yunus Emre Özsaray ise şu değerlendirmeyi paylaştı:

"Sonra bakıyorsun bir şeyler eksiliyor. Birileri gidiyor, dünya dönüyor, acılar, hatırlayışlar, tanıklıklar kalıyor. Güzel şahitlikler yaptı, "Güzel"e yürüdü. Şahidiz. Mevla rahmet eyleye..."

- 2019'da son romanı Ulufer okura ulaşmıştı

Uzun yıllar sonra 2019'da Turkuvaz Kitap'tan yayımlanan "Ulufer" romanını okurla buluşturan Ahmet Kekeç'in yazarlık hayatı boyunca yayımlanan kitaplarından bazıları şöyle:

Öykü, "Son İyi Şeyler" (1985), roman "Yağmurdan Sonra" (2000), deneme "Kalanlar" (2002), "Beni Türk İmamlarına Emanet Ediniz" (1991), "Atam Sen Kalk Ben Yatam" (1993), "İnek Sosyalizmi" (1996), "Maalesef Türkiye" (1996), "Yurtta Sus Cihanda Sus" (1996), "Gazeteciyim Ama Tedavi Görüyorum" (1999), anı "Derin Roman" (2004), günce "Kanamalı Haydut" (2005), inceleme- araştırma "CIA ve 12 Eylül -Bir İhtilalin Romanı" (1993), "Ali Şükrü Bey Cinayeti" (1996), belgesel- roman "Cumhuriyet Apartmanı" (2017)