Dündar'ın yazısının tamamı şu şekilde:

"Bir buçuk yıl önce, geçen yılın şubat ayında Cumhuriyet'in Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendiğimden beri başıma gelenler, ömrümün tamamında yaşadıklarımdan fazla:

Saldırılar, alkışlar, tehditler, hedef gösterilmeler…

Yargılanma, tutuklanma, hapishane…

Tecrit, mahkûmiyet, kurşunlanma…

Hakaretler, ödüller, yeni soruşturmalar, sıradaki davalar…

Dönemin ağır baskısı ile bizim gazetecilik coşkumuzun yarışmasının faturaları…

Boyun eğmemenin gururuna eklenen bedeller…

Temmuz başında, gazetemden kısa bir mola talep etmiştim. Bu yorucu serüvenin ardından biraz dinlenecek, kitabımla ilgilenecek, sonra işimin başına dönecektim.

O arada 15 Temmuz geldi.

Kanlı bir darbe girişimi, yıllardır yaptığımız uyarıların ciddiyetini gösterdi. İktidar, nihayet dediğimize geldi.

Fakat bir de ne görelim:

Cemaatle derin işbirliklerinin hesabını vereceklerine, bizden hesap soruyorlar; 'Cambaza bak' yapıp darbecilerle eski ortaklıklarını unutturmaya ve fırsattan istifade muhaliflerinden kurtulmaya çalışıyorlar.

Darbeden hemen sonra attıkları birkaç somut adım, en azından benimle ilgili bu niyeti açıkça gösterdi."

Kaynak: tr.sputniknews.com