Ermeni asıllı Suriyeli şarkıcı Lena Chamamyan, "Yeniden Suriye'ye dönmeyi ve savaş sona erdiğinde, insanlar tiyatroya daha rahat bir şekilde gidip gösteri izlediğinde, şarkı söyleyip, dans edip, ağlayıp, mutlu olduğunda bir turne yapmayı istiyorum. Umarım savaş en kısa zamanda sona erer ve Suriye'nin tüm şehirlerinde bunu yapabilirim. Bu benim duam." dedi.

Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde konser veren genç sanatçı, yaptığı açıklamada, tanıtımına İstanbul'dan başladığı yeni albümünü ve Suriye'de devam eden savaşa ilişkin düşüncelerini anlattı.

Chamamyan, İstanbul'a üçüncü kez konser vermek üzere geldiğini belirterek, "Burada olduğum için çok mutluyum. Bu konser, 'iki renk' anlamına gelen yeni albümüm 'Lawnan'ın tanıtımı da olacak. Göksel Baktagir ile iş birliği yaptığım ve tamamen Türk müzisyenlerle çalıştığım bir albüm oldu. Şarkıların 8'i Göksel'in. Biri benim bestem, biri Ermeni folk müziği. Sözleri ise bana ve menajerime ait. Bu albümde ilk kez birlikte çalıştık. Önceki albümlerimden tamamen farklı bir albüm oldu." ifadelerini kullandı.

Zorlu PSM'nin, Orta Doğu'daki performans sanatları merkezlerinin en iyilerden biri olduğunu kaydeden sanatçı, "Zorlu'da ilk kez söyleyeceğim çok memnunum. Gerçekten çok sanatsal bir mekan ve buraya geldiğinizde fotoğrafları görüyor, o duyguyu ve sanatın gücünü hissediyorsunuz." diye konuştu.

- "Yeni albüm Broadway müzikali gibi"

Lena Chamamyan, ilk iki albümünün daha folk müzik olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Her iki albümde de benim bestelerim, benim hikayelerim vardı. Müzik türü de daha çok benim Avrupa ile olan ilişkimi yansıtıyordu. Bu nedenle daha batılı bir müzikti. Yeni albümüm ise ilk iki albüm ile benzer hislere sahip. Fakat yeni besteler ve sözler var. Ayrıca Arap müziği için de tamamen yeni bir şey. Örneğin 'Sunrise' (Güneşin Doğuşu) şarkısı, daha müzikal bir eser. Broadway müzikali gibi."

Geleneksel doğu melodilerini batı klasikleriyle bir araya getiren sanatçı, albümdeki şarkıların hikayeleri olduğunu ifade ederek, "Çocuklar ve yetişkinler yani herkes için bir hikaye anlatıyorum. Orta Doğu'nun durumunu, Suriye'nin ve Suriyelilerin yaşamını anlatıyorum. Bu nedenle de sözleri yazış şeklinde bile bir yenilik var. Müziği gerçekten çok yeni. Bazı şarkılar çok klasik ve ilk iki albümün de devamı gibi." değerlendirmesinde bulundu. 

Chamamyan Suriye'deki savaşa da işaret ederek, şöyle konuştu:
"Suriyeli olup da Suriye'deki savaştan kendinizi dışlayamıyorsunuz. İlk şarkım 'Marsa Zaman'. Göksel'in (Baktagir) 'Mümkün mü' isimli şarkısı. Sözleri limanla deniz arasındaki aşkı anlatıyor. Bir kasırga geliyor ve aralarında bir savaş başlıyor. İnsanlar denizin yanına gelip ona sarılmak istiyor. Fakat su hepsini yutuyor. Bu hikaye aslında Suriyelilerin ve hatta herkesin hikayesi. Aslında herkes yaşamak için bir savaş veriyor ve ilkini atlattıktan sonra ikincisinin hep daha kolay olacağını sanıyoruz. Oysa bazen daha da zor olabiliyor. Bu tür duygular bütün şarkılarda var. Yani sözler hem Suriyelilerin durumunu ve aşkı anlatırken aynı zamanda insanlığı da ele alıyor."

- "Savaşın en kısa zamanda sona ermesini diliyorum"

Paris'te yaşayan genç sanatçı, zaman zaman Suriye'ye gittiğini aktararak, "Ben Suriye'de konser verdiğimde her şehrinde konser vermek istiyorum. Fakat şu anki durum nedeniyle, Halep, Humus, Rakka ve Palmira gibi yerlerde konser veremiyorum. Sadece Şam'da konser vermek istemiyorum. Yeniden Suriye'ye dönmeyi ve savaş sona erdiğinde, insanlar tiyatroya daha rahat bir şekilde gidip gösteri izlediğinde, şarkı söyleyip, dans edip, ağlayıp, mutlu olduğunda bir turne yapmayı istiyorum. Umarım savaş en kısa zamanda sona erer ve Suriye'nin tüm şehirlerinde bunu yapabilirim. Bu benim duam. Sadece umut etmiyorum, diliyorum. Savaşın en kısa zamanda sona ermesini diliyorum. Çünkü barışa ihtiyacımız var." dedi.

Lena Chamamyan, Türk hayranlarının gösterdiği ilgiden duyduğu memnuniyete değinerek, şöyle devam etti:
"İlk albümümle birlikte şarkı söylemeye başladığımda, Türk dinleyicilerimin olması beni şaşırtmıştı. Çok fazla Türk dinleyicim var. Beni dinliyor ve şarkılarımı seviyorlar. Bazen şarkı sözlerinin Türkçe tercümelerini buluyorlar. Bir şarkıcı olarak bunun beni ne çok mutlu ettiğini tahmin edemezsiniz. Okuduğunuz şarkının sözlerini anlamayan kişiler sizi seviyor ve destekliyor. İstanbul'daki üçüncü konserim olacak. İstanbul'un müzik konusunda dünyadaki en zorlu şehirlerden biri olduğunu biliyorum. Çünkü harika müzisyenler burada. Müthiş müzisyenler, müthiş bir sanat, harika yemekler, hatta müthiş bir moda var. Hepsinde de yüksek düzeydeler. Türk insanının sizi sevmesi, sizin de iyi bir seviyede olduğunuz anlamına geliyor."

- "Türk müziğiyle büyüdüm"

Bir sanatçının kendine ve kültürüne özgü tınılara yer vermeden yurt dışında yer edinmesinin zor olduğunu dile getiren Chamamyan, "Ben Türk müziğiyle büyüdüm. (İbrahim) Tatlıses ve Ermeni-Türk ud sanatçısı Hrant'ı (Kenkülyan) dinliyordum. Anne tarafımdan Suriye müziğini alsam da aslında Mardin'in müziğiydi. Daha çok Anadolu müziğiydi. Bir gün buraya geleceğimi hiç düşünmemiştim. Tek düşündüğüm şarkı söylemekti. Dışarı çıkıp konserler vermeyi hiç planlamamıştım." diye konuştu.

Chamamyan, albüm için bir araya geldiği Göksel Baktagir ile aralarında bir harmoni olduğunu ve albümde yer alan tüm müzisyenlerin işlerinde çok iyi olduğunu belirterek, "Bu derece iyi müzisyenlerle çalıştığınızda, aynı dili konuşuyor olmanıza gerek olmuyor. Onlar İngilizce konuşmuyor, ben Türkçe bilmiyorum. İletişim kurmak çok zordu ancak aynı zamanda da tam olarak müzikal bir harmoni vardı. Birbirimizi anladık ve destekledik." ifadelerine yer verdi.
 
Albümü, bir konserdeymiş gibi canlı kaydettiklerini dile getiren sanatçı, bu şekilde albüm hazırlamanın çok zor olduğuna vurgu yaptı.