Şimdiye kadar öğrenmemesini, kendisi açısından eksiklik olarak gördüğünü belirten Koçyiğit, “Kürtçe de bizim dilimiz, ama uygulanan yanlış politikalardan dolayı, sanki yabancı bir dil, bize uzak bir dil gibi algıladık yıllarca” dedi.

Orhan Miroğlu’nun sunduğu ve her hafta Pazar günleri ekrana gelen Sessiz Çağrı programına konuk olan Hülya Koçyiğit, sanat hayatını, akil adamlar heyetindeki günlerini anlattı.

“Biz neden içimizdeki dilleri konuşamıyoruz ve neden bu kadar yabancılaştık?” diye soran Hülya Koçyiğit, “Kürtlerle Türkiye’nin her yerinden iç içeyiz, Kürtçe de bize ait bir dil, ancak bu dili öğrenemedik. Her zaman, Türkçe konuş diyorlardı. Tabiki, Türkçe konuşabiliriz, resmi dil Türkçe'dir. Ancak neden kendi içimizdeki dilleri konuşamıyoruz. Neden tamamen yasak olsun. Yasak insan doğasına aykırıdır. Bir şey yasaklanırsa, ona merak daha da artmaya başlar. Herkes neden yasaklandı demeye başlar? Ve insanlar o konuya daha fazla eğilmeye başlarlar. Nerede olursa olsun, kime karşı olursa olsun, yasak koyarsan, onlar inatla onun tersini yapmaya başlarlar” diye konuştu.

“Kaybettiğimiz yılları telafi etmemiz lazım” diyen Koçyiğit sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bir birbirimizi dinledikçe, birbirimizi daha iyi anlarız. Birbirimizi anlamak, birlikte yaşamak için, bu yönleri de görmemiz gerekir. Bunun için kola kola girip, şarkı söylememiz gerek. Kürtçe bir şarkı duyunca kendi kendime soruyorum, neden Kürtçe bilmiyorum, neden sözlerini anlamıyorum? Neden o sözlerini bende söyleyemiyorum?Kürtler, Türkçe dinledikleri zaman anlıyor, eşlik ediyor, keyif duyuyorlar… Ben de Kürtçe bir şarkı dinlediğimde o kadar keyiflenmeli, anlamalı, eşlik edebilmeliyim. Çünkü ortak bir kültür, ortak bir tarih ve coğrafyamız var.”