MUSTAFA KÖKER
LONDRA

Pazar günü İngiltere Türk Diyanet Merkezi salonunda gerçekleşen toplantıya Suriyeli Dr. Muhammed Najar da katılarak bölgedeki durumu anlattı.

Dernek yönetim kurulundan Celal Gökçe’nin takdim konuşması ile başlayan program, Dr. Muhammed Najar’ın okuduğu Kur’an-Kerim tilaveti ile başladı. Hüseyin Temur’un mealini aktardığı programda, IHH-Uk başkanı Ali Tahir, kuruluş süreci ve geçen dönem içerisinde derneğin yaptığı faaliyetler hakkında misafirleri bilgilendirdi.

SURİYELİ KIZIN VASİYET MEKTUBU

Hamza Yiğit Doğan, Suriyeli bir kız çocuğun, çizdiği resimle tabutun içinde kendini tasvir ederken, ailesine yazdığı, "Bu benim vasiyetimdir. Canım annecim! Senden benim güzel gülüşlerimi hatırlamanı ve yatağımı olduğu gibi bırakmanı istiyorum. Ve sen ablacığım! Arkadaşlarıma de ki: ’O açlıktan öldü...’ Ve sen abiciğim! Üzülme; ama, ikimiz birlikte, ’Biz açız!..’ dediğimizi hatırla. Ey Ölüm meleği! Acele et ve ruhumu al ki artık Cennette yemek yiyeyim. Ben çok açım. Ve ey ailem! Benim için korkmayın. Ben sizin yerinize de Cennette yiyebildiğim kadar çok yiyeceğim" diye biten hüzünlü mektubunu okudu. 

IHH-UK başkanı Ali Tahir, konuşmasında, Madaya’da dünyanın gözü önünde bir insanlık trajedisi yaşandığı halde abluka altında tutulan çaresiz insanlara gereken yardımın yapılmadığını ve insani yardım kuruluşlarının da birkaç kanaldan yardım ulaştırabildiğini kaydetti.

Şu anda Madaya’da hayatta kalma mücadelesi veren insanlara tek yardım kanalının para olacağını belirten Ali Tahir, “Madaya’ya yardımların ulaşabilmesi için tek bir yol var o da oradaki gönüllü kuruluşlara para yardımı ulaştırılması. Bu kuruluşlar ihtiyaçları temin ederek Madaya’ya ulaştırıyor. Biz ihtiyaç sahiplerine ulaşacağından emin olmadan yardımları teslim etmeyeceğiz. Teslim ettiğimiz yardımları konusunda da destek verenleri bilgilendireceğiz” dedi.

Tahir, IHH-UK’in kurulduğu 2012 yılından bu yana küçük bağışlardan oluşan yardımların toplamının 165 bin sterline ulaştığının ifade etti.

SURİYE’NİN DURUMUNU HAYAL BİLE EDEMEZSİNİZ

Programda konuşan Suriyeli Dr. Muhammed Najar, Suriye halkının durumunu anlattı. Son yapılan bombardımanlarla birlikte yine yüzbinlerce insanın Türkiye sınırına doğru hareket ettiğini ve Kilis yakınlarında sınırda beklediklerini anlatan Najar, “Suriye halkının durumunu anlamak bir yana, hayal bile edemezsiniz” diyerek bölgede yaşanan dramın büyüklüğüne dikkat çekti.

BiR MiLYONA YAKIN EL VE AYAĞI OLMAYAN ÇOCUK VAR

Sadece Madaya’da 40 bin çocuğun açlık yaşadığına işaret eden Najar, “Madaya’nın etrafı tamamen mayınlarla çevrili ve keskin nişancılarla abluka altında. Dünyanın gözü önünde insanların açlıktan öldüğünü görmek insanın kalbini kanatıyor. Dünya liderleri toplantılar yapıyorlar ama bir sonuç çıkmıyor. Oysa, ABD başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Putin’e bir telefon edip konuşsa bombardımanlar bir günde sona erer. Bunu yapmıyorlar ve dünyanın gözünün içine bakarak münafıklık yapıyorlar. Türkiye hükümeti sınırları, Türk halkı evlerini açıyor ve her türlü desteği veriyorlar. Arap ülkeleri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip erdoğan’ın verdiği destekten rahatsız oluyorlar ve onun için eleştirip hedef alıyorlar. Suriye’nin etrafındaki Arap ülkelerinin yaptıkları yardım ile Türkiye’nin yaptığı yardımlar kıyaslandığında Arap ülkeleri komik duruma düşüyorlar” diye konuştu.

Dr. Muhammed Najar, Suriye’de savaştan en fazla çocukların zarar gördüğünü hatırlatarak, “Tam bir milyona yakın el ve ayağı olmayan çocuk var. Bu çocukların proteze ihtiyaçları var. Durum çok vahim, ne anlatabiliyoruz, ne de sizzler durumun ciddiyetini anlayabilirsiniz” dedi.

Programda çorba ikramının ardından yapılan duada da duygulu anlar yaşandı.

RESSAM GÜLİSTAN ARSLAN TABLOLARIYLA KATILDI

Programa, kampanyaya destek amacıyla yapılan hediye bağışları açık artırmada satıldı. Ressam Gülistan Arslan da Madaya kampanyası için hediye tabloları ile destek verdi.

KORUYUCU AİLE OLUN ÇAĞRISI

Programa Islington, Enfield, Hariney ve Hackney Fostering and Adoption konsorsiyumunu temsilen katılan Turkay Hadji-Filippou da, katılanlara seslenerek, Suriye’den gelen çocuklara koruyucu aile olmaya çağırdı.

Kimsesiz çocukların kendi kültür ve dinlerine uygun aileler tarafından sahiplenilmesinin önemine işaret eden Turkay Hadji-Filippou, ilgi duyan ailelerin kendileri ile temas kurmaları için enformasyon bilgilerini kapsayan broşürler dağıttı.