Londra tarihçisi Dr Matthew Green, Daily Telegraph gazetesinde Londra kafelerinin tarihi konusunda yazdığı yazıda, Londra’ya ilk kahvenin Türkiye’den geldiğini belirtti.


“Londra’da kahvenizden aldığınız her bir yudumda, 360 yıl önce City’nin kalbindeki çamurlu kilise avlusunda başlayan o ritüele katılıyorsunuz” diye yazan Green, Londra’daki ilk kahvehanenin, daha doğrusu ilk kahve tezgahının, 1652 yılında Pasqua Rosee adlı egzantrik bir Yunanlı tarafından açıldığını belirtti.


Rosee’nin İzmir’de bir İngiliz Levant’ının emrinde çalışırken “egzotik Türk içeceğine” karşı damak tadı geliştirdiğini kaydeden Green, Rosee’nin daha sonra bu içeceği Londra’ya ihraç etmeye karar verdiğini kaydetti.


Green, “Her kesimden insan kahve eşliğinde birbirleriyle tanışıp, selamlaşıp, içip, düşünüp, yazıp, dedikokdu ve espiri yapmak için bu işyerine akın etti” diye yazdı.


Kısa bir süre sonra Pasqua’nın günde 600 fincan kahve satmaya başlaması üzerine ilk kahvehanenin açıldığı Cornhill bölgesinde bulunan birahane ve taverna sahiplerinin çaresizce baka kaldıklarını kaydeden Green, “Daha da kötüsü, kahve sarhoşluğun, şiddet ve ihtirasın ilacı olarak tanımlanıp; soyut düşünce, entellektüellik ve nüktenadlığın katalizörü olarak görülür oldu” ifadesine yer verdi.


Green, “Rosee kahvehanelerin hızla artmasını tetikledi ve onun bu ‘acı Müslüman bulamacı’ Londra’yı sonuza dek değiştirdi” diye yazdı.