MİHRİŞAH SAFA
LONDRA

Toplumsal araştırmalarıyla tanınan sosyolog Semra Eren-Nijhar, Türkçe konuşan toplum içindeki yüksek intihar vakalarına dikkati çekerek, ulusal verilere göre Londra’da yaşayan Türkçe konuşanlar arasındaki bu oranın oldukça yüksekliğine vurgu yaptı. 

Dünya çapında her 40 saniyede bir intihar olayının  rapor edildiğini,  2011 yılında İngiltere'de, 6.045 sayıda 15 yaş ve üzeri gençlerin intiharla ölüm olayının   kayıtlara  geçtiğini kaydeden Türk sosyolog, raporunda “ Londra'da Türkçe Konuşan Toplum içinde, intihar eden genç insanların sayısının oranının, ulusal verilerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek” olduğuna da dikati çekti.

Toplum içinde endişe yaratan, çeşitli uzmanlar, sivil toplum örgütleri ile çözümlenmeye çalışılan sorun, Semra Eren-Nijhar’ın ön araştırmasında,  Türk çe konuşan toplum içindeki yüksek sayıdaki intiharların aslında yayınlanan verilerin sadece küçük bir kısmını oluşturduğunu ve rakamın yanıltıcı bir şekilde ortada olduğunu savunuyor.

Suncut adına yapılan araştırma sonuçları şöyle;

“Son sekiz yıl içinde, Londra'da Türkçe Konuşan Toplum içinde kendine zarar verme ve intihar girişimleri daha da endişe verici bir konu haline gelmiştir. Toplumu intiharlar konusunda aydınlatma hedefini içeren ve henüz yayınlanacak olan bu rapor, intihar ölümlerinin yüksek oranda olması gerçeğine değişik bakış görüş ve anlayış açından ele alarak, incelemektedir.

 

Etnik köken ve intihar riski arasındaki bağlantı henüz iyi anlaşılmış bir konu değildir ve bu konu üzerinde çok sayıda araştırma yapılmamıştır. Kendine zarar verme ve intihar riski Alevi toplum içinde Kürt veTürk kökenli gençler arasında özellikle yüksek olması önemli bir gerçektir. 

 

İngiltere’deki Türkce Konuşan Toplum içinde genç erkekler arasında intihar oranı kızlara göre daha yüksek sayıda olmakla beraber, genç kadınlar ve kızlar arasında intihar girişimleri, İngiltere'ye oranla Almanya'da ve Hollanda'da ki Türkler arasında daha yüksektir.

 

Bire bir yapılan görüşmelerde  pek çok genç, toplum içinde tabu olmasına ragmen,  ‘kendine zarar veren ya da intihar etmiş olan birini' biliyor, ya da 'yakın akrabalarından birinin intiharından' haberdar olduğunu belirtiyor. Röportaj yapılan birçok genç, intihar konusunu ilk defa duymamış olmamalarının yanısıra, bu konuya yabancı olmadıklarını ve kendi yaşıtları arasında bu konunun ciddiyeti hakkında konuşabildiklerini göstermişlerdir.  Gençler anne babalar için 'başka insanların ne düşüneceği' gerceği her zaman için çok önemli olduğunu, çocuklarıyla ilgili çok yüksek beklentileri olduklarını ve çocuklarıyla aralarında herhangi bir diyalog kuramadıklarını dile getirmişlerdir. Bu konular gençler üzerinde baskı yaratıp, içinde bulundukları durumu katlanamaz hale getirebilmektedir.

SUNCUT'ın yapmış oduğu ön araştırmanın bulguları, bazı etnik topluluklardan gelen gençlerin çoğu zaman çabuk başarı ve şöhret elde etmek için; hiçbir eğitim almayıp, sorumluluk ve başarı elde etmeden, içinde bulundukları topluma katkıda bulunmadan zengin olma amacıyla yaşamakta olduklarını göstermektedir.

 

Uzmanlar ile yapılan ilk görüşmelerde, Londra'da Türkçe Konuşan Toplum içindeki gençler arasında öz güveni geliştirme, sorunlarla başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılması, kendine zarar verme ve intihar riskini azaltma çerçevesinde katkıda bulunabilineceği olgusu öne çıkmıştır.”