Kendi geçmişinden kaçan bir Türkiye,  tarihiyle yüzleşmediği sürece Dersim'i, Sivas'ı, Maraş'ı, Çorum'u, Gazi'yi, Ümraniye'yi, 1 Mayıs 1977'nin, 6-7 Eylül olaylarını tekrar yaşamaya mahkümdur.  

Geçmişin karanlığı gelecekte kurulacak güzel günlerin önünde engel olarak durmaya devam edecektir. Bu nedenle de hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı  hem de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu Dersim konusundaki tartışmalarında samimi olmaya davet ediyoruz ve 24 Aralık’ta Maraş katliamını lanetlemek için, Maraş’a bekliyoruz.

Bir süredir  gündemde olan  'Dersim Katliamı' tartışmaları Türkiye’nin  karanlık tarihiyle yüzleşmesi gerektiği gerçeğini bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Dersim Katliamı 1937-1938'de başlayıp o dönemde sona ermiş bir katliam değildir. Dersim Katliamı Selçuklu döneminde başlayan Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi boyunca devam eden etnik, kültürel ve inançsal bir yok etme planının bir parçasıdır. 

Konuya yaklaşımda ciddi bir istismar olsa da, bugün Dersim konusunun yeniden gündeme gelmesini ve tartışılıyor olmasını önemli buluyoruz. Tarihi bir haksızlığın tartışılarak aydınlatılması,  elbette ki  demokrasinin bir kazanımı olacaktır. Demokrasiye inanan, insan haklarına saygılı herkesin isteği de budur. 

Katliamla ilgili  tartışmaların ‘Katliamı kim yaptı?’ ekseninde yapılıyor olması, konunun özünü boşaltma, konuyu saptırma, gündemi örtme ve böylesi hassas bir acıyı siyaset malzemesi yapmaktan başka bir işe yaramadığına inanıyoruz.  Katliamda İnönü, Bayar veya başka birisinin imzasının olmuş olması bizler açısından bir farkı yok. Sonuçta sorumluluk devlettedir ve devletin yetkili organlarındadır. AKP de, CHP de tarihi sorumluluklarını cesaretle ve samimice yerine getirip Dersimin acıları üzerinden daha çok siyaset yapmaktan bir an önce vazgeçmelidirler.  Herkesi  Dersim halkının acılarına, ölülerine ve değerlerine saygılı olmaya davet ediyoruz.

Başbakan Erdoğan, eğer gerçekten Dersim'in, Maraş’ın, Sivas’ın acılarını dindirmek istiyorsa,  Dersim'in acılarını siyasi bir manevra olarak rakibi köşeye sıkıştırmanın bir aracı olarak kullanmaktan vazgeçmeli ve devletin başındaki biri olarak bu konuda katliam mağdurlarının acılarını hafifletecek adımları bir an önce atmalıdır. Kılıçdaroğlu’da bu konuda daha cesur davranmalı ve ana muhalefet partisi olarak Dersim halkının acılarını paylaşmalı ve üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir.  Erdoğan ve Kılıçdaroğlu görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyeceklerse de bu konuda daha fazla yorum yapmaktan vazgeçmelilerdir.

Dersim katliamını gündeme taşıyanların samimiyetlerinin kriterlerinden biri de diğer katliamları da yok saymamak ve onlar için de özür dileyerek, Türkiye’deki  tüm katliamların aydınlatılması  ve üzerindeki kara örtünün kaldırılması konusunda adımlar atmalarıdır. Türkiye’nin karanlık tarihiyle yüzleşmesinin zamanı gelmiştir.  Yüzleşmenin ilk adımı olarak başta Erdoğan olmak üzere devletin en tepesindeki kişileri, hükümet yetkililerini, CHP Genel Başkanı ve partinin önde gelenlerini,  Maraş Katliamı'nın 33. yıl dönümünü anmak için 24 Aralık'ta Maraş'ta olmaya davet ediyoruz.  

İAKM VE CEMEVİ

Fotoğraf; İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi Başkanı İsrafil Erbil