MUSTAFA KÖKER
LONDRA
FOTOĞRAFLAR: ALİ HAYDAR YEŞİLYURT

UCL'de Çarşamba akşamı düzenlenen konferansta konuşan Mahinur Özdemir, Avrupa'daki çokkültürlülük ve kültürler arası etkileşim üzerinde durarak, “hükümetler tarafından hazırlanan politikaların ‘birlikte yaşama kültürünü’ yeterince teşvik etmediklerini, hatta artık kabul dahi etmediklerini görebilmekteyiz” dedi.

 

Genel anlamda kullanılan çokkültürlülük kavramının, Avrupa'da ne hükümet, ne de yerel halkın desteğini almadığının altını çizen Özdemir, konuşmasında parlamenterlerden de örnekler vererek, "2010 yılında, Alman Şansölyesi Angela Merkel Hristiyan değerlerini benimsemeyen çokkültürlülüğün mutlak başarısız olacağını söyleyerek, ülkesini ve diğer Avrupa ülkelerini sarsan göç tartışmaları hakkında sesini duyurabilmek için konuşmasını daha da sertleştirdi. Uyumlu bir şekilde farklı kültürlerin bir arada yaşadığı çokkültürlü Almanya modelini resmen yok saydı. Bununla birlikte Nicolas Sarkozy de zamanında 'Fransa'yı ya sev ya terk et' diyerek ayrıştırmacı bir politika izledi.. İngiltere Başbakanı David Cameron ise 2011 yılında Münih'te yaptığı konuşma sırasında İslami aşırılığa karşı çok sert bir tepki vermiş ve ‘İngiltere'de çokkültürlülük tezi sona ermiştir’ diyerek farklı kültürlere mensup halkın birarada yaşama isteğine kapıları kapatmıştır" diyerek Avrupa genelinde hükümetlerin genel duruşları hakkında öğrencileri bilgilendirdi.

 

Göçmen ve göçmen asıllı kişilere karşı zihniyet ve algı değişimi olmadığı sürece, onların da yerliler gibi iş, konut, ve iyi bir yaşam sürdürebilmek için gereken hakları elde etmeleri çok zor olacağına işaret eden Belçika Milletvekili, Brüksel'de iş alanlarında yaşanan ırk ayrımlarının artık çok üst seviyelere kadar geldiğini söyledi.

 

Kültürler arası başarısızlığın ölçütleri üzerinde de duran Özdemir, “bu başarızlığı, başarılı bir politikaya dönüştürmek pek tabi mümkün” diyerek, uygulanması gereken stratejiyi 6 ana kategoride değerlendirdi. Buna göre; Yabancı kökenli kişilerin her yaşam alanına ve her hiyerarşik seviyeye katılmaları, görünmeleri ve temsil edilmeleri; Tüm sektörlerde ayrımcılıklara karşı radikal bir mücadele programı izlenilmeli; Karşılıklı yanlış tahminler, kalıplaşmış fikirler, karşılıklı bilgisizlik, korku ver geri çekilme gibi düşüncelerin yok edilebileceği büyük bir zihniyet devrimi yapmak; Kültürel karışımı ve farklı uyruklu kişilerin sürekli karşılaşmalarını organize etmek, Yeni formasyonların ve resmileşmiş yeni fonksiyonları tanıyarak yeni alanlar, roller ve danışmanlık görevleri dağıtılması, teşvik edilmesi, kültürlerarası iletişim medyatör ve hakemlerin çoğalması; Bütün bir ülkede yeni gelenlerin 'entegrasyonu' için aktif bir politika belirlemek.

 

Çok sayıda izleyicinin katıldığı seminerde kültürlerarası diyaloğun önemi vurgulayan Mahinur Özdemir, soru-cevap bölümünde diyalog geliştirilmesi ve ortak bir payda da farklı toplumların buluşabilmesi irdelendi. Konferansı organize eden Network of Students (NOS) öğrenci derneği, seminere katılmasından dolayı Mahinur Özdemir'e teşekkür ederek, önümüzdeki dönemde bu gibi etkinliklerle toplumumuza fayda sağlayacak bir ortam oluşturmayı hedeflediklerini bildirdi.

Belçikalı Milletvekili Mahinur Özdemir, UCL'deki konferansta gençlere hitabetti

Konferansı organize eden NOS , Özdemir'e teşekkür hediyesi takdim etti

Network of Students (NOS)Yönetim Kurulu konferans sonrası Mahinur Özdemir ile