YUNUS DALGIÇ

LONDRA

Myanmar ordusunun ve hükümetinin Arakanlı Müslümanlara (Rohingya) yönelik katliamları İngiltere'nin başkenti Londra'da protesto edildi. 

İngiltere'de yaşayan Arakanlı Müslümanları temsil eden sivil toplum örgütleri, İngiltere Başbakanlık ofisinin bulunduğu Downing Street önünde Myanmar hükümetini protesto gösterisi düzenledi.

Yaklaşık 200 kişinin katıldığı gösteride "Rohingya'daki soykırımı durdurun", "Arakan ordusunu eğitmekten vazgeçin" şeklinde sloganlar atan göstericiler, "Birleşmiş Milletlerin Tahkikat Komisyonu kurmasını talep ediyoruz", "Rohingya’daki katliamını durdurun", "Rohingyaları devletsiz bırakmayın", "İngiltere! İnkar etme, kına" yazılı döviz ve pankartlar taşıdı.

Gösteride yer alan Arakan Rohingya Ulusal Örgütü (ARNO) Başkanı Nurul İslam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanlığı önünde düzenledikleri gösterinin amacının Myanmar hükümetine duydukları öfkeyi dile getirmek olduğunu söyledi. 

"Myanmar hükümetinin halkımıza yaptıklarına öfkeliyiz ve İngiliz hükümetinin dikkatini buna çekmek istiyoruz." ifadesini kullanan İslam, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, güçlü ülkeler ve İngiliz hükümeti şimdi müdahale etmeli. Arakan içinde güvenli bir bölgenin oluşturulması önem arz ediyor. İnsani müdahaleye ihtiyaç var." diye konuştu.

"Ne Bangladeş'te ne de başka bir yerde sığınmacı ve dilenci olarak yaşamak istiyoruz. Kendi toprağımızda yaşamak ve ölmek istiyoruz." diyen İslam, Arakan’dan kaçmaya mecbur bırakılan Müslümanların, kaçış yollarında bile güvende olmadıklarını vurguladı.

Arakan’da olup bitenlerle ilgili kesin bilgilere ulaşmanın da imkansız olduğunu belirten İslam, "Arakan dışarıdan erişime kapatılmış durumda. Ne medya, ne de insani yardım kuruluşları sokuluyor." dedi.

Türk hükümetinin ve halkının bölgeye gösterdiği ilginin kendilerini cesaretlendirdiğini ifade eden İslam, "Arakan Müslümanlarına ilk el uzatan Türk hükümeti, Türk cumhurbaşkanı ve Türk halkı oldu." diye konuştu.

- "Arakan'a BM Barış Gücü talep ediyoruz"

İngiltere Burma Rohingya Örgütü Başkanı Tun Khin de Arakan’da son 14 gündür yaşananlar karşısında İngiliz hükümetinden bekledikleri desteği göremediklerini söyledi. 

"İngiliz hükümetinden Myanmar ordusuna verdiği eğitime son vermesini talep ediyoruz." ifadesini kullanan Khin, "Myanmar’da 1 milyon 300 bin insan soykırımla karşı karşıya. Bu insanların koruyucusu yok, güvenlikleri sağlanmıyor. Acilen BM müdahalesine ihtiyaç var. Arakan’a BM Barış Gücü gönderilmesini talep ediyoruz." diye konuştu.

Myanmar hükümetinin soykırımı gizlemek için dünya kamuoyunu "yalan haber" iddialarıyla oyaladığını anlatan Khin, "Derhal uluslararası bir müdahale gerekiyor. 14 gündür 30 bin Rohingya dağlarda mahsur durumda. Barınacak yerleri, gıdaları, ilaçları yok. Her gün çocuklar ölüyor." dedi.

Türkiye’nin Arakan Müslümanlarıyla dayanışmasını takdir ettiklerini anlatan Khin, "Meseleyi uluslararası düzeyde gündeme taşıdığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ediyoruz. Umuyorum ki Türk hükümeti başka ülkeleri de ortak eylem için harekete geçirecektir. Zaman tükeniyor. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar her gün ölüyor." şeklinde konuştu.

- "Tek umudumuz Türkiye"

1992 yılında ailesiyle Myanmar'ı terk edip İngiltere’ye geldiğini anlatan Arakanlı mülteci Muhammed Nuri de bölgede son haftalarda yaşanan olayların, Arakanlı Müslümanların yok edilmek istendiğini gösterdiğini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun beraberlerindeki heyetle Bangladeş'teki sığınmacı kamplarına gerçekleştirdikleri ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Nuri, "Bangladeş’teki kamplara gidip bu insani kriz sonucu oluşan felakete maruz kalan azınlıkları destekleyen ve onlara insanlık gösteren Türklerle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ve eşiyle gerçekten gurur duyuyoruz." dedi.

Bangladeşli kadın eylemci Shimul Sultana gösteriye katılma nedenini, "Yıllardır süren soykırıma karşın hiç kimsenin Arakanlı Müslümanların yanında yer almaması" olarak açıkladı. 

Son haftalarda yaşanan olayların etnik temizliğin son raddesi olduğunu belirten Sultana, "Köyleri yakıyorlar. Kadınlara tecavüz ediliyor. Çocuklar diri diri yakılıyor, parçalara ayrılıyor. Fotoğraflara bakınca nasıl insanlık dışı bir olayın yaşandığını görüyorsunuz. Ancak kimse bunun farkında değil. İnsanlar Myanmar’ın ne kadar güzel bir yer olduğundan bahsedebiliyor veya Myanmar hükümetine destek verebiliyor. İnsanlara gerçeğin, masum insanların nasıl kurban haline geldiğinin gösterilmesi gerekiyor." diye konuştu.


"Müslüman ülkelerin utanması gerek. Myanmar gibi küçük bir ülkenin hükümetiyle bile mücadele edemiyorlar." ifadesini kullanan Sultana, “Türk hükümetine minnettarız. Tek umudumuz olarak onlar kaldı. Myanmar hükümetinin karşısına dikilen, sesini yükselten bir onlar var. Diğer bütün ülkelerin de ayağa kalkması ve Myanmar hükümetini durdurması gerekiyor." görüşünü dile getirdi.

- Myanmarlı Budist'ten Müslümanlara destek

Gösteriye destek veren Myanmarlı Budist akademisyen Maung Zarni de Arakan hakkındaki gerçeğin duyurulmasına katkıda bulunmak istediğini söyledi. 

"Benim ülkem onları reddediyor ve 40 yıldır soykırıma tabi tutuyor." diyen Zarni, "Buraya dünyaya Arakanlı Müslümanların terörist olmadığını, bizim kendi insanlarımız olduklarını, Myanmar ordusunun ise Müslüman karşıtı ırkçı bir politikayı benimsediğini anlatmak için geldim." şeklinde konuştu. 

Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanların Bangladeş’in hemen yanında, kendi tarihi coğrafyasında yaşamasını istemediğini anlatan Zarni, "Ordu bütün Arakanlı Müslümanları imha etmek peşinde. Yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan onları silmek istiyor." dedi.

İngiltere’yi de eleştiren Zarni, Myanmar ordusuna verdiği askeri eğitim dolayısıyla bu ülkenin elinin de "kana bulaştığını" ifade etti. 

"Türkiye, Malezya ve İran gibi genel olarak insan haklarını ihlal ettiği söylenen ülkeler dışında uluslararası toplum Arakan’daki soykırıma sessiz kalıyor." ifadesini kullanan Zarni, "Ama bu ülkeler Batılı hükümetlerin hissetmediği derin kaygıyı hissediyor. BMGK’nın 5 üyesinin hiçbiri Arakan davasına sahip çıkmış değil. Türkiye dışında neredeyse her ülke yaşanan soykırımla alay ediyor." görüşünü dile getirdi.