Bu hafta Londra’nın belki de en ilgi çeken ama tarihi hiçbir enteresanlığı olmayan mekanını yazmak gerekti. Zira geçici bir süre için planlanan ancak kalıcı hale gelen ’Gözlem Tekerleği’nin açılışının 20. yıl kutlamaları ayındayız.

Diğer adı ‘Milenyum Tekerleği olan ‘London Eye’ dünyanın en büyük gözlem tekerleğidir ve birkaç yıl öncesine kadar ‘the Shard’ adı verilen gözlem terası da olan kule açılana kadar da gezginleri şehrin en yüksek noktasına çıkarma ünvanına sahipti. Aslında ilgi çekici olan kendisi değil de Londra’yı yukarıdan seyrettirme vaadidir. Lakin zamanla kendisi de çok ünlendi, şehrin ana imgelerinden birisi oldu. Dönmesine rağmen bir dönme dolap değil dünyanın en büyük gözlem tekerleğidir. 2000’li yıllarla yeni bir milenyuma geçişin coşkusunu simgeler.

Halbuki Galata Kulesi veya Kız Kulesi yüzyıllardır koca İstanbul’un gözüdür, turizmin artış eğiminde olduğu yıllardan beri bile bu şekilde simgeleşemediklerini düşününce Londra’nın metal gözü bizleri önce üzüntüye ve sonra da hırsa boğması gerekmez mi?

İnşa faaliyeti enteresandır, aynı zamanda karı koca olan mimar bir kadın ve bir erkeğin eseridir, ‘Kanal İstanbul’ kadar kamuoyunun gündemini meşgul etmiştir, halkın onayına sunulmuş ve ardından bir de tasarım yarışması açılmıştır. Milenyum başlangıcına yetiştirilememiştir, teknik sıkıntılar yaşanmıştır, seçimlere yetiştirilen metro istasyonları gibi açılışı törenle dönemin başbakanı Tony Blair tarafından yapılmıştır.

Denilir ki küresel popüler kültürün önemli simgelerinden biri olan bu gözlem tekerleği o kadar ünlendi ki insanlığın binlerce yüzyıl önce ortaya koyduğu eserlerden bile daha fazla ilgi görür oldu. Yani Mısır Piramitleri ve Taj Mahal’den bile daha fazla ziyaretçi çekmektedir. Tabi ki Londra’nın kıymetli kiliseleri/katedralleri, kaleleri/şatoları ve sarayları ziyaret edilme sıklıkları bakımından çok geride kaldı. O kadar ilgi çekiyor ki uzun kuyrukların önüne geçmek için hızlı bilet gişesi de açıldı ki o da şaşırtıcı uzunluğa ulaşır zaman zaman. Ünlülerden de ünlü olan tekerleğe yakın zamanın popüler modeli Kate Moss’un 25 kere bindiği söylenir.

Düğün, gece kutlamaları ve enteresan protestoların da mekanı olarak ünlenen bu popüler tekerlek elbette giriş ücretinin yüksekliği ile de gündemdedir. Eleştirmek anlamsız, ünü zaten ortada ancak Londra’yı gökyüzünden seyretmek isterseniz ve bunun için ciddi bir miktar harcamak istemezseniz başka alternatifleriniz de yok değil. Mesela eski şehrin finans merkezi olarak bilinen tarihi kısmının merkezinde rezervasyon yaparak ‘Sky Garden’ gibi bir gökdelene çıkarak bu amacınızı gerçekleştirebilirsiniz. Ama ille de şehrin gözünden bakmak isterseniz gün batımını tercih etmeniz hem zaman kazanmak, hem de gündüz saatlerinde beklemenin verdiği yoğunluğu bertaraf etmek, şehrin hem aydınlık ve hem de karanlık anına tanıklık etmek için uygun bir tercihtir. Bu saatler yoğunluğun en az olduğu, popüler kültürün rağbet etmediği anlardır denilebilir.

Pritzker Mimarlık Ödülü sahibi Sir Richard Rogers tekerlek için ‘Eyfel Kulesi nasıl ki Paris’in simgesidir, Londra’nın gözü de bizim şehrimiz için o kıymette bir semboldür. Sadece zengin ve özel kişilere değil ayrım gözetmeksizin herkese bu fırsatı verir. Güzel olan yanı da budur, şehrin kalbinde herkese açık bir göz’ der.

Diğer bir yorum da ‘Profesyonel veya amatör fotoğrafçı da olsanız gözlem tekerleği herkese Londra’nın nefes kesen görüntülerini fotoğraflama imkanı sunar. Yavaş seyreden yolculukta fotoğraflama işini tamamlayınca arkanıza yaslanarak bu nefes kesici manzarayı seyre dalabilirsiniz. En tepe noktaya ulaştığınızda artık nefesiniz kalmamıştır ve bu noktada verdiğiniz paraya değdiğini idrak edersiniz…!

Londra’nın Gözü 2015 yılının kutlamalarıyla beraber artık Coca Cola’nın işletmeciliği altındadır ve dolaysıyla ışıklandırma renkleri kırmızıdır, kabinlerinden berrak bir havada 40 kilometre uzağı görme sözü verilir. Bir defada 800 seyirci taşıma kapasitesine sahiptir. Ayrıca 32 adet kabin vardır ve bunlar şehrin 32 adet ilçesini sembolize eder. Ancak kabin numaralarına baktığınızda 33 numarasını görürsünüz ki bu 13 rakamının uğursuz kabul edilip kullanılmak istenmemesinden kaynaklanmaktadır. Pek de haksız sayılmazlar, bu kadar yüksekte bir tatsızlık kimse istemez!!!

Kabinler hiç acelesi yokmuş gibi döner ve müşterilere muhteşem anlar yaşatma amacındadır, hatta kaplumbağadan sadece 2 kat hızlı giderek saniyede sadece 26 cm’lik bir bir hıza ulaşır.

Tekerlek 2005 yılında bir ilk gerçekleştirerek aynı cins evlilikleri destekleyerek ışıkları pembeye çevrilir. Son olarak ‘Gözlem Tekerleği’nde gerçekleşen yeni yıl kutlamalarındaki ışık ve havai fişek gösterileri de Londra’da izlenmeye değer kabul edilir, etraftaysanız ve paranız var ise…

O halde iyi seyirler!