Ay ışığı soğuk geceyi gümüş rengi donukluğa dönüştürmektedir.
Kurtlar yiyecek için düzlüğe inerler. Bir şey bulurlarsa saldırırlar. Bulamadıklarında ise bir daire oluşturup etrafında dönmeye başlarlar.
Her bir kurdun gözü diğerlerinin üzerindedir.
Yorulup yere ilk düşen sürünün yemeği olur.
İşte Kurt Kanunu denilen, eş-dost, arkadaş, ahbap yeme işi bu kurt hikâyesine dayanıyor.
Kemal Tahir\'in deyimiyle \"Kurtlukta düşeni yemek kanundur.\"
Kuruluş\'tan sonra başlayan hesaplaşma \"Kurt Kanunu\"nda ifadesini bulan bir şekilde cereyan ediyor.
\"Kurtlar Vadisi\" bugünkü aç kurtların dansını, \"Kurt Kanunu\" da geçmiştekilerin harala gürelesini anlatıyor.
Kurt Kanunu\'nda Türkiye\'nin en temel tabuları Kemal Tahir tarafından yıkılıyor.

Sarı Kurt\'un adaleti

İstiklal Mahkemeleri denilen fakat sadece muhalifleri yemek için üretilen adaletin adıdır \"Kurt Kanunu.\"
Kurt Kanunu aynı zamanda bir facianın hikâyesidir.
1 milyon 800 bin kilometrekarelik bir imparatorluktan bir avuçluk vatana geçiş sırasında yaşanan paylaşımın hikâyesi.
\"Sınırları Kongo\'yu, Sudan\'ı, Eritre\'yi, Somali\'yi içine alıyordu. Tunus, Fas, Libya, Mısır, Kıbrıs resmen kaybedilmiş değildi. Bu koca imparatorluk bizim elimizde ölmüştü...\"
Musul parayla satılmış, buna karşı çıkan Şükrü Bey Topal Osman\'a boğdurulmuş...
Terrakiperver Parti İstiklal Mahkemesi kararıyla kapatılmış...
Şeyh Said bahanesiyle Takrir-i Sükun kanunu çıkarılmış...
Sonrası malum...
Necip Fazıl Kısakürek Gençliğe Hitabe\'sinde şöyle der:
\"...En son yarım asrını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, Türk\'ü madde plânında kurtardıktan sonra, ruh plânında helâk edici...\"
İşte Kemal Tahir\'in Kurt Kanunu\'nda anlattığı şey tam da bu.
Adına İstiklal Mahkemesi denilen fakat gerçekte avukatsız, Yargıtaysız, hatta ve hatta yargısız infaz yapan cunta mahkemelerinin hikâyesi...
Yalçın Küçük bir yazısında \"Kemal Tahir\'i MHP\'ye verelim, Peyami Safa\'yı biz alalım. Çünkü Kemal Tahir sağın romancısıdır. Bizde Kemal Paşa ile bir ortaklık duygusu var, bunu Tahir\'de bulamayız\" diyor.
Yalçın Küçük\'e göre Kemal Tahir Ebu Cehil.
Kemal Tahir\'i yetiştiren Nazım Hikmet\'tir.
\"Donanma davası\"da cezaevinde birlikte yatmışlar. Kemal Tahir\'in velutluğu oradan geliyor. Cezaevinde biriktirdiklerini çıktıktan sonra yazarak, pandoranın kutusunu açtı ve ortaya yakın tarihin bütün pislikleri saçıldı.
Kemal Tahir için, toplumsal duyarlığı yüksek, namuslu bir entelektüel denilebilir.

Dört kitabın manası

Her toplumsal duyarlığı yüksek, namuslu entelektüel gibi Cumhuriyet tarafından cezalandırılmış birisidir.
İttihat ve Terakki\'nin Alman ve İngiliz kanatlarının mücadelesinin hikâyesini herkesin anlayacağı bir dille yazıyor.
Bizi ilgilendiriyor çünkü burası Kurtlar Vadisi ve Tahir\'in Kurt Kanunu bu vadide hâlâ ana yasa!
\"Kurt Kanunu\" için Kemal Tahir\'in en tehlikeli romanı\" denir.
Evet, gerçeği söylemek aynı zamanda tehlikeyi göze almaktır.
TRT\'de yayınlanan diziyi izlemeye başladım. Romanı da bir daha okumak gerek.
Kurt Kanunu ile paralel okuma için Fikret Başkaya\'nın \"Paradigmanın İflası\" adlı kitabı ile Vahdettin Engin\'in \"Hesaplaşma\" adlı eserini yeniden okumak lazım derim.
Bütün bunlara Taha Akyol\'un \"Mustafa Kemal Ocak 1923\'te her cumhuriyet hakimiyet-i milliye değildir demiştir\" temasıyla yazdığı \"Atatürk\'ün ihtilal hukuku\" kitabını ekleyebiliriz.
Eğer vaktiniz olursa Yalçın Küçük\'ün \"Gizli Tarih\'ine de göz atabilirsiniz. Kıyas için:
\"Her gizli tarih büyükler için yazılmış bir masaldır.
Masal içinde sık sık \"Ey Türk gençliği, birinci vazifen bu masala inanmamaktır\" diyorum...
Resmi tarih, bütün kahramanlardan bir kahraman heykeli yapma işidir.\"

(Bugün)