Rejkyavic-Chicago
Gece saat 02.00'de Esenboğa'dan havalanan uçak, toplam 18 saatlik uçuşla Meksika'ya doğru yolculuğuna başladı.
Başbakan Erdoğan ve beraberindeki üç bakan; Babacan, Davutoğlu, Şimşek ile 9 gazete yayın yönetmeni...
Önce Meksika, ardından Brezilya'da iki büyük uluslararası zirve var.
Erdoğan özellikle G-20 toplantısını çok önemsiyor. Avrupa'daki ekonomik krizin derinleşeceği, bütün dünyayı etkileyeceği endişeleri büyüyor. Brezilya, Rusya, Türkiye gibi ülkelerin yeni güç unsurları ve ekonomik başarı modeli olarak ağırlığını koyma çabaları artıyor. Küresel siyasetin yeni ağırlık merkezinde siyaset ve diplomasi üretme arayışları ön planda.
Başbakan, Meksika'da Putin, Brezilya'da Obama ile görüşecek. Yine lider düzeyinde çok sayıda ikili toplantı organize edildi.
Bu görüşmelerde öncelikle Suriye krizi ve Ortadoğu'ya muhtemel etkileri masaya yatırılacak.
Ben yazının bu kısmını, seyahatin ilk 6 saatlik bölümünün sonunda, yakıt ikmali için indiğimiz İzlanda'da yazıyorum. Bir küçük salonda bakanlar, danışman kadro ve gazeteciler oturuyor, kahve içiyoruz.
Uçak menzili yetersiz olduğu için Chicago'da da ikmal gerekiyor.
Başbakan bir keresinde benzeri durumda yakınmıştı. Maliye Bakanı'na sordum, 'Aslında Türkiye'ye büyük bir uçak daha almalıyız' dedi. 'Ülke büyüdü, böylesi daha masraflı' diye ekledi.
Erdoğan, uçak havalandıktan kısa süre sonra yanımıza geldi ve 'Hoş geldiniz' dedi. Saatler gece 03.00'e yaklaşmıştı. Havaalanında gündeme ilişkin önemli açıklamalar yapmıştı. Sohbet sonraya bırakıldı.
KİM NE OKUYOR ?
Yazının tam bu bölümünde 'uçak hazır' bilgisi verildi.
Yol uzun olunca, 'Vakit nasıl geçecek?' soruları sohbetin ilk konusu. Klasik, ben kim ne okuyorsa bakarım. Yanımda Brzezinski'nin Stratejik Vizyon kitabını getirdim, birkaç gün önce başlamıştım. Yanımda Mustafa (Karaalioğlu), elinde Tony Blair'in biyografisi... 'Bak' dedi, Fatih (Altaylı) seninle aynı kitabı okuyor. Gerçekten öyle. Ekrem Dumanlı'nın okuduğu kitap, İdris Gürsoy'un 9 Subay Olayı ve Samet Kuşçu...
Ön tarafta Ömer Çelik, elinden Hennig Mankell'in Pekin'den Gelen Adam kitabını düşürmüyor.
Başbakan'ın ekibi, bakanlar dahil teknolojiye düşkün. Hepsinin elinde i-Pad. Davutoğlu bir ara Maliye Bakanı'na döndü, 'tweet atmışsın, İzlanda'dayız' diye şaşkınlığını ifade etti. 'Hangi ara yaptınız?' diye sordu. Şimşek güldü, 'Uçak indiği anda'
diye yanıt verdi.
BU MAL AYIPLI!
Geziden renkli bir not... Erdal Şafak, 'Üzerine ayıplı mal yazdırın' diyerek Başbakan'a sigara paketini uzattı.
Erdoğan pası aldı ve golü attı.
Paketin üzerine tarih ve imzayla beraber 'Ayıplı mal' diye
yazdı.
Şafak'a da sigarayı bıraktırdı.
Paketi, 'müze'ye kaldırtmak üzere yardımcılarına verdi.
CHICAGO NOTLARI...
6 saatlik uçuştan sonra ikinci ikmal için de Chicago'ya indik. Kaldı, 4 saatlik uçuş daha... Mustafa, Blair kitabını değil de Kemal Tahir'in Yol Ayrımı'nı okudu.
Tayfun Devecioğlu, Ertuğrul Özkök'ün Yedi Günah'ını... Enis (Berberoğlu) e kitaptan, Golden Ratio'nun İngilizce versiyonunu...
Başbakan'ın basın danışmanı Lütfullah Göktaş, İtalyan Haber Dergisi Lespresso...
Davutoğlu'nun yanına gittim, Ömer Çelik'le yan yana oturuyorlardı.
Davutoğlu bilgisayarında çalışıyordu. Merak ettim. Osmanlı üzerine bir makaleymiş. Elinde de Osmanlı ve Balkanlar kitabı... Onun arkasında İbrahim Kalın. O da modern dünya ve medeniyet üzerine okuyordu. Bu arada
Ömer Çelik İtalyanca öğrenmeye başlamış,
onu da aktarmış olayım.
Davutoğlu gezinin ilk kısmına katılıp dönecekmiş. 'Suriye'yi konuşacağız' dedi. Ardından Türkiye'de yeni temasları var, konu aynı...
EKONOMİ NE ZAMAN BÜYÜDÜ?
Alanda sohbet ederken Enis, 'Biz fark etmeden ekonomi büyümüş' deyince Başbakan şaşırdı.
'Fark etmeden mi' dedi.
Sonra bana döndü 'İsmail'e göre acaba ekonomi büyüyor mu?' diye sordu.
'Ekonominin büyüdüğü bir gerçek' dedim.
Fatih de (Altaylı) araya girdi. 'Fark edilmese yüzde 50 oy gelir miydi?' dedi. Erdoğan'ın yüzü güldü, Maliye Bakanı'na göz kırptı.
Evet, hakkını teslim edelim. Türkiye, dünyanın krizle boğuştuğu ve pek çok ülkenin adeta yaşam savaşı verdiği bir süreçte model oluşturuyor.
(Akşam gazetesinden alınmıştır)
