İlgi çekici hâtıraların nakledildiği toplantıya yüksek katılım oldu.

Türkiye’nin etkili fikir adamlarından Rasim Cinisli, Cağaloğlu’nda son 50 yılda unutamadığı hâtıralarını dinleyicilerle paylaştı. ESKADER’in düzenlediği “Bâbıâli Sohbetleri” .Timaş Kitapkahve’de yoğun bir ilgiyle gerçekleşti. Açılış konuşmasını ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım yaptı. Yardım, Türkiye’nin düşünce, sanat ve siyaset hayatında Rasim Cinisli’nin büyük yeri olduğunu, bir çok sivil toplum kuruluşunun temelinde emeği ve alınteri bulunduğunu belirterek, “Bugün Türkiye’nin geldiği huzur ortamında Rasim Cinisli ve arkadaşlarının büyük payı vardır. Hakları zor ödenir.” dedi. Yardım, Cinisli’nin hâtıralarını yazmasının son derece sevindirici olduğunu da sözlerine ekledi. Programı yöneten Hüseyin Sarıkoç, Rasim Cinisli ile uzun yıllara dayanan bir tanışıklığı olduğunu belirterek, müşterek dostlarından ve dâvâ adamlarından bahsetti. Tevfik İleri’nin MTTB Başkanlığı’ndan bir hayli sonra, 27 Mayıs 1960 Darbesi akabinde gelişen öğrenci hareketleri içinde tanınan, Milliyetçileri MTTB’de bir araya getiren ve başkanlığını yapan bir şahsiyet olarak, o dönemle ilgili okumalarımda kendilerini tanıdım. Daha sonra kendisi ile merhum Ömer Öztürkmen vasıtasıyla tanıştım.”
   
Hüseyin Sarıkoç takdim konuşmasında şunları söyledi:
   
“Rasim Cinisli, yaklaşık yarım asırdır başta cemiyetçilik hayatımız olmak üzere, siyaset ve kültür dünyamızda yaptıklarıyla hep hayır hah olarak hatırlanır. Onun yaptıklarını burada tek tek sıralamayacağım.  Milletvekili olarak TBMM'ne verdiği ‘Kanun’ teklifi ile Hanedanın erkek mensuplarının tekrar Türkiye’ye gelmelerinin sağlanması hususunda çok büyük gayretleri olmuştur. Bu davranış,  Onun siyasete günlük olaylar penceresinden bakmadığının en açık göstergelerinden biridir. Rasim Bey, çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimizde, geçmişe dönük konuşmalarımızda, bize parça parça anlattıklarını yazmalı. Hâtıralarını mutlaka yazmalı. Gelecek nesiller geçmişi, olayların içinde yaşayanların anlatımı ile bilirse, geleceğe doğru daha iyi adımlar atar.”
   
Sarıkoç, “Siyasette örnek aldığım çok nadir insanlardan birisiniz. Söze isterseniz okul hâtıralarından başlayalım” diyerek mikrofonu Rasim Cinaslı Bey’e verdi. Rasim Bey, dinleyicileri selâmlayarak konuşmasına başladı ve şöyle devam etti:
   
“Tabii mücadelelerimiz okul yıllarında başladı. 27 Mayıs Darbesi, öğrenci olaylarını tetiklemiştir. Türkiye tarihinin en başarılı siyasi devresidir Demokratik Parti Dönemi. Birinci Dünya Savaşı’nı görmedim ama sıkıntılarını yaşadım. Sizler de belki pek çoğunuz 27 Mayıs’ı görmediniz,  fakat sıkıntılarını hepimiz yaşadık. Dışarıdan ve içerden bu belayı başımıza sardılar. Hiç bir şey kendiliğinden gerçekleşmez.”
   
Cinisli, sohbet toplantısının ilerleyen bölümünde konuşmasına, “Türkiye’de muhalefet kurumu gelişmemiştir.” dedikten sonra şunları söyledi:
   
“Muhalefet her şeye itiraz etmek değildir. Muhalefet denetlemektir. Demokratik Parti Türkiye’ye gerçek anlamda, çoğunluğun katıldığı demokrasiyi benimsetmiştir ve öncüsü olmuştur. Zaten ülkemiz ellili yılar öncesi, at nalını bile dışarıdan alıyordu. Avrupa ‘Siz bizim sebze bahçemiz olun.’ diye söylemiştir. Hatta köylerimizin simgesi ‘çarık ve kağnı’ idi. Elliden sonra çok büyük sanayi hamleleri oldu. Ama ülkemizin gelişmesini istemeyen mihraklar bunların önüne geçmek için 27 Mayıs Darbesini gerçekleştirdi.
       
HALK DEMOKRAT PARTİ’YE SAHİP ÇIKTI
   
Demokrat Parti zamanında vatandaşa seçme ve seçilme hakkının verildiğine dikkat çeken Cinisli, “Bugün bile var mı bu hak, tartışılır. O zamanlar ocak kaydı vardı, ocak bucak teşkilâtları vardı. Köylerden alınan fikirler, mahalleye, oradan ile ve en üst makama kadar ulaşırdı. Sanayi hamlesi başlatıldı, Demokrat Parti öncesi, iki bin olan traktör sayısı, daha sonra kırk iki bine ulaşmıştır, varın hesabını siz yapın…” dedi.
   
Türkiye’de “Lâiklik” ve “Demokrasi” kavramlarının bir yere oturtulamadığını ifade eden Rasim Cinisli, programın son bölümünde şu görüşleri dile getirdi:
   
“Köylümüz ve Anadolu insanı Demokrasiyi çok iyi kullanmıştır. Ama bizi mimlediler ‘gerici yobaz’ diye bizi mimlediler. Üniversitelerde bunların sıkıntılarını yaşadık. Hatta bir keresinde darbeden sonra arkadaşlarla okul çıkış kapısında bir eylem yaptık. Diğer görüşten arkadaşlarla çatıştık, bizi alıp Rektörün odasına götürdüler. Artık biz kesin olarak okuldan kovulduk diye düşünüyoruz. Odada Faruk Güventürk Paşa da vardı. Beni Erzurum’da okulda oynadığımız “Köroğlu” oyunundan tanıyordu, zaten hanımı da Erzurumluymuş. Beni tanıdı Paşa ve, “Sen de mi Dadaş?” dedi bana. “Evet, ben de” dedim. “Atalarımızın mezar taşlarında Moskofların kan izleri duruyor daha.” dedim. Arkadaşlar şaşırdı, kesin kovulduk gözüyle bakarken Paşa biraz sukut etti ve “Kaybolun gözümün önünden, sizi bir daha böyle olaylarda görmeyeyim!”
   
Biz şaşırmıştık nasıl çıktığımızı bilmiyorum oradan. Bu olay benim hayatımın dönüm noktalarından biriydi. Ondan sonra arkadaşların arasında, lider oldum.”
   
ZOR GÜNDE YİĞİTLER MEYDANA ÇIKAR
   
Rasim Cinisli toplantının sonuna doğru şu hâtıralarını nakletti.
“Bizim en güzel çalışmalarımızdan biri MTTB’yi kurmamız olmuştur, öğrenci sorunlarına eğilip pek çok problem çözülmüştür. O dönemler de bizi ‘gerici ve yobaz’ diye profesörler sınıfta bırakıyordu. Hatta bir keresinde arkadaşımıza profesör “Gerici misin, görücü müsün ?”diye soru sorarak moralini bozmuştu. Bundan sonra çok canım sıkıldı ve Ali Fuat Başgil Hoca’ya gittim ve aynen yaşananları söyledim: Başgil, “Evladım ne yapalım, ne dersin?” Ben o sinirle, “Hocam siz de aynısını onlara yapın!” diye cevap verdim. Ali Fuat Başgil, “Bizim ne farkımız kalır o zaman onlardan?” dedi. Daha sonra Hüseyin Sarıkoç girerek araya “Rasim Bey kültür tarafınızdan hiç bahsetmediniz. Osmanlı Hanedanlarının ülkeye dönüş talebini de Başbakana siz sundunuz, bunlarla ilgili ne söyleyebilirsiniz?” sorusunu yöneltti. Cinisli buna karşılık,  “Kültür adamlığı benim için arka planda olan bir husus, ben dindarım demekle dindarlık olunmaz.” demekle yetindi. Rasim Cinisli, Menderes ailesini tanımaktan çok mutlu olduğunu, bunun yanında cenazelerde mümkün mertebe bulunduğunu bunun bir vatandaşlık görevi olduğunu, gelen soru üzerine söyledi ve dinleyicilerden gelen sorularla toplantı sona erdi.
   
Sohbet toplantısını Osman Akkuşak, Şerif Aydemir, Fatma Yargıcı, Gül Şen, Naci Öğüt, İbrahim Güleç, Nihat Çeçen, Hüseyin Büyükaslan, Ahmet Tüzün, Recep Arslan, Gazi Altun, Belgin Dişçi, Aydın Başar, Mehmet Gül, İpek Dağlıoğlu, Sonnur Tekin, Murat Aşıçı, Melek Aşıcı, Sabahattin Aksakal, İsmail Saka, Zeynep Didem Gezgin, Türkan Polat ve Ahmet Öztürk’ün de bulunduğu sanatseverler  bir kitle dikkatle takip etti.de katıldı.

FİKİR HAREKETLERİNDE ÖNCÜ

1939 yılında Erzurum’un Aşkale kazasına bağlı Cinis köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Erzurum’da yaptı. 1958-1959 ders yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimine başladı. 27 Mayıs 1960 darbesi öncesi ve sonrası öğrenci olaylarının tanığı oldu. Öğrenci dernek ve mücadelelerinin yanı sıra Erzurum Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin yönetim kurulunda hizmet etti. 18 Mart 1965’te Bursa’da yapılan Milli Türk Talebe Birliği kongresinde genel başkan seçildi. MTTB Genel Başkanlığı görevi Kasım 1966 tarihine kadar devam etti. 1967-68 yılları arasında askerlik görevini tamamladı. 1969 genel seçimlerinde Adalet Partisi listesinden Erzurum Milletvekili seçildi. 1971’de kurulan Demokratik Parti’nin kurucuları arasında bulundu ve DP Genel İdari Kurul üyeliği yaptı. 1973 genel seçimlerinde Demokratik Parti’den yine Erzurum Milletvekili olarak TBMM’de görev yaptı. 1976 yılında Süheyla Saruhan ile evlendi. İstanbul’a yerleşti. Siyasi çalışmalarına bir süre ara verdi. 1980 öncesi Adalet Partisi İl İdare Kurulu üyeliğine seçildi. 1994’te Doğru Yol Partisi İstanbul İl Başkanlığı yaptı. Öğrencilik yıllarında başlayan sivil toplum örgütlerindeki çalışmaları, bugüne kadar kesintisiz devam etmektedir.
1960’lı yıllarda Milliyetçiler Derneği üyesi, yine aynı yıllarda Aydınlar Kulübü (Şimdiki Aydınlar Ocağı) üyesi, Ötüken Yayınevi’nin kurucularından, Türk Folklor Kurumu kurucularından, Erzurumlular Vakfı üyesi, Türk Edebiyatı Vakfı üyesi, Uyuşturucu ile Mücadele Derneği kurucularından, İstanbul Avrasya Bir Vakfı kurucularından, Türkiye İçin Birlik Hareketi kurucusu, Alvarlı Efe Hazretleri Vakfı Kurucu üyesi, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı kurucu üyesi ve Türkiye Azarbaycan Dostluk Derneği üyesidir.
Rasim Cinisli iki erkek, bir kız çocuk sahibidir. Ticaretle ilgilenmektedir.


(Şenol Tombaş -Sanatalemi.net)