Anadolu Ajansı'nın derlediği bilgiye göre, Türkler, tarih boyunca, ülkelerinde yaşadıkları zulüm nedeniyle göç etmek zorunda kalan pek çok halka kapılarını açtı. Türkler, Osmanlı Devleti döneminde, 1492 yılında, İspanya'da yaşadıkları mezalim nedeniyle bu ülkeden kaçmak zorunda kalan Yahudilere ev sahipliği yaparken, Osmanlı Devleti Padişahı II. Bayezid'ın yayınladığı bir ferman tarihe önemli bir kayıt olarak geçti. II. Bayezid'in, İspanya'dan kaçan Yahudilerle ilgili fermanında, "İspanya Yahudilerini geri çevirmek şöyle dursun tam bir içtenlikle karşılanmalarını, aksine hareket ederek göçmenlere kötü muamele yapacakların veya en ufak bir zarara sebebiyet vereceklerin ölümle cezalandırılacaklarını" ifadeleri dikkat çekiyor.

-"Tacımı veririm, devletime sığınanları vermem"


Osmanlı'nın, baskı ve zulüm nedeniyle ülkelerinden kaçan halklara yönelik misafirperverliğinin bir örneği de Sultan Abdülmecid döneminde yaşandı. Rusya ve Avusturya'da, özgürlük mücadelesi verirken yenilgiye uğrayan Macar ve Lehlerin sığındığı ülke, Osmanlı Devleti oldu.
Rusya ve Avusturya, Macar ve Leh sığınmacıların iadesi için baskı kurmaya çalışırken, Sultan Abdulmecid'in yayınladığı deklerasyondaki, "tacımı veririm, tahtımı veririm fakat, devletime sığınanları asla vermem" sözü, özellikle dünyadaki mazlumlarının büyük saygısını gördü. Abdulmecid'in bu sözleri I·ngiltere, Fransa ve Amerika Birles¸ik Devletleri'nde büyük yankı uyandırmıs¸tı.

-Töreye aykırı bulduğu için savaşı göze aldı


Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıd, Timur'un saldırılarıyla topraklarını yitirerek Osmanlı'ya sığınan Celayir Sultanı Ahmed ile Karakoyunlu Devleti Hükümdarı Kara Yusuf ve ailelerini vermeyi kabul etmedi. Beyazıt, kendisine sığınanları düşmanına teslim etmeyi Osmanlı töresine aykırı bulduğu için, savaşmayı göze aldı. Bu olay, 1402 yılında Ankara'nın Çubuk ilçesinde yapılan Ankara muharebesinin gerekçesi olarak tarihe geçti.

-Sığınmacıların günümüzdeki adresi; Türkiye


Türkiye, Osmanlı Devleti'nden sonra, dünyadaki mazlum ve sığınmacılara kapılarını açan ülke oldu.
Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk döneminde, 1933 yılında, Nazi zulmünden kaçan Yahudi kökenli bilim adamının sığındığı topraklar da Anadolu oldu. Atatürk'ün davetiyle, çok sayıda yahudi kökenli bilim adamları Türkiye'ye geldi.
Doğu Türkistan'da Çin zulmünden kaçan Uygurlar, Humeyni devrimi sonrasında da 1 milyon İranlı, 1988'de Saddam Hüseyin'in gerçekleştirdiği Halepçe Katliamı nedeniyle 50 bin Kürt de Türkiye'ye sığındı.

-Misafirperverliği son örneği Suriyelilere gösterildi


Türkiye, dünya çapında takdir toplamasına vesile olan misafirperverliğinin son örneğini de Suriyeli sığınmacılar konusunda gösterdi.
Suriye'deki katliam nedeniyle ülkelerinden kaçan Suriyeli sığınmacılara "Açık Kapı Politikası" uygulayan Türkiye, 2 milyon Suriyeliyi ülkesinde ağırlıyor. Suriye'deki savaşın ilk yıllarında kısa süreli ve geçici bir durum olarak görülen Suriyeli sığınmacılar konusunun, gün geçtikçe kalıcı hale geleceği anlaşıldı. Türkiye, Suriye'de devam eden ve uygulanan uluslararası politikalar nedeniyle bir netice alınmayan savaş nedeniyle ülkelerine geri dönemeyen Suriyeliler için yeni çalışmalar yapma kararı aldı.