Ulaştırma Bakanlığımızın dikkatini çekmek istediğim ikinci konu da uçaklardaki koltuk araları. Bakanlık bu aralığa minimum bir standart getirmeli.

 

Geçen hafta köşemde yer verdiğim, KKTC'ye uçuş hizmeti veren ve bizleri dünyaya bağlayan bazı havayolu şirketlerinin koltuk aralarının tam ölçümle net olarak 62 cm. olduğu ve insan sağlığına zarar verdiği konusuna, inanılmaz sayıda destek yazısı ve kişisel itirazları dile getiren mesajlar aldım.

 

Bu mesajların ortak noktası, Ulaştırma Bakanlığımızın hazırlayacağı bir tüzükle koltuk aralarını insan fizyolojisine zarar vermeyecek bir açıklığa getirmesi ve sıkı bir şekilde denetlemesi talebi. Okurlarımın önerdiği ortalama açıklık 75-77 cm arasında. Elbette bunun en doğrusunu ve yolcuyu rahatsız etmeyecek buna karşın havayolu şirketini de zarar ettirmeyecek koltuk arası açıklığının ne kadar olması gerektiğini uzamanlar bilmekte. Görev Sayın Ulaştırma Bakanımızın ve uzman bürokratlarının.

 

Yaz gelmeden, adına “High Season” denilen yoğun yolcu trafiğinin yaşandığı dönem başlamadan evvel bu tüzüğü çıkarmanın, yolcuların yani vatandaşların faydasına olacağı kesin. Görev Bakanımızın ve Ulaştırma Bakanlığının bürokratlarının.

 

Öğrencilerimin ve vatandaşlarımızın ortak iki tane şikâyetleri var özellikle de Ulaştırma Bakanlığını ve Ulaştırma Bakanını ilgilendiren. Üçüncü ve dördüncü konular da bu şikayetlerden oluşmakta.

Bunlardan birisi ülkemizde faaliyet gösteren GSM şirketlerinin faturalarını anlaşılamayacak şekilde şişirdikleri, diğeri de posta gönderilerinin evlere dağıtılmadığı şikâyeti.

 

GSM şirketleri ile Posta Dairesi’nin amiri konumundaki bakanlık Ulaştırma Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanı.

 

Öğrencilerimin ve konuşma fırsatını bulabildiğim vatandaşların ağız birliği etmişçesine şikayetleri, GSM şirketlerinden satın aldıkları “Data” paketleri veya “Modem”lerinin data tüketiminin nasıl saptandığı ve denetlenip denetlenmediği konusu.

 

Hangi özel(!) paketi satın alırlarsa alsınlar, illaki ay sonunda paketin öngördüğü limitin üstüne çıkarıldıkları ve fazla ücret ödemek zorunda bırakıldıklarından şikayet ediyor vatandaşlar. İtiraz ettikleri vakit de bunun dikkate alınmadığı ve ısrarlarına devam ettiklerinde de ellerine anlayamayacakları verilerle dolu bir evrağın tutuşturulduğu şeklinde.

 

Öğrencilerimin ve vatandaşlarımızın isteği, GSM şirketlerinin data verilerini ölçüm yöntemine bir standart getirilmesi, düzenli olarak Ulaştırma Bakanlığı tarafından denetlenmesi ve şikayet yapıldığı vakit de tarafsız olarak hesaplanması. Belli ki mağdur olan ve yasal yollardan aldatıldığına inanan çok kişi var ve buna da bir şekilde Ulaştırma Bakanlığının müdahalesi isteniyor.

 

Kiralık evde kalan öğrencilerimin, özellikle de Girne’nin Beylerbeyi, Ozanköy, Doğanköy, Çatalköy bölgelerinde oturan vatandaşların bir başka ortak şikayeti ise Posta Dairesinin günlük olarak evlere posta gönderilerinin dağıtımını yapmaması. Gönderiler haftada bir-iki kez Posta Dairesine uğrayan Muhtara veriliyor ve aranana kadar da muhtarın ofisinde sahibini bekliyor gönderiler.

 

Ülkemizde binlerce işe gitmeden maaş alan memur var ama posta gönderilerini günlük olarak evlere dağıtacak bir tek personel yok. İş özelleştirmeye kadar varınca da hemen yaygara başlıyor…

 

Ulaştırma Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanımız tüm bu sorunlara ivedilikle çözüm getirmelidir. Direkt ve endirekt vergisini aksatmadan ödeyen vatandaşlarımıza ve öğrencilerimize hizmet aksatmadan verilmeli, verilmesi için de elden gelen yapılmalıdır…