ABD'nin başını çektiği NAFTA (North America Free Trade Area) yani Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması Kanada, ABD ve Meksika arasında 12 Ağustos 1992 tarihinde Washington'da imzalanmıştı.

 

Bazı tarım ürünlerinin belirli bir müddet koruma kapsamında kalmasını içeren NAFTA, üye ülkeler arasındaki ticarete uygulanan gümrük vergilerini süreç içinde sıfırlamıştı.

 

NAFTA'nın asıl amacı Meksika ile ABD ve Kanada arasındaki ekonomik uçurumu ortadan kaldırmak idi. Zaman içinde Kuzey Amerika kıtasında ekonomik ve toplumsal istikrar sağlanmış ve Meksika'dan ABD' ile Kanada'ya akan göçler de kısmen durdurulmuştu.

 

Bu antlaşma ile ABD ve Kanada Meksika'daki yatırımlarını arttırarak ucuz işgücünden yararlanırken, Meksika'da yaşanan işsizlik de aşağıya çekildi.

 

Aynı şekilde Avrupa Birliğinin de kendi EFTA'sı (European Free Trade Area) yani Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi bulunmaktadır.

 

 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) 3 Mayıs 1960'da Avrupa Topluluğu’na (şu anki Avrupa Birliği) katılmak istemeyen veya katılmasına müsaade edilmeyen Avrupa devletleri için alternatif olarak kurulmuş olup, 4 Ocak 1960'da Stockholm'da 7 ülke (İngiltere, Danimarka, Norveç, İsveç, Avusturya, İsviçre ve Portekiz) tarafından imzalanmıştır. Bu ülkeler süreç içinde AB üyesi olduklarından günümüzde sadece İzlanda, Norveç, İsviçre ve Lihtenştayn EFTA'yı oluşturmaktadır.

 

EFTA'nın amacı, gıda maddeleri dışındaki maddeler için aralarındaki gümrük duvarlarını kaldırarak sanayi malları alanında serbest bir ticaret bölgesi oluşturmak olup üyelerin üçüncü ülkeler ile yaptıktan sınaî ürün ticaretinde, ortak gümrük tarifesi uygulamamasıdır.  EFTA aynı zamanda, üye devletlere ticaret liberalizasyonu sağlamasına ilaveten, Birliği'nin İç Pazarı'nın bir parçası olmalarını da olanak vermektedir.

 

Rum tarafındaki çözüm yönündeki isteksizlik ve müzakere sürecini olabildiğince uzatmak niyeti nedeni ile Rum lider Anastasiadis ile KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu arasında ABD'nin baskısı ile başlayan müzakerelerin kısa zamanda bir sonuç vermeyeceği açık ve net olarak ortaya çıkmaya başladı. Rumların niyeti 4 Mart 1964 tarihinde aldatmaca ile elde ettikleri hükümet olmak olanağını Kıbrıslı Türklerle paylaşmamak ve 18 Kasım 1983 tarihinde BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı insanlığın yüz karası olan karar ile de ambargolar altına sokmayı başardıkları Kıbrıslı Türklerin pes edene kadar izolasyonlar ve ambargolar altında sürünmelerini sağlamak.

 

Kıbrıslı Türkler de anavatan Türkiye'nin sağladığı olanak ve her alandaki yardımlarla pes etmeyince ve de tam aksine süreç içinde güçlendikçe de "Türkler uzlaşmaz, müzakerelerin gidişatını sabote ediyorlar" diye de, "yavuz hırsız ev sahibini bastırır" misali yaygarayı basıyorlar.

 

Türkiye'den adamıza su getirilmesinin gerçekleştirilmesi, bölgesel enterkonnekte sisteme bağlanmak ve ucuz elektrik kullanımı amacı ile elektrik kablosu çekilmesi projesi ile birlikte, Türkiye ile KKTC arasında "Serbest Bölge Ticaret Antlaşması" yapılmasının  veya "KKTC-TC Gümrük Birliği Antlaşması"nın hayata geçirilmesinin zamanı gelmiştir... (Devam edecek)

 

Ata ATUN

e-mail: [email protected]

http://www.twitter.com/ataatun

http://www.ataatun.com