Ülkede olanlara bakınca şu hisse kapılıyor insan: Oylarımızı kendi beynimize doğrulttuğumuz bir silah gibi kullanıyoruz biz...

Ve bunu çok sık yapıyoruz.

Hemen aklınıza iktidarı seçmek için kullandığımız oylar gelmesin, muhalefeti de biz seçiyoruz oylarımızla...

Bir iktidar partisi, bir de muhalefet seçiyoruz...

Ve bizim seçtiğimiz iktidar partisi AK Parti, seçtiğimiz muhalefet partisi de CHP.

Bu satırları yazarken başımın üzerinden ne yazdığıma göz atan arkadaşım ‘asıl tersi olsaydı görürdün sen’ dedi...

CHP iktidar, AK Parti muhalefet olsaydı...

Neler olurdu ya da neler olmazdı bu ülkede düşünsenize gerçekten...

AK Parti, temel değişiklikler yapamıyor ama hep değiştirmekten söz ediyor, değiştirmek gerektiğini vurguluyor, değiştirmeyi meşrulaştırıyor, böylece değişim duygusunu ve umudunu hep canlı tutuyor.

CHP, değişimin gereğini ve meşruiyetini baştan reddediyor, bunun tartışılmasını bile istemiyor, hatta değiştirebildiklerimizi de eski haline döndürmemizi talep ediyor.

CHP iktidarda olsaydı, değiştirme umudu bile kalmazdı.

***


Dersim gerçekleri ortaya çıksın, arşivler açılsın diyen herkese kızıyor CHP milletvekilleri.

Kendi aralarından CHP Tunceli milletvekili Hüsetin Aygün, “Dersim’le yüzleşilmesi lazım CHP olarak özür dilemeliyiz” diyince, bir an önce Aygün’ü CHP’den atmak için çalışmalara başladılar bile...

Sanki gerçekler Hüseyin Aygün CHP’den giderse değişecekmiş gibi...

Günlerdir bu konuda pek çok yazı yazıldı.

Dersim katliamı şimdi derinlikli biçimde tartışılıyor, sorumluları ilk kez açıkça ortaya konuyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise insanın aklının alamayacağı cesaretsizliğiyle, kendi yakınlarının da büyük acılar çektiği trajedinin üstünü örtmeye çalışıyor.

Gerçeklerden korkuyor.

***

Çok merak ediyorum,

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu neden bu kadar korkuyor?

Bu ülkenin muhalefet partisi kendi tarihiyle yüzleşmeyi neden yapamıyor?

İktidar partisinden daha geride kalan, gerçekleri göstermeye değil saklamaya çalışan bir muhalefet partisinin iktidara gelme ümidi olabilir mi?

Ne Kürtlere hakkını vermeden Kürt sorununu çözmeye çalışan başbakanı anlıyorum, ne Dersim’le yüzleşmeden bu ülkede iktidar olmak isteyen Kılıçdaroğlu’nu...

Bu ülkenin en önemli sorunlarından biri Kürtlerin hakları ve durdurulamayan kan...

İktidar bunu değiştireceğini söylüyor ama değiştirmiyor, ana muhalefet değiştirilmesine bile karşı çıkıyor.

***

CHP içinde şu an büyük bir kavganın olduğu açık...

Yeni bir genel başkan aranıyor...

Kılıçdaroğlu ile Gürsel Tekinciler birbirinden ayrılmış, yeni planlar yapıyor...

Bu ülkeye bir katkıları var mı?

Yok...

Kemal Kılıçdaroğlu’na haddim olmayarak bir tavsiyede bulunmak istiyorum.

Eğer CHP’ye gerçek bir “lider” olmak istiyorsa , bu ülkede gerçekten AK Partiyi zorlamak istiyorsa önce CHP ile yüzleşmeli...

CHP gerçeğini görüp, bunu açıkça ortaya koymalı.

Kılıçdaroğlu, CHP’den korkarsa, CHP onu yiyecek.

Çok yakında koltuğundan devrilecek.

CHP’nin açık bir ikilemi var, kendisini iktidara taşıyacak kadar değişimci ve gerçekçi bir başkan istemiyor ama iktidar olmak istiyor.

CHP’yi değiştirmeden CHP’yi iktidara taşıyamaz.

CHP’yi değiştirmezse onu oradan atacaklar ve unutulacak, CHP’yi değiştirmeye çalışırsa belki gene onu oradan atacaklar ama bu sefer unutulmayacak, tekrar geri çağrılacak bir “lider” olacak.

***

Başbakanın Türkiye’yi...

Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi değiştirmesi gerek.

İkisi de bunu biliyor, ikisi de bunu yapamıyor.

Ve, onları biz seçtik...

Kendi oylarımızla vurduk kendimizi.