Eroğlu, "Rumları araştırmaya başlamadan önce uyardık; ancak bunun ciddi bir uyarı olduğunu sonradan anladılar.” dedi. 

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, New York temaslarını tamamlamasının ardından beraberindeki heyetle KKTC’ye döndü. Eroğlu’nu Ercan Havalimanı VİP salonunda Meclis Başkanı Hasan Bozer, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, milletvekilleri ve diğer yetkililer karşıladı. Eroğlu burada basına yaptığı açıklamada, New York ziyaretinde görüşmeler ve petrol ile doğalgaz konusunun gündem olduğunu belirterek, bu kapsamda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davuoğlu ile görüştüklerini ifade etti.

Eroğlu, Erdoğan ile birlikte imza attıkları “Türkiye ile KKTC arasındaki kıta sahanlığı sınırlandırma” anlaşmasını anımsatarak, uluslararası bir anlaşma özelliği taşıdığından Meclis’ten de geçmesi gerektiğini aktardı.

Meclis’in bu olayın içinde olması gerektiğini ifade eden Eroğlu, bu anlaşma imzalanmadan önce Rum Lider Dimitris Hristofyas’a “bu olayların müzakerelere etkileri olabileceğini, eğer ısrara devam ederlerse kendilerinin de bazı adımlar atabileceklerini” söylediğini hatırlattı. Ancak bunun dikkate alınmadığını belirten Eroğlu, sürecin herkes tarafından bilindiğini dile getirdi.

Eroğlu, Rum tarafının araştırmalara başlaması üzerine KKTC’nin de araştırmalara başladığını ifade ederek, “Bizim yapmış olduğumuz uyarının ciddi bir uyarı olduğunu Türkiye Cumhuriyeti ile yaptığımız anlaşma sonrası farkına varmışlardır.” dedi.

Araştırmanın, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) şirketi tarafından KKTC devleti adına yapılacağını vurgulayan Eroğlu, “Güneyden kuzeye adanın 4 bir tarafında deniz altı zenginliklerinde hakkımız olduğu gerçeğinden hareketle bu araştırmalar konusunda da istediğimiz bölgede istediğimiz şirkete araştırma verebileceğimiz gerçeğini ortaya koyduk.” şeklinde konuştu.

“HRİSTOFYAS BİZİM DE HAKKIMIZ OLDUĞU GERÇEĞİNİ ORTAYA KOYDU”

Eroğlu, Hristofyas’ın BM Genel Kurulu konuşması sonrasında düzenlediği basın toplantısında “bu zenginliği çıkaracağız ve Türklerle paylaşacağız” dediğini, ancak buna inanmanın mümkün olmadığını ifade etti. Eroğlu, Hristofyas’ın bu ifadelerle “Kıbrıslı Türklerin deniz altı zenginliklerinde hakkı olduğu gerçeğini” ortaya koyduğunu da vurguladı. 

Türkiye ile bu anlaşmayı yapmalarına rağmen BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'a doğalgaz ve petrol çalışmalarının durdurulması için 4 maddelik yazılı öneride bulunduklarını anımsatan Eroğlu, Ban'a müzakerelerin devamı için gayret ettiklerini ve Cenevre görüşmesinde ortaya koydukları misyonu sürdüreceklerini söylediklerini belirtti. 

“GÖRÜŞMELERİN DEVAMI İÇİN ESNEK DAVRANIYORUZ”

Eroğlu, görüşmelerin devamı için bazen esnek davrandıklarını ve uğraş ortaya koyduklarını belirterek, hatta başta toprak, mülkiyet, vatandaşlık ve harita gibi konuları görüşmek istemediklerini söylediklerini, ancak daha sonra görüştüklerini ve kendi önerilerini ortaya koyduklarını anlattı.

"RUMLAR GERİ ADIM ATARSA TÜKİYE DE ATABİLİR" 

Toprak konusunun en son görüşüleceğini ve bunun 4’lü veya 5’li zirve ile olabileceğini önerdiklerini işaret eden Eroğlu, bu kapsamda petrol konusunda geri adım atarlarsa Türk tarafının da atacağını söyledi. 

ÖNERİLER 

İki tarafın yapacağı çalışmalar ve zenginliklerin ortaya çıkarılması sonrasında, bir anlaşma olması durumunda ortaya çıkabilecek mülkiyet ve benzeri tazminatların ödenmesi için ortak bir fon kurulmasının kararlaştırılabileceğine değinen Eroğlu, bunun BM Genel Sekreteri başkanlığında Rum ve Türk üyelerin bulunacağı bir komisyon tarafından kullanılması önerisinde bulunduklarını anlattı. Eroğlu, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun da önerileri olumlu karşıladığını ve Başbakan Erdoğan ve hükümetle paylaşacağını aktardı. 

“BÜYÜK BİR REZERV VAR” 

“Ada etrafında zengin doğal kaynaklarının olduğu doğru mu” sorusuna karşılık da Eroğlu, araştırmalara göre büyük bir rezerv olduğunun tespit edildiğini, hatta yorumlarda “yüz yıllık rezerv olduğunun” bile söylendiğini anımsattı. Bir soru üzerine, Piri Reis gemisine araştırma sırasında Türk donanmasının eşlik edeceğinin doğru olduğunu da söyleyen Eroğlu, ancak savaş uçaklarının KKTC’de konuşlanacağı gibi bir durum olmadığını, böyle bir anlaşmanın da yapılmadığını kaydetti. 

Derviş Eroğlu, muhalefetin araştırma anlaşmasına karşı ortaya koyduğu tepkiyle ilgili de, “Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve anlaşma yapma yetkisi vardır, ama onaylanacağı yer parlamentodur… ‘İmza yetkisi var mı yok mu’ sorusu bana göre doğru bir soru değildir, dolayısıyla bu gibi sözlere daha fazla cevap verecek değilim, uluslararası hukuka göre de böyledir." ifadelerine yer verdi.