İstifanın üzücü olduğunu söyleyen Serdar Denktaş bunun nedenlerinin araştırılıp ders çıkarılması gerektiğini ifade etti.

Başbakan Yardımcısı ve DPUG Genel Başkanı Serdar Denktaş, DPUG Lefkoşa Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Arabacıoğlu’nun istifasını kabul ettiğini açıkladı.

DENKTAŞ: "SORUNLARDAN DERS ÇIKARMAMIZ ÖNEMLİ"

Denktaş, “Yaptığımız değerlendirmeler sonrasında kendisine 1 yıllık süre içinde ortaya koyduğu olağanüstü performans nedeniyle teşekkür ederek, büyük bir uğraş içinde olduğunu bilerek ve bugüne kadar ortaya koyduğu katkılar için teşekkür ederek, istifasını kabul etmiş bulunuyorum. Birazdan gerekçeleri kendisi anlatacak. Bu istifaya neden olan sorunları hepimizin anlaması, bir mesaj çıkarmamız, eğitimin en başta gelen sektör olduğunu hatırlayarak yolu birlikte çizmemiz önemlidir. Büyük bir üzüntü benim için. Kabinenin tüm üyeleri de aynı düşünceleri paylaşmaktadırlar...” ifadelerini kullandı.

ARABACIOĞLU: “ESKİ BAKANLAR BENİ ANLAMADI”

Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, istifa ile ilgili açıklamasında, istifasının topluma bir mesaj vermek olduğunu kaydederek, eski Eğitim Bakanları'na sitem etti.

Arabacıoğlu, “beni anlayacak olanların içinde de eski Eğitim Bakanları olması gerekirken, ne yazık ki onlar benim verdiğim mesajı anlamadılar. Sistem tıkandı! Bir bakan olarak yönetici mi yoksa yönetilen mi olduğumuzu sorgular duruma geldik” dedi.

Kıbrıs Postası'nın dün gündeme taşıdığı 'Bakan'ın eğitimin başlangıcı ile ilgili istifası etik midir?' tartışmaları üzerine Arabacıoğlu, etik olduğunu ifade ederek, kendisinin bir sağlıkçı olduğunu ve bireyin sağlının değerini hasta olmadan anlamadığını belirtti ve "idare eden miyiz, idare edilen mi? Bu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum" dedi.

“KADRO AÇIĞIMIZ VAR”

Arabacıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Eğitimde varolan kadrolar, alınmış olsaydı, atanmış olsaydı bugünkü toplantıda sizinle ben eğitimdeki sistemsizliği dile getiremeyebilirdim. Benim amacım sistemsizliğe vurgu yapmaktır. Her yıl eğitimde, nakillerle ilgili öğretmenlerin müracaatı yapılır. Bu müracaatlardan sonra, 1 Temmuz – 15 Temmuz arasında öğretmen nakilleri gerçekleşir. Olası münhal yerleri belirlenir ve bu münhallerle ilgili Başbakan aracılığıyla Maliye'ye yazı yazarız. Bu süreç 15 Temmuz'da tamamlandı. Biz Bakanlık olarak 117 öğretmen kadrosu ile ilgili, talebimizi de Başbakan aracılığıyla Maliye Bakanlığı'na ilettik. 11 Ağustos 2014'te Maliye'den 50 adet öğretmen kadrosu olarak bize verildi. 10 tanesi ilköğretim, 40 tanesi de mesleki ve ortaöğretime yönelikti. Biz Maliye'den yazıyı aldıktan bir gün sonra, yazımızı yazdık. Sınavlar Ağustos başında yapıldı. Bugüne kadar halen daha, görevlendirme olmadıysa burada bennim sorumluluğum varsa bunu almaya hazırım. Evet şu anda kadro açığımız var! Mesleki Teknik ve ortaeğitimle ilgili 14 kadro, 17 de ilköğretim ile ilgli ihtiyaç var! Bazı okullarda öğretmen fazlalığı var. Karpaz bölgesinde ise öğretmen açığı var. Bu, bugüne kadar getirilen sistemin bir hatasıdır. Gönyeli'de bir öğretmen açığımız var. Ben Lefkoşa'dan bir öğretmeni alıp da Gönyeli'de görevlendiremem. Öyle sınıflar var Lefkoşa'da, 30 kişilik bazı okullarda sınıflar vardır 15 kişilik. Bu sistemin bir çarpıklığıdır. Mevzuatları bir şekilde oturup öğretmen ve öğrencinin lehine de düzeltmemiz gerektiği inancını taşımaktayım. Sistemdeki aksaklıkları gizlemeye yönelik haberler yapılıyor. Bizim görevimiz Haziran 15 ile Eylül 15 arasında okullardaki tadilatları yapmaktır.”

KKTC'DE KÖTÜ OKUL YOKTUR”

Eğitim yılının başlanıgıcı ile sorunlar olduğunu da kaydeden Arabacıoğlu, İhale tüzüğünde yapılan düzenlemenin ardından, müteahhitlerin tüzüğe karşı olmasından dolayı MİK ihalelerine katılmama kararı alındığını ve 16 Haziran'da tüzüğün değiştiğini ve yeni baştan müracaatlar alındığını belirtti.

Arabacıoğlu, “bazı aksamalar olduysa da, bana göre eğitimi aksatacak herhangi bir olay yaşanmamıştı. Buna rağmen basın bunları hep öne çıkardı. Bazı basın kuruluşları boya tenekelerini, moloz yığınlarını gösterdi. Okullarımızda çok güzel şeyler de vardır. KKTC'de kötü okul yoktur” dedi.

SİYASETÇİYE ELEŞTİRİ YAPARAK PRİM ELDE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Halkın hiçbir zaman güzellikleri ön plana çıkarmadığını, ve gazetelerin olumsuz görüntüleri ortaya çıkararak, siyasetçiye eleştiri yaparak prim elde etmeye çaıştığını kaydederek, bunların kendisini üzdüğünü belirtti.

13 aylık Bakanlık görevinde, gerek parti gerek bürokrat ve sendikalarla, tam gün çalışma yapmaya çalıştığını da belirten Arabacıoğlu, eğitimin başlayacağı dönemde çağrı yapmaya çalıştığını ancak sendikaların sürekli 'külliye'den bahsettiğini kaydetti.

Arabacıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Biz eğitimle ilgili olmlu birşey yapmaya çalıştığımız zaman, kadro eksikliğinden, külliyeden bahsederler. Bu külliye benim tabirim de değildir. Bizleri olumsuz yönde etkilemeye çalıştılar. Eğitimde sorgulanması gereken en önemli şey de kolejlerimizdir. UBP iktidara geldiği zaman, kolejleri açtık dedi. Biz parti olarak da karşı değiliz. Bir okulu açarken, 5 – 10 yıl sonra nelere ihtiyacı olacağının da bilinmesi gerekir. Ben sendikacı arkadaşlarla sürekli görüşmeye çalıştım. Mesela Lefkoşa Arabahmet İlkokulu'nda o okulun gerçekten okul olmadığını, daha iyi bir foruma getirilebileceğini düşünürken, Atatürk ve Şehit Tuncer İlkokulu'na bu öğrencileri kaydırabilir miyiz dedik. Ve öğrencileri kaydırma konusunda karar verdik! Arabahmet birilerine peşkeş çekiliyor dendi! Köy Kadın Kursları'nda çıkan ev işlerinin pazarlanmasında orada olanak sağlayabilir miyiz diye düşüncemiz vardı. Sendika bu konuda yanımızda olacağına, okul velilerini Bakanlığa karşı kışkırttılar.”

“ÖĞRENCİLER EYLEM ARACI DEĞİLDİR”

Arabahmet İlkokulu'nda bir yangın çıksa, çocukların tahliyesinde ciddi sorunlar olacağını da kaydeden Arabacıoğlu, eğitime yönelik alınacak sağlıklı kararlarda sendikacıların kendilerine yardımcı olması gerekirken böyle bir destek göremediğini de belirtti.

Arabacıoğlu öğrenci sayısının da belli olduğunu kaydederek, 35'in üzerinde öğrencisi olan okullarda ikinci bir dersliğe ihtiyaç olduğunu ancak, 60 kişilik öğrenci grubunu okullardaki müdürlerin öğretmeni sahiplenmek adına 4 derslik yaparak öğretmen açığını ortaya çıkardığını kaydetti.

Öğrencilerin bu süreçte eğitim amaçlı değil de, eylem amaçlı kullanıldığını iddia eden Arabacıoğlu, bunun kendisin üzdüğünü söyledi ve çocukların hiçbir zaman eylem aracı olarak kullanılmaması gerektiğini belirtti.

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRETE VARIM!

Arabacıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“'Eşit işe eşit ücret'e her zaman varım demiştim. 2011 yılı sonrasıyla öğretmenlerin motivasyonu arasında fark vardır. Aynı dönem mezun olan bir bayan bir de erkek öğretmen olduğunu düşünelim. 2011 öncesi de öğretmenler arası sınıflandırma yapıldığından bahsettik. Öğretmenleri kategorize ettik. İlköğretimde A öğretmen 25 yılını dolduran öğretmen demektir. B Öğretmen, 20 yılı dolduran öğretmen ise haftalık max ders saati 23'tür. Normal öğretmenin ise 25'tir. Çalışma saatlerinde biz kol saatleri adı altında kısıtlamalara gidiyoruz. 2011'den sonra yapılanlar olumlu değil ama ortak bir yasa yapmakta yarar olduğunu belirtmek isterim.”

ELÇİLİKTEN BASKI GELMEDİ”

Hala Sultan ile ilgili Elçilik'ten kendisine hiçbir baskı gelmediğini de belirten Arabacıoğlu, istifa sebebinin Türkiye'den gelen baskılar olduğu iddialarını da yalanladı.

TAŞIMACILIK CİDDİ SORUN!”

Arabacıoğlu, taşımacılığın çok ciddi bir sorun olduğunu belirterek, sistemden kaynaklanan sorunların yaşanacağını söyledi!

HADEME EKSİKLİĞİ SORUNUMUZ VAR!”

Arabacıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Hademe eksikliği ile ilgili sorunlarımız vardır. Bunun en canlı örneği LTL'dir. Orada 10 tane hademe kadrosu görünmektedir. 6 tanesi çeşitli dönemlerde görevlendirildi. Belli okullarımızda hizmet satın alınması konusunda çalışma yaptık. Sendikalarımızdan biri bu konuya sıcak bakmadığını söyledi, biz de buna saygı duyuyoruz. Okulu açıp kapayacak bir hademenin olacağını söyleyebiliriz. 2 tane temizlikçinin orada olmasını öngördük. Bu konuda çalışmalarımız tamamlnadı ve Maliye'ye verildi. Tüm öğretmenler Bakanlığın öğretmenidir. Ama maalesef bugünkü sistem sorun çıkarıyor. Bu sistemi, tüm paydaşlar olarak katkı koyduk! Benim de olumsuz katkım olduysa bunu ben de üstlenmeye hazırım. Eğitim gelecek demektir. Eğitim gençlik, öğretmen demektir. Birbirimizle tartışarak değil, bütünsellikle bu sorunları aşacağımızı söylüyorum. Son sendika toplantımızda da bazı olaylar yaşadık.”

ÖĞRETMENLER YASASI'NIN ELE ALINMASI GEREKİR

Öğretmenler Yasası'nın ele alınması gerektiğini de kaydeden Arabacıoğlu, “Eşit İşe Eşit Ücret” kavramı ile yeni düzenleme yapılması gerektiğini belirtti.

Arabacıoğlu, konuşmasında örnek vererek, “sen 25 yıllık memursun, sen şu saat gel, bu saat gel diye bir anlayış yoktur. Liselerimizin, merkezileştirilmesi, belli kolejlerin GCE ve A Level'la ilgili eğitim verecek. Koleje giden çocuk bilecek ki, GCE ve A Level konusunda eğitim görecek. Karpaz'dan gelen ve yurtta kalan öğrencilerimiz vardır. BEAL'i kazandı, gün içinde olası olmadığı için yatılı olanak sağlamak zorundadır. Oturup yapılması gereken işlemler vardır.” dedi

BAKAN OLMAM ŞART DEĞİL”

Maaşların dengelenmesinden yana olduğunu da kaydeden Arabacıoğlu, 2011'de mesleğe girenlerin de maaşlarının yükseltilmesiyle, çalışma saatlerinin kısıtlı olanların denkleştirilmesi gerektiğini belirtti.

Arabacıoğlu sözlerine şöyle son verdi:

“Ben istifamı vermeseydim, bir köşecikte haber olacaktım. Ben bugün Başbakan'la da görüştüm. Bakan olmam şart değildir. Hükümetin verdiği her çalıştayda bulunacağım.

DENKTAŞ: “ÖNCEKİ HÜKÜMETİN İSTİHDAMLARI BU NOKTAYA GETİRDİ”

Denktaş, geldiğimiz noktanın sebeplerinden biri, önceki hükümetin yaptığı istihdamlar olduğunu kaydederek, hafta sonuna kadar çalışma yapılacağını ve Pazartesi günü gerekli açıklamanın yapılacağını kaydetti.

(Kaynak: Kıbrıs Postası)