KKTC’de yatırımların artırılabilmesi, ekonomik kalkınma için gerekli çalışmaların yapılması, mevcut ortamın değerlendirilmesi, yatırımcıların sıkıntılarının tespit edilmesi, alınması gereken yasal tedbirlerin belirlenmesi ve Türkiye’yle işbirliği konularını ele almak amacıyla oluşturulan Yatırım Danışma Konseyi’nin ikinci toplantısı dün Girne Cratos Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantıya Türkiye Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan İrsen Küçük, Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, Maliye Bakanı Ersin Tatar, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi ile Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst, ilgili bürokratlar, KKTC ve Türkiye’deki oda ve dernek başkanları ile temsilcileri katıldı. Konuşmaların ardından Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, “II. Yatırım Danışma Konseyi İlerleme Raporu”nun sunumunu gerçekleştirdi. Sunum basına kapalı yapıldı.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın ev sahipliği yaptığı toplantı, TOBB, DEİK, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın katkılarıyla düzenlendi.

“KKTC İÇİN ÖNEMLİ BİR GÜN”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu açılışta yaptığı konuşmada, enerji ve yatırımlarla ilgili iki önemli olayın gerçekleştiği dünün KKTC için önemli bir gün olduğunu söyledi. Eroğlu, dünyanın gündeminde önemli yer eden enerjinin KKTC’nin de gündeminde olduğunu kaydetti. Uzun yıllar süren mücadelenin ardından kendi devletini kuran Kıbrıs Türkü’nün bugün ekonomik kalkınma seferberliği içinde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, fert başına düşen gelirin 14 bin dolara yükseldiği bugünlerde KKTC’nin başladığı noktadan çok ileride olduğunu belirtti.

Kıbrıs Türkü’nün devletine sahip çıkması gerektiğini kaydeden Eroğlu, müzakere masasında bugün var olan Kıbrıs gerçeklerine sahip çıkılmaması halinde başarı elde etmenin mümkün olmayacağını söyledi.

“YENİ YAPILANMA ŞART”

Eroğlu, çok yol alınmasına rağmen yeniden yapılanmanın ve bu amaçla hazırlanan programın uygulanmasının şart olduğunu belirterek, bunu yaparken bazı tepkilerle karşılaşılmasının da normal olduğunu kaydetti. Eroğlu, ortaya çıkan ekonomik sorunları aşmak için tedbirin de şart olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’nin ambargo ve izolasyonlar altında olduğuna işaret ederek, tüm olumsuzluklara rağmen ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi ve Anavatan’ın deneyiminden yararlanmak gerektiğini söyledi. Eroğlu, “Ekonomik programı uygulamak şarttır. Muhalefete rağmen ülkenin iyiliği için şart olan program, diyalog yöntemi tükendikten sonra uygulanmalı” dedi.

“EKONOMİK KRİZLERE BAKILDIĞINDA İYİ BİR NOKTADAYIZ”

Başbakan İrsen Küçük de konuşmasına başlarken, ikincisi yapılan yıllık toplantının başarılı geçmesi ve iş çevrelerine hayırlı olması temennisinde bulundu. Bu toplantının ülkeyi daha güzel günlere taşıyacağına inanç belirten Küçük, tanınmamışlık ve izolasyonlardan dolayı ülkenin istenilen düzeye ulaşmadığını, ancak bölgede yaşanan ekonomik krizlere bakıldığında çok iyi bir noktada olunduğunu belirtti. Küçük, devletin yeniden yapılandırılması ve sürdürülebilir kalkınmanın hedefler arasında olduğuna işaret ederek, bu toplantının bu amaç doğrultusunda atılan önemli bir adım olduğunu söyledi.

Başbakan, ekonomideki gerilemenin, 2010’da kararlılıkla alınan tedbirler sonucunda ilerlemeye dönüştürüldüğünü ve bütçe açıklarının da kontrol altına alındığını belirtti.

“DENK BÜTÇE YAKALAMAYI HEDEFLİYORUZ”

2011’de yüzde 4 oranında büyüme beklediklerini kaydeden Küçük, 2012 - 2013 döneminde de denk bütçe yakalamayı hedeflediklerini söyledi. Küçük, kamuda reform çalışmalarının devam ettiğini kaydederek, mevzuatın iyileştirilmesine dönük AB uyum yasalarının ise büyük oranda hazırlandığını belirtti. Yatırımların teşvik edilmesi amacıyla kurulan YAGA’nın çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Küçük, bugün imzalanacak yatırımların geliştirilmesine dönük anlaşmanın da önemli bir adım olacağını söyledi. Küçük, maliyetin yükselmesine neden olan enerji ve su gibi girdilerin ucuzlatılması ve süreklilik arz etmesi yönündeki çalışmaların da sürdürüldüğünü belirtti. Başbakan Küçük, tüm dünyada ekonomik kriz yaşanırken ekonomik atılımlar içinde olan Anavatan Türkiye’nin elde ettiği başarıyı KKTC’ye aktarmak istemesinin en büyük şans olduğunu kaydederek, Türkiye’ye şükranlarını sundu.

“SON BİR YILDA ATILAN ADIMLAR DOĞRU”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez, ekonomide son 1 yıl içinde atılan adımların doğru yönde atıldığını, ancak yeterli olmadığını; hükümetin, cesaretlenerek, ekonomiyle ilgili icraatları hızlandırması gerektiğini belirtti. Günay Çerkez, Yatırım Danışma Konseyi İkinci Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, KKTC’deki yatırım iklimini iyileştirmek, ülke kalkınmasına katkı koymak amacıyla 1 yıl önce kurulan konsey ve bildirgesinin iş dünyasınca beğeniyle karşılandığını söyledi. Kuruluş toplantısında belirlenen başlıkların bazılarının tamamlandığını, bazılarında ise ciddi ilerleme sağlandığını kaydeden Çerkez, yapacak daha çok iş olduğunu belirtti.

“HÜKÜMET CESARETLENDİRİLMELİ”

Günay Çerkez, 2010 - 2013 Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı’nın önemli bir kısmını, konseyin geçen yılki sonuç bildirgesinin oluşturduğunu kaydetti. Çerkez, geçen zaman içinde “Mersin Kapısı”nın ciddi bir şekilde aralandığını, ancak hedefin “Mersin Kapısı”nı kaldırmak olduğunu belirtti. Çerkez, beklentisinin, Yatırım Danışma Konseyi’nin birinci toplantısının sonuç bildirgesindeki tespitlerin hükümet, iş dünyası ve Türkiye kanadıyla paylaşılarak ivedilikle uygulanması olduğunu söyledi. Çerkez, hükümetin cesaretlenerek, ekonomiyle ilgili icraatları hızlandırması gerektiğini ifade etti. Verimsiz yapı ve alışkanlıkların değişmesinin ciddi bir çaba ve zaman gerektirdiğine işaret eden Çerkez, tıkanan sistem karşısında tek şansın, dünyadaki gelişmelere ayak uydurmak ve ülke ekonomisini özel sektör öncülüğünde daha verimli ve rekabet edebilir hale getirmek olduğunu belirtti.

“REKABETİN OLMADIĞI YERDE ADALET OLMAZ”

Kamunun daha verimli hale gelmesinin, özel sektörün rekabet edebilirliğiyle doğrudan ilişkisi olduğunu da söyleyen Çerkez, şöyle devam etti: “Unutmayalım ki rekabetin olmadığı yerde adalet, adaletin olmadığı yerde verimli bir ekonomi olamaz. Hiçbir başarı tesadüfi değildir. Yatırım ortamının iyileşmesi, kamunun iş yaşamına desteğinin artması, iş insanlarının daha rekabet edebilir olması ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için ülkedeki tüm kesimlerin işbirliğine ihtiyaç vardır”. Günay Çerkez, Türkiye’nin 2000’li yıllarda yaşadığı ekonomik krizler sonrasında ekonomik olarak küllerinden yeniden doğması ve bugün bir istikrar abidesi haline gelmesinin, KKTC için bir örnek olması gerektiğini belirtti.

HİSARCIKLIOĞLU: TÜRKİYE’DE DEĞİŞİM DÖNÜŞÜM SÜRECİ SANCILI GEÇİYOR

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu toplantıda yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin alınan önlemler, yapılan çalışmalar ve kurulan mekanizmalar sayesinde 10 milyar ABD doları ihracat rakamlarından 130 milyar ABD doları ihracat rakamlarına ulaştığını söyledi. Toplantıdaki konuşmasına, Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Türkiye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı överek başlayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de değişim ve dönüşüm sürecinin sancılı geçtiğini, ancak sonunda güneşin doğduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu, Atalay’ın, Türkiye’nin değişim ve dönüşümünde akil insan olarak çok yardım sağladığını kaydetti. Atalay’ın Kıbrıs işlerinden sorumlu bakan olması nedeniyle KKTC’nin çok şanslı olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bugün Yunanistan’ın başına gelenlerin, 2001 yılında da Türkiye’nin başında geldiğini belirtti. Türkiye’nin dünya çapında başarı hikayeleri yazdığını, ancak bu değişim ve dönüşüm sürecinin sancılı olduğunu, herkesin de desteklemediğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Ama sonunda güneş doğar” dedi. Dünyanın krize girdiği, küresel krizin yaşandığı bir dönemde bankalarını finanse etmesine gerek kalmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Türkiye büyümede dünya şampiyonuysa bunun yapısal yatırımlar sayesinde olduğunu vurguladı. Önlemlerin uygulanmasında ilk başta sıkıntı yaşanabileceğini, ancak sonrasının aydınlık olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, 10 milyar dolar ihracat yapamayan Türkiye’nin, şimdi 130 milyar dolar ihracat rakamlarına ulaşan bir ülke durumuna geldiğini vurguladı.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin belki doğalgaz ve petrole sahip olmadığını, ancak müthiş bir müteşebbis  ruhuna sahip bulunduğunu ve dünyayla rekabetten korkacak bir şey bulunmadığını söyledi.

“KKTC’DE İKİ MEKANİZMA KURULMALI”

KKTC’de iki yapısal mekanizma kurulması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, bunlardan birinin “Yatırım Ortamını İyileştirme ve Koordinasyon Kurulu”, diğerinin ise, Karma İstişare Komitesi olduğunu, bu oluşumlarda kamu, özel sektör, siyasetçi, sendikalar, odalar ve sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesi ve ülke için çalışması gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, bunun Türkiye’de başarıldığını vurguladı. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de yapılan çalışmalar sayesinde gelinen noktada, günler süren işlemler ve 17 imzayla kurulabilen şirketlerin bugün 2 imzayla ve yarım saatte kurulabildiğini söyledi.

ATALAY: TOPLANTI DİKENLKERİ OLAN BİR TOPLANTI

Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da, Yatırım Danışma Konseyi’nin, KKTC’ye daha fazla yatırım yapılması ve yatırım engellerinin kaldırılması amacıyla bir yıl önce kurulduğunu anımsattı. Atalay, Türkiye’den gelen hükümet kesiminin, özel sektör ve bürokratların bu toplantıyı çok önemsediğini ifade ederek, “Bugünkü toplantı dikenleri olan bir toplantı. Açık konuşmazsak başarılı olamayız” dedi. Türkiye’de şu anda kalkınmayı sağlayan 3 kesim bulunduğunu, bunların kamu, özel sektör ve sosyal kesimler (sendikalar ve diğer sivil toplum örgütleri) olduğunu belirten Atalay, kalkınmanın bu 3 kesimin birbirine çok güvenmesi sayesinde başarıldığını vurguladı. Atalay, şu anda Türkiye’de büyük bir uyum bulunduğunu ifade ederek, sendikaların tabii ki üyelerinin hakları için mücadele edeceklerini, özel sektörün bürokrasiden talepleri olacağını ancak tüm bu kesimlerin bir araya gelmeyi başarabilmeleri gerektiğini vurguladı. Atalay, tüm bu kesimlerin “Türkiye’yi nasıl güçlendiririz” diye düşündüklerini belirtti.  Yatırım Danışma Konseyi toplantılarının verimli olacağına inandığını söyleyen Atalay, ticaret ve yatırımın önündeki tüm engellerin kaldırılmasından yana olduklarını ifade etti.

“TÜRKİYE PROAKTİF ÇÖZÜM ÜRETİYOR”

Atalay, Türkiye’nin, kriz gelmeden proaktif şekilde çözüm üretebilen bir ülke olduğunu belirtti.

Kıbrıs’ta meydana gelen gelişmelere değinen Atalay, Türkiye’nin sorunları güç kullanımından kaçınarak, siyasi diyalogla çözmekten yana olduğunu söyledi.

Kıbrıs müzakerelerinin iki tarafın memnun olacağı bir şekilde uzlaşmayla sonuçlanmasından yana olduklarını belirten Atalay, Kıbrıs müzakerelerinin verimli sonuçlanmasını en fazla destekleyenin kendileri olduğunu ifade etti.

Küresel ekonomik krizin bugüne kadar görülmemiş sorunlarla devam ettiğini belirten Atalay, bu krizin önümüzdeki yıllarda da etkilerini sürdüreceğini ifade etti. Tüm ülkelerde bütçe açığı sorunları bulunduğunu ifade eden Atalay, bu ülkelerin “memur maaşlarını nasıl sabit tutarız veya aşağı indiririz” hesapları yaptıklarını, yatırım harcamalarını kıstıklarını söyledi. Bu krizde kazananların mali disiplinini koruyanlar olduğunu belirten Atalay, en önemli unsurun bu olduğunu kaydetti. Atalay, Türkiye olarak 2001’de çok fakirleştiklerini ancak bugün, G - 20 toplantısında konuşma yapan TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan için dünya basınının “Türkiye Başbakanı ekonomi dersi verdi” diye manşet attığını vurguladı. Bu başarıda özel sektörün en büyük rolü oynadığını kaydeden Atalay, devletin de teşvik ederek gerekli kararları aldığını ifade etti.

“ASLA ÇIKAR İLİŞKİSİ YOK”

TC - KKTC ilişkilerinin çok özel olduğunu, asla çıkar ilişkisine dayanmadığını vurgulayan Atalay, izolasyonlara rağmen, Kıbrıs Türkü’nün refah içinde yaşamasını, kendilerinde ne varsa burada da olmasını sağlamanın amaçları olduğunu vurguladı. KKTC ekonomisinin izolasyonlardan dolayı ayağında pranga bulunduğunu belirten Atalay, bunları kırmak için var güçleriyle çaba harcadıklarını söyledi.Ancak KKTC’de yatırımların rahat gerçekleşmesine neden olan engeller bulunduğunu belirten Atalay, Yatırım Danışma Konseyi’nde bunların ele alınması gerektiğini, kamu yönetimindeki bazı belirsizliklerin yatırımcıyı rahatsız ettiğini söyledi.

Yatırımcının, KKTC’deki hukuk sisteminden emin olmak ve yargıya güvenmek istediğini söyleyen Atalay, yatırımcının yasa önünde eşitlik istediğini, komünist sistemin etkili olduğu Çin ve bazı diğer eski Doğu Bloku ülkelerinde bile yatırımcıya ücretsiz arazi tahsisi gibi konularda sıkıntı yaşanmadığını anlattı.

“Yargıda geç gelen adalet, adalet değildir” diyen Atalay, kamu yönetiminin etkinliğinin de bir diğer konu olduğunu, KKTC’de bu konuda söylenmemiş hiç bir şey kalmadığını, son dönemlerdeki çalışmaları takdirle izlediklerini belirtti.

Atalay, alınan tedbirlerle ekonominin yoluna girdiğini, ülkede birkaç yıldır orta derecede de olsa büyüme trendi yaşandığını, bazı kesimlerin ekonomik tedbirlere tepki göstermelerinin her ülkede olabilecek bir durum olduğunu ifade etti.

“BU SÜREÇ İYİ ATLATILMALI, SONRASINDA HERKES RAHATLAYACAK”

Atalay, bu sürecin iyi atlatılması gerektiğini, sürecin sonrasında herkesin rahatlayacağını belirtti. Risk alınmazsa başarının da gelmediğini belirten Atalay, KKTC ekonomisinin 2008 - 2009’da çökmenin sınırından döndüğünü, kamunun etkinliği ve özel sektörün rekabet gücünün artırılması programının bunda etkili olduğunu söyledi. Atalay, gelinen noktadan dolayı KKTC yöneticilerini kutladı. Rekabet gücünün artırılmasının önemine işaret eden Atalay, “TC - KKTC dimdik ayaktadır. KKTC; daha yüksek bir katma değerle, yatırımcı için daha kolay iş yapılır bir ülke haline gelmeli” dedi. Atalay, Türkiye’den yapılan mali desteği azaltmak gibi bir hedefleri bulunmadığını, 200 milyon dolar olan mali yardımın 600 milyon dolara çıktığını, bunun da mali desteğin azalmayacağının göstergesi olduğunu söyledi. Atalay, ancak mali yardımın, verimli alanlarda kullanılması ve cari harcamalardan çok diğer yatırımlarda değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Atalay, Kıbrıs Türk Petrolleri ihalesinin de iki Kıbrıslı işadamı tarafından kazanılmasının gelişmeyi gösterdiğini ve kendileri için çok önemli ve değerli olduğunu ifade etti. Atalay, reel sektör kaynaklarının artırılması ve desteklenmesi gerektiğini, KKTC’deki bankalarda bulunan mevduatı harekete geçirmek için başarılı çalışmalar yapıldığını ifade etti. Tarım kesimiyle ilgili programların da hayata geçirildiğini ve en önemli sonucun turizmdeki yeni uygulamalarda elde edildiğini belirten Atalay, teşvik mevzuatının yenilendiğini ve ayrılan kaynakların artırıldığını, yeni teşvik kararnamesinin de yılsonundan önce çıkmasının beklendiğini söyledi. Atalay, KKTC’de turizmin iyi yürümesi ve destinasyonların artırılması için Türkiye’nin çabalarını sürdüreceğini ifade etti.

“YÜKSEK ÖĞRETİM ÇOK ÖNEMLİ”

KKTC’de yüksek öğretimin iyi yürümesinin çok önemli olduğunu söyleyen Atalay, “Üniversitelere çok önem verilmeli, KKTC üniversitelerinin olumlu bir imajı ve güzel kampusları var” dedi. Bazı sorunları YÖK’e bizzat taşıdığını ifade eden Atalay, “Üniversitelere gözümüz gibi bakmamız lazım” dedi. Atalay, ODTÜ ve İTÜ gibi üniversitelerin KKTC’de kampus açmasının gelecekle ilgili garantiler olduğunu ve çok önem taşıdığını ifade ederek, bu üniversitelerin arkasının geleceğini belirtti.

Atalay, bugünkü toplantının “çok önemli ve değerli” olduğunu sözlerine ekledi.