YILDIZ NEVİN GÜNDOĞMUŞ

ANKARA

KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, Türkiye'den adaya çalışmak için gidenlerin çalışma izinlerinin olması gerektiğini bilmediklerine dikkati çekerek, "Turist vizesiyle gelip çalışıyorlar. Herhangi bir iş kazası sonrasında hem onlara yardım etme konusunda biz müdahil olamıyoruz. Hem de hayatlarını kaybederlerse ailelerine de bakma yükümlülüğümüz olmuyor. Bu kayıt dışılığı önlemek adına burada bu bilgilendirmenin daha çok olması gerekiyor." dedi.

Çeler, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Ankara'da açıklamalarda bulundu. 

Temasları kapsamında bugün KKTC'nin Ankara Büyükelçiliği ve Anıtkabir'i ziyaret ettiklerini belirten Çeler, yarın ise mevkidaşı Jülide Sarıeroğlu ve Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile görüşeceklerini, ardından sığınma ve huzurevlerini ziyaret edeceklerini bildirdi. 

Bakan Sarıeroğlu ile çalışma hayatı konusu üzerinde konuşacaklarını ifade eden Çeler, şöyle konuştu:

"Ülkemizde yaklaşık 104 bin özel sektör çalışanı var. Bunların neredeyse yüzde 40'tan fazlası Türkiye Cumhuriyetinden kardeşlerimizden oluşmaktadır. Onların oradaki sosyal güvenlikleri hem çalışma yaşamları ile hem Türkiye'den gelip Kıbrıs'ta çalışan hem de Kıbrıs'tan gelip Türkiye'de çalışan arkadaşlarımızın çalışma yaşamlarının iyileştirilebilmesi için çeşitli konularda iş birliğinin ilerlemesi adına, konuları görüşmeyi talep edeceğiz. Umarım bu konularda da daha ileriye adımlar atarız ki iş barışını, iş yaşamındaki zorlukların ortadan kaldırılması için iki kardeş ülke bu iş birliğini daha ileriye taşır."  

Türkiye'den Kıbrıs'a çalışmaya gidenlere yönelik bilgilendirilme ihtiyacı olduğunu vurgulayan Çeler, şöyle devam etti:

"Maalesef Türkiye'den çalışmak için, ekmek parası kazanmak için gelen emekçi kardeşlerimiz, aynı dili de konuştuğumuz için çalışma izinli olmak zorunda olduklarını bilmiyorlar ve turist vizesiyle gelip çalışıyorlar. Herhangi bir iş kazası sonrasında hem onlara yardım etme konusunda biz müdahil olamıyoruz, hem de hayatlarını kaybederlerse ailelerine de bakma yükümlülüğümüz olmuyor. Bu kayıt dışılığı önlemek adına burada bu bilgilendirmenin daha çok olması gerekiyor. Oraya gelen kardeşlerimizin iş yaşamında daha sağlıklı çalışabilmeleri için bu bilgilendirmenin yapılması hususunda ciddi bir adım atmamız gerekiyor. Çünkü neredeyse 10'da birlik bir rakamda, yani 104 binde 10-14 bin kayıt dışı çalışanımız mevcuttur."

Çalışma izni olmayan vatandaşların sigortasız ve iş sağlığı güvenliği olmayan yerlerde çalıştıklarını aktaran Çeler, bunun bir "insanlık dramı" olduğuna işaret etti.

Bunun önüne geçebilmek için iş birliğinin artırılması gerektiğinin altını çizen Çeler, iki ülke arasındaki ziyaretlerde girişlerde kimlik gösterildiğini ve 90 günlük vize uygulaması yapıldığını anımsattı. Çeler, "Ülkeye girişlerde böyle sık dokunan bir muhaceret yapısı uygulamıyoruz Türkiye Cumhuriyetine. Bu sebepten kişilerin girdikten sonra nerede oldukları konusunda sıkıntı yaşıyoruz ve bu ilerleyen dönemlerde hem o arkadaşlara hem bizlere devlet olarak sıkıntı yaratıyor." ifadelerini kullandı.

Çeler, hem Türkiye'den Kıbrıs'a hem de Kıbrıs'tan Türkiye'ye gelecek kalifiye elemanların çalışabilmesi için İŞKUR ile iş birliğinin artırılması gerektiğini de görüşeceklerini belirtti. 

İŞKUR ile1988 yılında bir anlaşmaları olduğunu ve 2017'de bunun revize edildiğini aktaran Çeler, bu uygulamanın hayata geçirilebilmesi için yapılacakları değerlendireceklerini söyledi. 

Çeler, KKTC'de gençlerin yüzde 70-80 oranında üniversite mezunu olduğuna dikkati çekerek, "Kaliteli bir eğitim alarak buralardan mezun olan gençlerimizin, Türkiye'deki iş piyasasında da açılmalarını, çalışmalarını sağlamak adına bizim için büyük bir adımdır. Aynı şekilde bizim ihtiyaç duyduğumuz elemanlarda da. İŞKUR aracılığıyla iki ülke arasında bu iş birliğini yaparsak hem daha kalifiye bir eleman hem de yasal bir şekilde gelmelerinden dolayı güzel bir iş birliği sağlanmış olacak." diye konuştu.  

- Son 10 yılda 52 kişi iş kazası kurbanı

İş sağlığı ve güvenliği konusunu da ele alacaklarını dile getiren Çeler, bu konuda göreve geldikleri andan itibaren çalışmalar başlattıklarını aktardı. 

"Son 10 yılda yaklaşık 52 kişi inşaatlarda, iş kazalarında hayatını kaybetti." bilgisini paylaşan Çeler, bunun önüne geçebilmek için 21 müfettişle mevcut 5 bin inşaat üzerinde denetimleri sürdürdüklerini ve böylece ölümleri ve kazaları ciddi oranda azalttıklarını bildirdi. 

Bu konunun peşini bırakmayacaklarına vurgulayan Çeler, "Çünkü oralarda çalışan insanların illa KKTC vatandaşı olmasına gerek yok. Nereden geldikleri önemli değil. Dili, dini, ırkı, rengi, nereli olduğu hiç önemli değil. Bu insanlar insandır ve insani şartlarda çalışmaları da bizim için önemlidir." dedi. 

Türkiye'deki Genel Sağlık Sigortası konusunu da yakından takip ettiklerinin altını çizen Bakan Çeler, şunları söyledi:

"Türkiye'de uygulanan Genel Sağlık Sigortası'nın ülkemizde uygulanmasıyla ilgili bizim de ciddi bir projemiz var. Bunun hayata geçirilmesi için uğraşıyoruz. Genel Sağlık Sigortasının ülkemizde uygulanabilirliği için şu anda toplum tarafından büyük bir beklenti vardır. Türkiye'deki tecrübenin bize ciddi bir katkısı olacağına inanıyoruz. Bu bağlamdaki çalışmalar da çok ciddidir. Bizde bu genel sağlık sigortasının ülkemizde uygulanabilmesi için buradaki bu tecrübeyi almak zorundayız. Buradaki tecrübeyle kendi ülkemizdeki sistemin hayata geçirilmesini sağlayacağız."

- "KKTC'de taşeronların kamuya geçiş diye bir şey yok"

KKTC'deki sendikalılaşma oranı konusunda da bilgi veren Çeler, kamuda herkesin sendikalı olduğunu ama özel sektörde sendikalılaşma oranının düşük olduğunu ifade etti. 

Özel sektörde sendikaya karşı bir korku olduğuna dikkati çeken Çeler, bu sorunun ortadan kalkması için sendikalılaşmanın önemini vurgulayan bir çabaları olduğunu anlattı. 

Çeler, "Türkiye'de taşeronların kadrolanması söz konusu. Bizde öyle bir şey söz konusu değildir. Biz de taşeronlardan hizmet alımı yapıyoruz devlet olarak ama taşeronlardan gelen personelin kadrolanmasıyla ilgili herhangi bir çalışmamız veya düşüncemiz mevcut değildir." diye konuştu.

KKTC'de taşeronlardan böyle bir talebin gelmediğini belirten Çeler, asgari ücretin düzenlenmesine ilişkin bir düzenleme yapılacağını dile getirdi. 

- KKTC'de asgari ücret düzenlemesi

Asgari ücretin işveren ve işçinin temsil edildiği sendika ve devlet tarafından, geçmişten beri aynı şekilde belirlendiğinin altını çizen Çeler, "Burada gerçek anlamda emekçinin olmadığı bir masada, emekçinin alacağı en düşük maaşı belirlemeye çalışıyoruz." dedi.

Asgari ücretin 4 kişilik bir aile üzerinden hesaplandığını belirten Çeler, Kıbrıs'ta şu an asgari ücretin brüt 2 bin 365 lira, net 2 bin 55,57 lira olduğunu hatırlattı.

Kıbrıs'ta yaşam şartlarının Türkiye'den yüksek olduğunu vurgulayan Çeler, şu değerlendirmede bulundu:

"Kıbrıs'taki yaşam şartları çok ağır ve çok pahalıdır. Bu asgari ücretle bir vatandaşın 4 kişilik bir aileyi geçindirmesi mümkün değil. O yüzden biz bu asgari ücretin gerek sektörel bazda gerek minimum başlangıç maaşı olarak değiştirilmesi, bunun farklı sistemlerle de harmonize edilerek yapılması adına bir kampanya başlattık ve 6 Nisan'a kadar tüm kesimlerden bakanlığımıza e-mail göndererek, kendi düşüncelerini bize aktarmalarını talep ettik. Çeşitli geri dönüşler oldu. Bunları hükümetle bir arada değerlendirerek bakanlığımız bünyesinde de bir teknik komite içerisinde bu asgari ücretin belirlenmesi, şeklinin tamamen değişmesi, isminin bile belki değiştireceği bir yönteme geçmeyi arzuluyoruz. Burada da Türkiye'nin örneklerini de alarak hareket etmemiz mümkündür."

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya ile de "kadın sığınma evleri, çocuk hakları, ailesi olmayan çocukların yetiştirilmesi, çocuk ve gençlik rehabilitasyon merkezlerinin kurulması, huzur evleri" başlıkları üzerinden görüşeceklerini dile getiren Çeler, buradan örnekleri kendi ülkelerinin şartlarına göre düzenleyerek uygulayabileceklerini bildirdi. 

KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, "İki kardeş ülkenin birbirleriyle kendi tecrübelerini paylaşmasından daha önemli, daha güzel bir şey olamaz. O yüzden bizim de bu konudaki hedefimiz bu tecrübelerin, bu iş birliklerinin iki ülke arasında daha ciddi bir iş birliğine dönüşmesini sağlamak." ifadesini kullandı.