İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi, Britanya Hükümeti’ni, Kıbrıs Egemen Üs Bölgeleri’ni ticari gelişim ve imara açma planlarını durdurmaya çağırdı ve planların “hukuksuz” olduğunu söyledi. Konsey, planlara resmi itirazda bulunan, yasal ve siyasi haklarını korumak için dava açmaya hazırlanan Kıbrıslı Türk mülk sahiplerini temsil ediyor.

Konsey, Kıbrıslı Türkler Egemen Üs Bölgeleri (EÜB) ile ilgili uluslararası anlaşmalar uyarınca süreçte doğru bir şekilde temsil edilene ve hakları tamamen korunana kadar, Ağrotur ve Dikelya’nın sivil kullanıma açılmasının durdurulmasını istiyor.

Birleşik Krallık’ta (BK) sayıları 300.000’i bulan Kıbrıs Türk toplumu için bir çatı kuruluşu olan Konsey endişelerini, Dışişleri Bakanı Dominic Raab’a ve Kıbrıs'taki Britanya Yüksek Komiseri Stephen Lillie’ye yazdığı mektuplarda dile getirdi. Haziran 2020’de başlayan danışma sürecinin prosedüründeki birçok hataya dikkat çeken mektuplar, Britanya Hükümeti’nin Kıbrıs’taki EÜB’ü sivil kullanıma açarken Kıbrıs Türk toplumunun onayını almayarak 1960 Kuruluş Antlaşması’nı ihlal ettiğini belirtti.

Konsey Başkanı Ertuğrul Mehmet, “BK Hükümeti’nin Kıbrıslı Rumlarla yaptığı şaibeli 2014 Anlaşması’nı sürdürdüğünü toplumumuz ancak basından öğrendi. Dışişleri Bakanlığı’nın 2014’te bize verdiği sözlere rağmen, biz Kıbrıslı Türkler yine dışlandık, yasal ve siyasi haklarımız baltalandı.” dedi.

Konunun merkezinde, 16 Ağustos 1960’ta Birleşik Krallık, Yunanistan, Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar olmak üzere beş tarafça imzalanan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile EÜB’ün ortaya çıkmasına yol açan Kuruluş Antlaşması var. 170 sayfalık Antlaşma, sömürgecilik sonrası Britanya’nın Kıbrıs’taki haklarını ele alıyor. Antlaşma EÜB’ün yalnızca askeri amaçlarla kullanılması gerektiğini açıkça belirtiyor; Kıbrıs’ın %3’üne tekabül eden bu alanlarda “yeni insan yerleşimini” ve “sivillere ait ticari ve endüstriyel işletmeleri” yasaklıyor.

David Cameron’ın Hükümeti 2014 yılında, Kıbrıs Rum yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti ile EÜB’ün sivil kullanıma açılmasına ilişkin bir anlaşma yaptı. Anlaşma Kıbrıslı Türkleri hesaba katmadığı için Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Konsey tarafından o zaman kınandı. İngiliz ve Kıbrıslı Rum yetkililer 9 Haziran 2020’de beklenmedik bir şekilde “Uygulanma Aşaması”na geçtiklerini ilan edene kadar anlaşma hakkında bir şey duyulmamıştı. 35 günlük danışma süreci 10 Haziran’da başladı. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs Türk halkının onayı olmadan BK’nın eylemlerinin geçerli olmayacağını dile getirdiler.

Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortaklarından ve veto hakları var. Ayrıca EÜB’de ve civar köylerde çok sayıda mülkün sahibiler. Örneğin, Ağrotur’un %70’inin Türklere ait olduğu tahmin ediliyor ve bunun en az 2400 dönümü (2,4 km2) Kıbrıs’taki en büyük (özel) toprak sahibi olan Evkaf’a (Kıbrıs Vakıflar İdaresi) ait.

Birleşik Krallık’ın üsler konusunda, yasal zorunluluğa rağmen Kıbrıslı Türkleri dışarda bırakarak ilerlemesi toplumda dünya çapında tepkilere yol açtı. Britanya, Avustralya ve Kuzey Kıbrıs’ta bulunan onlarca mülk sahibi Konsey ile iletişime geçerek EÜB’deki varlıklarına Kıbrıslı Rumların el koymasından endişelendiklerini söylediler. BK’nın danışma sürecini Kıbrıslı Rum yetkililere teslim ettiğine dikkat çektiler ve imar planlarının, hangi Türk arazilerinin tarımsal hangilerinin ticari gelişime açılacağı konusunda belirsiz olmasına dikkat çektiler. Terk edilmiş mülklerin, ancak sivil kullanıma açma süreci sonrasında korunacağını belirten referanslar da huzursuzluk sebebi oldu.

“BK’nın üsler konusundaki yaklaşımı, Kıbrıslı Rumların Güney’deki mülklerimize beklenmeyen bir şekilde el koyarken kullandığı, ayrımcı Kıbrıs Türk Malları Vasiliği Yasası’nın dilini ve yapısını çağrıştırıyor. Bu, taşınmaz varlıklarımıza el koyulmasından farksız çünkü toplumun mülklerini koruyabilecek Kıbrıslı Türk temsilciler müdahil edilmedi. Garantör Britanya’nın Kıbrıslı Türkleri bu duruma sokması korkunç” diyen Ertuğrul Mehmet sözlerine şöyle devam etti:

“Evkaf resmi itirazda bulundu ve biz de aynısını yaptık, dört mülk sahibi ile emsal niteliğinde dava açıyoruz.”

Konsey üyesi Ambargolular (Embargoed!), EÜB Yönetimi web sitesinde sivil kullanıma açmaya ilişkin bölümdeki bilgilendirme dokümanlarını inceledikten sonra, prosedürdeki ciddi hataları ve düzensizlikleri listeledi ve Kıbrıs’taki Britanya Yüksek Komiserliği’ne gönderdi. İnsan hakları örgütü Ambargolular, Yunanca ve İngilizcede 14 Temmuz olarak geçen son başvuru tarihinin Türkçede 14 Haziran olduğunu fark etti. Bilgilendirme dokümanlarının ayrı dillerdeki versiyonlarında da büyük farklılıklar gözlemlendi. Oldukça önemli olan Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu’nun Türkçesi ise yoktu. EÜB’deki önemli doğal yaşam alanlarının yok edilme potansiyeliyle ilgili konular var. Ambargolular ve Konsey ekibi, EÜB Yönetimi’nin Kıbrıslı Türk mülk sahiplerini tespit etmeye çalıştığına ve sivil kullanıma açma planları hakkında bilgilendirdiğine dair hiçbir kanıt bulamadı. Bu da BK’nın kendi danışma kurallarını çiğnediği anlamına geliyor.

Ambargolular Başkanı Fahri Zihni şunları kaydetti: “Kıbrıslı Türklerin onayı alınmadan, ticaretin nasıl düzenleneceğini belirleyen bir anlaşma ve çevreyi koruma hakkında anlaşılır bir bilgilendirme dokümanı olmadan bu projenin ilerlemesini anlamakta güçlük çekiyoruz. Yunanca doküman 255, İngilizce 103 sayfa (1-7 arası bölümler eksik) ve Türkçe versiyon hiç yok.”

Zihni, “BK’nın bu sürecin en başına dönmesini ve Kıbrıs’taki iki topluma geniş ölçüde danışarak mülk sahiplerinin haklarına daha saygılı olmasını talep ediyoruz.” diyerek sözlerini bitirdi.