YURDAGÜL ATUN
KUZEY KIBRIS

İki yıldan bu yana devam eden ve Kıbrıslı Türklerin büyük ilgi gösterdiği seferler, hayırseverler tarafından finanse ediliyor.

İslam peygamberi Hz. Muhammed'in annesi Amine'nin süt kardeşi ve akrabası olan, bölgedeki Müslümanların "Hala Sultan" diye bildiği Ümmü Haram Binti Milhan'ın mezarının bulunduğu Hala Sultan Türbesi'ne Kıbrıslı Türklerin ilgisi arttı.

Kıbrıs Türk tarafının yoğun çabaları sonucunda gündelik ibadete de açılan Hala Sultan Türbesi, Cuma günleri KKTC’den giden ziyaretçilerle şenlendi.

Her cuma saat 10.30’da ücretsiz otobüs kalkıyor

Bürokratik engellerin aşılmasının ardından, hayırseverlerin ekonomik desteğiyle her geçen gün daha fazla ziyaretçiye kavuşan Hala Sultan Tekkesi’ne her Cuma saat 10.30’da Metehan Sınır kapısından ücretsiz otobüs kalkıyor.

Yaklaşık 50 dakikalık yolculuğun ardından Hala Sultan’a varan ziyaretçiler, ahrete intikal eden yakınlarına mevlit okutma ve dua etme imkanı buluyor.

Yemek de hayırseverler tarafından…

Mevlitin ardından, geleneksel olarak, hayırseverlerin yardımlarınca pişirilen yemekler yeniyor. Güney Kıbrıs’ta hayatını idame ettiren Müslüman yabancıların da ibadet etmek için tercih ettikleri Hala Sultan, hali vakti yerinde olmayanların karnını doyurarak, sosyal yardımlaşmanın en güzel örneklerinden birini sunuyor.

Şakir Alemdar: “Turist değilsiniz, Hala Sultan sizin…”

Hala Sultan Camisi imamı Şakir Alemdar, Hala Sultan Türbesi’nin 1963 yılında Türklerden alındığını ve 1968 yılına kadar verilmediğini kaydetti. 1968-1974 yılları arasında türbeye kontrollü giriş verildiğini ifade eden Alemdar, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde kalan Hala Sultan Türbesi’nin kaderine terk edildiğini, Türklerin hep turist gibi gidip geldiklerini anlattı. Hala Sultan Türbesine 2008 yılında atandığını kaydeden Alemdar, Türbeyi uzaktan ziyaret edenlere, “Neden uzaktan ziyaret ediyor, taşlara bakıp gidiyorsunuz? Buranın sahibisiniz, turist değilsiniz” dediğini ifade etti.

“Bizim için büyük bir kazanç…”

Hala Sultan Türbesi’nin tarihini anlatan Şakir Alemdar, bu türbenin İslam ve Kıbrıs Türkü adına büyük kazanç olduğunu belirtti. Birçok bürokratik engelle boğuşarak Hala Sultanı sürekli ibadet edilen ve İslam geleneğine uygun olarak açların doyurulduğu bir yer haline getirildiğini söyleyen Alemdar sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hala Sultan, Kıbrıs adasına Resullah'ın hediyesidir. Bu türbe, bu cami bizim için Kıbrıs'taki en önemli yer. Hala Sultan Peygamber Efendimizle çok yakın bir kimse. 'Annemden sonra annem' dediği ve Peygamber Efendimizin şahsen buraya yolladığı kimsedir. Hala Sultan'ın Peygamber Efendimizin müjdesine nail olmak için ilk deniz seferiyle buraya gelmiş ve burada şehit olmuştur. Hala Sultan" diye bilinen Ümmü Haram Binti Milhan, Hz. Muhammed'in annesi Amine'nin süt kardeşi ve aynı zamanda da baba tarafından akrabası. Hz. Peygamber'in çok sevdiği ve iltifat ettiği bu kadın sahabeye, annesi ile süt kardeşi olması münasebetiyle Arapça'da ‘teyze’ manasına gelen ‘hala’, zaman zaman da "anne" diye hitap ettiği rivayet ediliyor.

Yine rivayete göre Hz. Muhammed, Ümmü Haram'ı bir ziyaretinde başını dizine koyarak uyur ve tebessümle uyanır. Tebessüm etmesinin sebebini soran Hala Sultan'a, 'Rüyamda şu mavi deniz üzerinde padişahların tahtlarına kuruldukları gibi gemilere binerek Allah yolunda deniz harbine gittikleri gösterildi' der. Hala Sultan'ın da ''Dua buyurun ben de onlardan olayım'' demesi üzerine Hz. Peygamber dua eder. Hala Sultan daha yaşarken Hz. Peygamber'in şehadetle müjdelediği önemli sahabeler arasında yer alır.

“Kıbrıs’a geldiğinde 90’ı geçmişti”

Hz. Muhammed'in müjdesi 648 yılında gerçekleşir. Hala Sultan, 90'ın üzerindeki yaşına rağmen, Müslümanların ilk deniz seferi olan Kıbrıs Fethi'ne eşi ile katılır. Bu sefer, Müslümanların denizcilikteki ilk başarısı olarak tarihe geçer ancak Hala Sultan bineğinden düşerek şehit olur. Şehit olduğu yere, şu anki Hala Sultan Türbesi'nin olduğu yere defnedilir. Kıbrıs'ın 1571'de Osmanlılar tarafından fethedilmesinin ardından mezar bulunur ve türbe haline getirilir. Daha sonra eklenen cami ve diğer yapılarla külliyeye dönüşür. Hala Sultan Türbesi ayrıca adanın yüzyıllar önce Müslümanlara ait olduğunun da göstergesidir.”

 “Kıbrıslı Türkler ne camiye gider, ne kiliseye derlerdi”

Hala Sultan Türbesi’ne gerçekleştirilen ziyaretlere olan ilginin, “Kıbrıslı Türkler dinine bağlı değildir, ne camiye gider, ne kiliseye” şeklindeki algıyı yıktığını ve Kıbrıslı Türklerin dini mekanları üzerinde tasarruf etmek için gayret sarfeden Rumları şaşırttığını ifade eden Şakir Alemdar, “Çok şükür ki, hayırsever insanlarımızın finanse ettiği otobüslerimiz neredeyse doluya yakın geliyor. Burada kurban kesen kardeşlerimizin getirdiği etlerle her hafta etli pilavımız pişiyor, tatlımız yapılıyor: Allahım bize bu kapıyı açtı, bunun kıymetini bilmemiz lazım. Burayı ziyarete gelenlerin çoğu da gayrimüslimdir. Onlar da Hala Sultan'ın maneviyatından feyz alıyor” dedi.

“Güney Kıbrıs’ta çalışan yabancılar da hem namaz kılıyor, hem karnını doyuruyor”

Hayırseverlerin katkısıyla, açların karnının doyurulduğu ve ibadetlerin eda edildiği bir yapı oluşturduklarını kaydeden Alemdar, Güney Kıbrıs’ta yaşayan Pakistanlıların, Endonezyalıların ve birçok Müslümanın Cuma günleri Hala Sultan’a gelerek, hem namaz kıldığını, hem de karnını doyurduğunu sözlerine ekledi.