Dış basın temsilcileri ile bir araya gelen Derviş Eroğlu, "Maraş’ta yasal sahibi dediği zaman her şey karışıyor. Ayrıca 3 büyük önemli vakıf vardır Maraş’ta… Şimdi Sayın Akıncı vakıf mallarını yok sayarak bunu söylüyor." dedi.

Maraş'ın bütünlüklü çözümün bir parçası olduğunu dile getiren Eroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Müzakere masasında 6 başlık var ve bu başlıklardan bir tanesi de topraktır. Maraş da önemli bir topraktır. Bugün Maraş’ı veren yarın da başka bir şey verebilir." 

Geçmişte Maraş konusunda Rumlara önerilerde bulunduklarını hatırlatan Derviş Eroğlu, Rum tarafının 'KKTC’yi tanıma anlamına gelir' diyerek bunu reddettiğini dile getirdi. Eroğlu, "Şimdi Sayın Akıncı bu konuda biraz cömert davrandı." dedi.

"AKINCI VE DİĞERLERİNİN TÜRKİYE'YE ÖFKESİ HÂLÂ VAR"

Akıncı ve ekibindekilerin Türkiye’ye geçmişten kalan bir öfkeleri olduğunu savunan Eroğlu, “Geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kalıcılığının bile fazla olduğunu; 'işte TSK görevini yaptı dönmesi gerekirken kalıverdiler' şeklinde yorum yapan mesela Sayın Tayyip Erdoğan’a Başbakanken İspanya’da bir basın toplantısında tesadüfen orada bulunan Sayın Akıncı’nın sorduğu soru çok önemli… 'Cenevre Konvansiyonu'na göre bir ülke başka bir ülkeye nüfus aktarması savaş suçu olur mu?' şeklinde sorular sormuştur." ifadelerini kullandı.

"SEÇİLİRSEM PAZARLIKLARA BAŞLARIZ"

Müzakerelerle ilgili olarak konuşan Derviş Eroğlu Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’i bir noktaya kadar getirebildiklerini ve yeni pazarlıkların başlayacağı safhayı kabul ettirdiklerini kaydetti. Bu Anastasiadis’in daha sonra müzakere masasını Seyir Duyurusu’nu (NAVTEX) bahane ederek terk ettiğini dile getiren Eroğlu, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin adaya bizlerle ve Güney Kıbrıs ile görüşmesi ve yaptığı basın toplantısında müzakerelere kaldığı yerden devam edeceğini ifade etmesi, ayrıca Eide 2015 yılının referandum için son bir tarih olduğunu söylemişti. Bunlar güzel şeyler. Ben de aday olurken Anastadiadis ile pazarlıklara başlayacağız. Pazarlıkla başladıktan sonra belli bir zaman dilimi limiti ki ben bir iki yıl demiştim. Eide benden daha aceleci çıkmıştır. Bir iki sene içerisinde Kıbrıs sorununu çözeceğiz." açıklamalarında bulundu.

CİHAN