Eroğlu, Avrupa Komisyonu’nun 2004’te hazırladığı ancak hayata geçirilemeyen Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün Brüksel temasları sırasında görüştüğü bazı kişilerce Lizbon anlaşması ile çözüme kavuşabileceğinin söylendiğini kaydetti.

Eroğlu, izolasyonlar konusunda “Haziran sonuna kadar bir anlaşmaya varamazsak, Avrupa Birliği’nin yeni bir durum değerlendirmesi yapması gerekecek” dedi. İzolasyonların kaldırılması yönünde Avrupa Komisyonu’nun 2004’te hazırladığı ancak hayata geçirilemeyen Doğrudan Ticaret Tüzüğü ve buna bağlı olarak Avrupa Birliğine ağırlıklı oy uygulamasını getiren Lizbon antlaşması ile ilgili olarak Eroğlu, “Biliyorsunuz burada veto kuralları vardır. Ama Lizbon antlaşmasına göre bunu aşabiliriz şeklinde ifadeler ortaya koyanlar da vardır. Bunu zaman gösterecek” ifadelerine yer verdi.

DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ YENİDEN CANLANDIRILABİLİR

Ambargoların devam ettirmedeki amacın Kıbrıs Türk tarafını antlaşmaya teşvik etmek olduğu izleniminin verildiğini, halbuki ambargoların kaldırılmasının Rum tarafını bir antlaşmaya zorlayacağını belirten Eroğlu, bunu Brüksel’de Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüşmesinde de anlattığını dile getirdi.

Eroğlu, “Tekrardan canlandırırlar mı canlandırmazlar mı (Doğrudan Ticaret Tüzüğü), görüşmelerin yoğunlaştırıldığı bu zamanda harekete geçeceklerini zannetmiyorum ama özellikle Barroso bu olayı tekrardan canlandırma düşüncesinde olduğunu bize ifade etmiştir” dedi. Eroğlu, “AB üyesi olmasıyla uzlaşmaz tavrını artıran Rum tarafının AB yetkilileri tarafından bir antlaşmaya motive edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

MÜLKİYET VE TOPRAK KONUSU BİZİ ZORLUYOR

Eroğlu başka bir soruya karşılık da müzakerelerde, varılacak antlaşmanın AB’nin birincil hukuku olması, toprak ve mülkiyet, liderlerin seçimi, toprak ve garantiler gibi konularda ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade etti. Eroğlu, “En çok sıkıntı çekeceğimiz konulardan biri mülkiyet ve topraktır. Tabii ki yönetimin seçimi konusunda Rumların düşünceleri ile bizim düşüncelerimiz arasında da ayrılıklar vardır” dedi.

HAZİRAN SONRASI MÜZAKERELERİ SÜRDÜRMENİN NE YARARI OLABİLİR

BM’nin müzakerelerin Haziran 2012’nin ardından da devam etmesini önermesi durumunda Türk Tarafının tavrının ne olacağının sorulması üzerine Eroğlu, “Ucu açık görüşmeler 43 yıldır devam ediyor. Ucu açık görüşme istemediğimizi söylediğimiz zaman bize söylediği şu, ‘nihai tarih bellidir Haziran’. Bize verdiği mesaj Haziran’da bu görüşmelerin sonu şeklindedir. ‘Bu görüşmeleri sürdürmemiz’ gerekir der ise onu tekrar değerlendirmemiz gerekecek. Çünkü Rum tarafının Dönem Başkanı olduğu bir zamanda müzakerelerin ne yararı olabilir? Rumlar AB Dönem Başkanı olduğunda müzakere masasında eli çok daha güçlü olacak, o zaman her şeye hayır diyecek. Genel Sekreterin nihai takvim hazirandır sözünün arkasında duracağını düşünüyorum” dedi.