Kıbrıs Türk halkının sadece adadaki gerçekleri Kabul eden çözümü destekleyeceği bildirildi


Yurtdışında yaşayanların Kıbrıs Türklerinin kurduğu 110 sivil toplum örgütü, Birleşmiş Milletler GEnel Sekreteri Ban Ki-Moon’a bir ortak bildiri göndererek, Kıbrıs konusunda somut sonuç alınmadıpı takdirde alternative B planının hayata geçirilmesini istedi.

Birleşik Krallık, ABD, Kanada, Türkiye, Almanya , Avusturya, KKTC, Hollanda ve Avustralya’da bulunan Türk sivil toplum kurumlarının ortak bildirisi, KKTC CUmhurbaşkanı  Derviş Eroğlu ve Kıbrıs Rum lideri Dimitris Hristofyas’ın ABD’de bu ay içinde yapacakları zirve buluşmasından önce Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine gönderildi.

 Kıbrıs Müzakerelerinde B Planı Zamanı  

Sivil toplum örgütlerinin ortak bildirisi aynen şöyle;

“- Sayın Ekselansları, Değerli yetkililerinize Ocak 2011de gönderdiğimiz, Birleşik Krallık, ABD, Kanada, Türkiye, Almanya, Avusturya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Hollanda ve Avustralyada bulunan 200ün üzerinde sivil toplum ve sivil toplum organizasyonunun müşterek olarak altında imzası bulunanların mektupta, BM liderliğinde devam eden müzakerelere şartlı desteğe ilave olarak mektupta imzası bulunanlar belirlenen zaman dilimi içerisinde somut sonuç alınamadığı takdirde alternatif B Planının hayata geçirilmesini teklif etmiştir. Ekselansları, üç yıl önce Kıbrıs Türklerinin kapsamlı çözüme olan umudu, başlayan bu müzakerelerde artmış, maalesef sizlerinde iki lidere yaptığınız görüşmeleri daha yoğunlaştırma yönündeki çağrınızdada görüldüğü üzre sizlerinde kendi deyiminizle: “ilerleme çok yavaş olmuştur”. İki tarafında müzakere ederek uzlaşamaması, iki tarafın farklılıklar üzerinde ortak bir noktada uzlaşıp bir anlaşmaya varamayacağını doğrulamıştı. Aslında, Kıbrıs sorununa alternatif bir çözüm dikkate alınmalı. Kıbrıs Türk halkı yanlızca adadaki gerçekleri kabul eden bir çözümü destekleyecektir. Bu sırası ile KKTC Nisan 2009-2010 genel seçimlerinde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kanıtlanmıştır. Kıbrıs Toplumsal ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi (KADEM) tarafından Mart 2010da yapılan ankette Kıbrıs Türk Halkının büyük çoğunluğu iki ayrı devlet, birbirine karışmayan ayrılık, mülkiyet sisteminde ayrılık ilkesine aykırı olmayan düzenleme istedikleri sonucuna varılmıştır. Ankette ayrıca defalarca söz vermelerine rağmen, KKTC halkı üzerinde hüküm süren insanlık dışı tecridi kaldırmakta başarısız olan uluslararası organizasyonlara olan güven düzeyinde mühim düşüş olduğu sonucuna varıldı.”  

BM’in Sorumlulukları  

Sayın Ekselansları, Diplomasiye olan ihtiyacı anlayıp takdir ediyoruz ama aynı zamanda Genel Sekreterden bu kapsamda Kıbrıs Sorununda engel olan ve kendilerine düşen nüfuz ve etkiyi kabul etmesini beklemekteyiz. Biz BMden 1964„de adanın yönetimini sadece Kıbrıs Rumlarına verdiği zamanki eylemlerinden kaynaklanan problemleri kabul edip sorumluluğunu üstlenmelerini beklemekteyiz. Kıbrıs Türk Global Basın Açıklama 04 Ekim 2011 2

1963ten sonra Kıbrıs Türk halkı teslimiyet ve boyun eğdirilme maksadı ile rehin tutulmuştur. Güvenlik Konseyinin 4 mart 1964te geçen 186 nolu kararı bu kuşatmaya ilave olmuş ve buda Kıbrıs Türk halkına pahalıya maal oluştur. Ekim 2011„e kadar olan sizin planladığınız zaman dilimde içinde eğer bir uzlaşma sağlanmazsa, BMden aktif rol oynayıp, Kıbrıs Türk halkına yapılan haksız tecridin kaldırılmasında B planı taslağı içerisinde hareket ederek uluslararası toplumu teşvik etmesini beklemekteyiz. BMin yapılan eşitsizlikler hakkında adil ve yerinde vurgulamada bulunması için doğru zaman olduğunu düşünüyoruz. Adada iki halk ve iki devlet olduğu gerçeğini kabul etmeleri, geçmişte alınan ve şüphesiz Kıbrıs Rumlarına uluslararası düzeyde üstünlük sağlayan kararları yürürlükten kaldırmalıdırlar. Kıbrıs Rum kesiminin görüşmelerde bir zaman cetveline karşı olduklarını Sayın Christofiasın belli zaman dilimlerine ayrılmış programı ve süreçte belli bir cetveli red etmeleri ispatlamaktadır, bunun aksine Kıbrıs Türkleri pratik bir zaman cetveline taraf olmuş ve kapsamlı çözüme samimi bir şekilde yanaşmıştırlar. Kıbrıs Rum kesiminin zamanda bir sınırlamaya izin vermeyeceği düşüncesindeyiz ve bunun iki sebebi olduğunu düşünüyoruz; Birincisi „tanınmalarını dünyada çözüm sürecini etkileyebilmekte kullanılabilecek haksız avantaj elde etmek, ikincisi sebebi ise yaklaşan, 2012 yılının ikinci yarısında olan AB dönem başkanlığıdır. BM tarafından desteklenen B planı, Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Rum kesimini politik olarak eşit seviyeye getiricek yeni bir stratejiyi içermeli ve müzakerelerin sürüklenmesine vede ilerlemelere karşı BMi bir kalkan olarak kullanması fırsatınada engel olmalıdır. Kıbrıslı Türklere Kıbrıslı Rumlara 1964den bu yana sağlanan itibar ve nezaketin aynısı ile eşit bir taraf olarak pazarlık yapabilmeli sağlanmalı. Ayrıca B Planının, uzun vadede, iki tarafta daha iyi ilişkileri teşvik edeceğini ve KKTCnin gelişmesinin, iki tarafın arasında olan politik ve ekonomik eşitliğin sağlanmasınında çözüm vede uyumu kolaylaştıracağını düşünmekteyiz. Açık ve net olarak önyargılı diplomasi son 50 yılda Kıbrıs Türk Halkına karşı yapılan adaletsizliği hafifletmekte bir kazanım sağlamamıştır. Sayın Genel Sekreterin yetkililerinin bu durumun farkında olduğundan eminiz fakat sizleri uluslararası adaletin tecelli etmesi için güçlü ve kararlı bir tavır almaya çağırıyoruz. Kıbrıs Türk Halkı kendilerine yapılan uluslararası tecridin son bulmasını, serbestçe seyahat ve ticaret yapabilmeyi, yaşam hakkına sahip olmayı, ve aşağıda belirtilen Uluslararası İnsan Haklarının 1948 nolu konvasiyonunun, Madde 2nin geçerliliğini uygulamaya davet ediyor: “…devlete ait olan bölgede, hükümetin yetkili olduğu bölgede veya ülkenin uluslararası statüsünde veya kişiye ait olan topraklarda, bağımsız veya başka bir egemenlik yönetiminde olanlar arasında hiçbir ayrım yapılmamalı”. Teşekkürler

Cevapınızı lütfen aşağıdaki adrese gönderin: Mr. Cetin Ramadan, ATCA-UK, 34-35 D`Arblay Street, London W1F 8EY United Kingdom”

 

Mihrişah SAFA