PKK ile mücadelede tam saha pres uygulayan hükümet bir operasyon kazası ile karşı karşıya. Ancak bu kaza terörle mücadelede yeni bir devrim olabilir.

BUGÜN Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan BAŞYURT 35 vatandaşımızın hayatını kaybettiği trajik olayın kırılan kriptolarını yazdı...

İşte o yazı...


Şırnak Uludere'de yaşananlar gerçekten vahim.
Ancak acının sıcaklığı ve bilgilerin henüz netleşmemiş olması maksadını aşan yorumlamalara neden oluyor.
Bunun nedeni olayın çok karmaşık bir zeminde ve zamanda meydana gelmiş olması.
Genelkurmay basın açıklamasında olayın gerçekleştiği bölgeyi, "terör örgütünün sıklıkla kullandığı ve sivil yerleşim olmayan" şeklinde tanımlıyor.
Hayatını kaybeden 35 köylünün, katırlarla kaçakçılık yaptığı ifade ediliyor.

Şimdi gelelim olayın içinden çıkılmaz bir hal almasının temel nedenlerine...

Birinci çıkmaz: PKK'nın yeni bir intikam saldırısına hazırlandığına dair istihbarat var. İHA'lar bu hassas dönemde PKK'nın sık kullandığı güzergâhta, PKK kamplarından sınırımıza doğru hareket halinde bir grup tespit ediyor. PKK'nın saldırılar öncesi katırlarla ağır silahlar yığdığı biliniyor, geçmiş karakol baskınlarından. Yine PKK'nın "kaçakçı" kılığında da zaman zaman sınırı geçtiği istihbaratları var. Karar merciinde siz olsaydınız ne yapardınız?

İkinci çıkmaz:
Türkiye sınırlarından kaçak mazot ve sigara geçirmek serbest mi? Bunu günübirlik sınır ticareti gibi mi görmeliyiz? O bölgelerde uzun süredir tartışılan "karakol-korucu-kaçakçı" üçgeninin acı bir sonucu ortada. Peki, kaçakçının bu kadar rahat, 40 kişilik kafile halinde geçtiği sınırdan, 40-50 kişilik PKK kafileleri nasıl ayırt ediliyor? Korucu kefaletiyle mi? Büyük trajedi, ihmal ettiğimiz "izinli kaçakçılık" gerçeğini gözümüze sokuyor. "Sınır güvenliği için doğru tedbirleri alın" diyor.

Üçüncü çıkmaz:
İnsansız hava araçlarının sağlıklı kullanımı sayesinde sadece son dönemde hayatını kaybeden PKK'lı sayısı yüzleri aşmış durumda. İHA'lar ve havadan nokta vuruşlar, PKK'nın rahat hareket etmesini engelliyor. Hatta mağaralarından başlarını çıkartmalarını zorlaştırıyor. PKK'nın Kandil'deki liderlerinin kendi aralarında bile görüşemez hale gelmelerinde etkileri büyük. Ancak İHA'ların bu tür operasyon kazaları neredeyse kaçınılmaz. Türkiye'de ilk olsa da, ABD'nin Irak'ta ve Afganistan'da birkaç kez sivilleri benzer karışıklıklar nedeniyle vurduğu biliniyor. Peki, ne yapacağız, başarılı operasyonları bundan sonra askıya mı alacağız?

Dördüncü çıkmaz:
Belki de en karışık olanı bu. Ya gerçekten "lider kadrodan Fehman Hüseyin'in adamlarıyla 22 Aralık'ta baskın yapacağı" bilgisini iletenler iddia edildiği gibi "çift taraflı ajanlar" ise ne olacak? PKK ile "derin temas"ın kopmasından rahatsız olanlar, ellerinde büyüyen örgütün yok olmasından rahatsız olanlar veya organik bağlantılarının ortaya çıkmasından endişe ettikleri için süreci baltalamaya çalışanlar ne olacak? Yani kurt gövdenin içindeyse ne yapacaksınız?

Çıkmazların sayısını daha da artırmanız mümkün. Ancak faydadan çok sorunu daha da karmaşık hale getirmeye yarıyor. Şimdiden söylenebilecek tek şey, bu trajik olay nedeniyle başarıyla yürütülen terörle mücadeleyi akamete uğratmak, "kazara" teröristin ekmeğine yağ sürmek olur.

Terör örgütünün yeniden toparlanmasına fırsat verecek adımlar atmak, Türkiye'yi geri dönülmez yola sokabilir.
İnanmıyorsanız, gülmekten "acılarını" dile getiremeyen siyasilere bakın!