Sevgili okurlar, bu haftaki yazıma, çok sevgili dostum sevgili Astrolog Gamze Özsahin’in yazısını alıntı olarak sizlere aktarmakla başlıyorum. Sevgili Özşahin’in yazısının bu ilk birkaç paragrafını okuduğum zaman gerçekten samimiyetinden ve de bilgileri aktarmasındaki inceliğinden öylesine etkilendim ki, sizlerle değişiklik yapmadan paylaşmak istedim. Kendisinin düzenli yazıları, anneoluncaanladım.com sitesinde yayınlanmaktadır.

 

 

“Yıllardır dünyanın her köşesinde heyecan ve merakla beklenen tarih geldi çattı! Astrolojinin “gökyüzünde ne varsa içimizde de o var” ilkesinden yola çıkarsak, uzun zamandır kitlesel bilinci etkileyen önemli gezegen ( Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüto ) hareketlerinin farkındalığımızda oluşturduğu değişimlerle daha yüksek bir bilince hazırlandık. Güneş ve Ay Tutulmaları da bu etkileri güçlendirdiler.

 

Hepimiz tek tek ama bir bütünün parçalarını oluşturacak şekilde birbirimize bağlıyız. Dolayısıyla birimizdeki değişim bütünün değişimini sağlayacak şekilde evrenle rezonansa girer. Şu anda tüm dünyada yaratılan sinerjiyle bilincimizde, enerji düzeyimizde ve algımızda ciddi boyutta farklılıklar hisediyoruz.  Evren, daha mutlu ve doyumlu kılacak bir sistemi inşa etmek üzere hayata bakışımız ve yaklaşım tarzımızda gerçekçi ve samimi sorgulamalar yaptırarak köklü değişimlere zorluyor bizi! Dönüşüyoruz…Bize uymayan, kalbimizden geçenleri yansıtmayan hiç bir düzenin içinde olamayacağız artık. Çünkü bilincimizdeki bu sıçrayışla, hayatı şu ya da bu şekilde kendi isteklerimiz doğrultusunda kontrol etmeye çalışmak yerine, kendimizi güvenle bırakabilmenin, içimizdeki saf sevginin, yüreğimizi yansıtarak an’da olup an’ı yaşamanın bilgeliğine erdik  hepimiz. Ertelenmiş mutluluklar, ne sebeple olursa olsun bir şeylere kurban edilmiş hedef ve ümitlerin sırça dünyasına yer yok bu serüvende.  Yepyeni gözlerle bakıyoruz artık dünyaya ve şimdiye dek görmediğimiz renkler, duymadığmız sesler ve inceliklerle algımız ve yüreğimiz genişliyor. Deneyimlemekten korkmuyoruz. Ruhsal büyümesini engelleyen sistemlere korkuyla sıkı sıkıya tutunup değişime teslim olamayarak kabulün huzuruna gönlünü kapamış olanlar ise, fiziksel veya ruhsal anlamda rahatsızlıklarla boğuşmak durumundalar…Yüksek bilincin yarattığı yeni düzen gerçek olmayanı kapsamıyor, bünyesine almıyor çünkü. Sonuçta hastalanıyoruz…”

 

İşte sevgili okurlar, sevgili Özşahin’in de bahsetmiş olduğu gibi, yüksek bilincimizle dışarıya doğru açılacağımız bir dönemdeyiz. Bir psikolog olarak, tüm çalışmalarımı, danışanlarımla iletişimlerimi farkındalık, sevgi ve şefkat üzerine kurmaya çalışıyorum ve bu uğurda her gün ve her an içinde farkında olmaya çalışıyorum. Her zaman yinelediğim gibi, dış dünyada yarattığımız herşeyin yaratıcısı, heykeltraşı ve sorumlusunun bizler olduğu bilinci içinde sadece ve sadece sevgi ile kalplerimizi açmanın zamanı geldi! Yargılamadan, içtenlikle, karşımızdaki kişi ile ‘bir’ olduğumuz düşüncesi ile ve kısacası ‘kalpten kalpe’ kurulan her iletişim dünyamızın yeni enerjilerine katkıda bulunacak ve bizlere aynı şekilde geri dönecek. Yapmamız gereken tek şey, her türlü günlük yaşantımızda kendimize daha çok dönerek, içten ve dürüst bir şekilde davranmaya çalışmak! Bizlere uygun olmayan tüm kalıpları bir tarafta bırakmak, eski kalıplarımızı, bağımlılıklarımızı sevgi ile uğurlamak,bize uygun olmayan hiçbir kimseyi, hiçbirşeyi özellikle de ‘katlanmak’ adına hayatımızda tutmaya çalışmamak! Evrenin akışına güvenmek ve teslim olmak!

İşte Mevlana’nın dediği gibi olduğumuz gibi görünmek, dürüstçe, içtenlikle, oyun oynamadan, sorumluluklarımızı alarak, sevgi ile var olmak!

Sevgili okurlar, şimdiden hepimizin yeni yılını kutluyorum. 2013 yılının hepimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum!

Sevgilerimle!!