“Adam yüzde 52 almış, 'neden 55 almadım?' diye tartışıyor. Sen rezil olmuşsun, hezimete uğramışsın 'bunu tartışırsak, AKP'nin üstünü kapatırız' diyorsun. Böyle bir kafa olabilir mi? İşte sebep bu. İktidar olamamanın sebebi bu. Bu kafa iktidar olamaz. Her seçimde yenmiş seni, yenmiş de yenmiş, meydan okuyor. Sen yenilgiyi tartışmak yerine 'gel bunu tartışalım' diyene, 'AKP'nin içindeki tartışmayı gölgelersin'. Yok ya derler adama"

Bu sözlerin sahibini hatırlayan var mı?

 

Evet, Muharrem İnce…

 

Bu sözler ve peşinden gelen CHP içindeki muhalif kanadın açıklamaları ile CHP olağanüstü kongreye gitmeye zorlandı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da eline koz geçtiğini gördü ki, “Onlar Genel Kurulu toplayamaz, ama biz toplayacağız merak etmesinler” diyerek olağanüstü kongreye gitme kararını basının önünde vermiş oldu.

 

Muhalefetin arkasında CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal var.

Deniz Baykal yaşı ve yıpranmışlığı nedeni ile kendisi aday olmayacağı niyetini kulislerden aldık.  Ancak Kılıçdaroğlu’nun yeni CHP’sine karşı da kılıçlarını çekti.

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, "CHP'nin olağanüstü Kurultay'ı 5-6 Eylül 2014 tarihlerinde Ankara Ticaret Odası (ATO) Kongre Salonu'nda yapılacaktır. Ben hayırlı olmasını diliyorum" diyerek kesin tarihi açıklamış oldu.

 

Esasen Kılıçdaroğlu CHP’nin içine MHP’li, DYP’li, ANAP’lı adaylarla partisini renklendirdi. Bence doğru da bir hareketti. Çünkü başka türlü yüzde 20’lerde olan CHP’nin oyu yükselmezdi.

 

Toplumu kucaklama konusunda birileri Kılıçdaroğlu’na iyi yol gösterdi. Yol göstericisi çok iyi de, Kılıçdaroğlu’nun siyaset sahnesinde daha önce hep savaştığı paralel ile işbirliği yapması, dahası dış uzantıların öngörüleri doğrultusunda Recep Tayyip Erdoğan’a karşı ağzını dahi bozarak, hakaret ve küfürlü konuşmaları tüm bu planları bozdu. Güvenirliliğini kaybetti. Ak Parti’nin dikkat çeken projelerine ve hizmetlerine rağmen, kendisi ortaya hiçbir proje de koyamadı.

 

Dolayısı ile aday gösterdiği MHP’li ve diğer sağ görüşlü adaylara taban destek vermedi. Kılıçdaroğlu, Paralel ve derin güçlerin Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerine yaratılan algı operasyonun piyonu oldu. Yenildi, yenildi ve genel başkanlığından bu yana hep yenildi…

 

Kılıçdaroğlu, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Ak Parti seçmeninin oyuna talip olduğunu ortaya çıkardığı adayla açıkça belli etti. Bu da iyi bir hamle idi…

 

Diğer yandan da ’Milletin anasını belleyenlerin adayı’’ diyerek Erdoğan’a destek verenlere hakaret etti.

Kılıçdaroğlu’nun her zaman yaptığı gibi çelişkileri seçmenin dikkatinden kaçmadı.

 

Türkiye’nin yüzde 52’sine bu sözü söylediğinin farkına vardı mı? Bilinmez ama Kılıçdaroğlu, seçim sürecinde MHP’nin ve sağdan ve soldan 13 partinin de desteğini alarak kendini dev aynasında gördü. Aslında onun üst akıl hocaları bu organizasyonu yaptı, kendisi sadece oyununu oynadı.

Kendisi ile birlikte 14 siyasi partinin genel başkanı ve tüm teşkilatlarının desteklediği adayı ise sadece yüzde 38 oy aldı.

 

CHP ve MHP 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde peşlerine taktıkları 12 parti ile birlikte kafalarına kurşun sıktılar.

 

Şimdi sıkılan kurşun sonrası can çekişen partiler var. Tekrar dirilip dirilemeyeceklerini genel kurul sonrası göreceğiz.

Kafaya sıkılan kurşun ile yaralanan beden tekrar dirilse bile, eski performansını asla gösteremeyecektir. O kurşunun izleri ile bedenin bir bölümü belki de felç olacaktır. Dahası siyaset tarihinde 14 partinin hezimeti kazınmış oldu.

 

Sonuç mu?

 

 

Şimdi, CHP’de parti içi muhaliflerin temizlenmesi için Kılıçdaroğlu’nun eline müthiş bir koz verildi. Bu kozu verenlerden deneyimli eski genel başkan Baykal’ın olmasına şaştım doğrusu.

Kılıçdaroğlu şimdi tüm muhalifleri genel kurulda temizleyecek. Mustafa Sarıgül’ün de desteğini alarak arzuladığı CHP yönetimini elde etmiş olacak.  

Önümüzdeki genel seçimlerde ise CHP Genel Başkanı aynı kafa ile giderse yeni bir yenilgi ile siyaset sahnesinde yeni bir rekor kırmış da olacak. Bunu hep birlikte göreceğiz.

 

Sonrası mı? Kim bilir belki 2015 genel seçiminden sonra Sarıgül Genel Başkan olacak.

 

MHP’yi ise bir başka yazıda değerlendiririz.