Haber : Esma ACAR
Fotoğraf: Emine TAŞKIRAN

Her ‘Kadınlar Günü’nde farklı başarılara imza atmış kadınların hikayeleri gündeme gelir. Geçtiğimiz yıl Islington Belediyesi tarafından ödüllendirilen üç annenin hikayesi de bunlardan biri. Bu anneler bölgede bakıma muhtaç veya parçalanmış ailelerin çocuklarına evlerini açarak ‘Koruyucu Aile’ (Foster Family) uygulaması kapsamında sahip çıkan üç kız kardeş Müşerref Sarı, Derya Özbaş ve Hülya Yılmaz. İngiltere’de büyümüş üç kız kardeş kapılarını açtıkları sıcak evlerinde hikayelerini bizlerle paylaştılar.


Özel durumundan dolayı bir arayış içerisindeyken programla tanışan Müşerref Sarı, program hakkında bilgi edindikten sonra, inceleme sürecini geçerek bu işe başlar ve bir yılın sonunda kız kardeşleri de sırayla koruyucu aile olmaya karar verirler. Koruyucu aile uygulamasının nasıl bir program olduğunu sorduğumuz Müşerref Hanım, uygulamayı herhangi bir nedenden dolayı bakılamayan çocukların sosyal servis aracılığıyla koruyucu aileye getirilerek aile ortamında hayata hazırlanması olarak tanımlıyor. “Çocuklar gece gündüz sürekli bizimle beraber ailemizin bir ferdi gibi oluyorlar, her türlü ihtiyaçlarından bizler sorumluyuz.  Bakıcılık yahut evlat edinmek gibi değil, yasal olarak çocuğun velisi Islington Belediyesi ve sosyal servis görevlileri oluyor. Bizler sadece onların ne gibi yardıma ihtiyaçları olduğunu izliyor, gereken yardımı alabilmeleri için bir bakıma onlara sözcü oluyoruz. Bunun için de sürekli kendimizi geliştiriyor, çocukların psikolojisini anlamak için kurslara gidiyoruz.”


Getirilen çocukların hiçbir kanun, kural olmadan yetişmiş olduğunu belirtiyor Müşerref Hanım, “Aileler ilgilenmemiş bu çocuklarla, A’dan Z’ye her şeyi biz öğretmek zorundayız” diye ekliyor Derya Özbaş, “Örneğin bize normal gelen tuvalet eğitimini bile gün geliyor 10 yaşındaki bir çocuğa öğretmek gerekebiliyor.  Çünkü onlar için bu davranışlar normal olmuş, zaten kendi evlerinden de bu gibi sebeplerden dolayı alınıyorlar.” Kolay bir süreç değil, diyerek söze giriyor kardeşlerin en küçüğü Hülya Okur, “Çok özveri gerektiren bir iş, ama onların hayatı için çabalıyorsun. O çocuğu kurtarmış, toplumda bir yer kazandırmış oluyorsun.” Bazen sabrın tükendiği yerler de oluyor saldırabiliyorlar, bağırıp küfür edebiliyorlar, evden kaçabiliyorlar, diyen Derya hanım zamanla güzel gelişmelerin de yaşandığını belirterek, bir süre sonra tüm emeklerine cevap alınca, yaşanan farkı görünmenin onları çok sevindirdiğini söylüyor. “Koruyucu aile çocuğu herhangi bir tehlikeden korumak ve onu en güzel şekilde yetiştirmek, özgüven kazandırabilmek, her kapıyı onlara açabilmek için var.” Çocukların zamanla güven kazandıklarını belirten Hülya Yılmaz, “Zor süreçler boyunca onlara sırt dönmemek,  pes etmemek gerekiyor. Çünkü o kadar çok görmüşler ki, senin sevgini, sabrını deniyorlar; ne zaman suratına kapıyı kapatacaksın onu bekliyorlar. Onu yapmadığını görünce sana güveni artıyor, o zaman her şey daha güzel oluyor.”


Sadece çocukların değil annelerin de güvenini kazanmaya çalıştıklarını belirten Müşerref Sarı, büyük çocukların annelerinden ziyade, bebeklerin anneleriyle çok problem yaşadığını belirtiyor. “İki tane yeni doğmuş bebek baktım. İlk anne bana, ‘Sadece altı değişeceği zaman ve besleneceği zaman kucağına almanı istiyorum. Bırak çocuğum ağlasın, dünyanın ne kadar zor olduğunu anlasın.’ demişti. Ama onu yapamazsın.” diyor. Bebeklerden ayrılmanın çok daha zor olduğunu belirten bakıcı anne, en zor kısımlardan birinin ailelerle birlikte çalışmak olduğuna değiniyor. “Aileler kıskanıyorlar, çocuklarına senin bakmanı istemiyorlar haliyle. Bu insanlar çocuklarını çok seviyor, çocuklar da onları, istenmeyen çocuk değil bu çocuklar, aileler onları istiyor ama engelleyemedikleri nedenlerden dolayı bakamıyorlar. Zaten tehlike olmadığı sürece yaşı büyük olan çocuklar ailelerini ziyaret edebiliyorlar. Bebeklerin görüşleri annelerin emzirebilmesi için daha sık oluyor. Biz bu çocukları annelerine geri döndürmeye, bu şekilde ailelerin güvenini kazanmaya çalışıyoruz, tabi ki hayal kırıklığı yaşanmaması için belli sınırları korumaya da özen gösteriyoruz.”


Denge ve sabrın bu işte çok önemli olduğunu vurgulayan kız kardeşler, kendi çocuklarının da eve gelen çocukları ailenin ferdi gibi kabullenmelerinin onları çok memnun ettiğini, küçük sürtüşmeler yaşansa da kontrol edilmeyecek bir problem yaşanmadığını belirtiyorlar. “Bu iş aile, eş, arkadaş çevren herkesi ilgilendiriyor, özellikle eşlerimizin desteği olmadan yapamazdık” diyor Müşerref Sarı.


Koruyucu Aile programına bulunulan belediyeler aracılığıyla başvuru yapılabiliyorsunuz ama bu işi yapan özel şirketlerde bulunuyor. Başvurduktan sonra 6 ay süresince kişi ve ailesi incelemeye alınıyor. Sağlık ve polis kontrollerinden geçirildikten sonra, sosyal servisle bir probleminiz olup olmadığı araştırılıyor. İngilizcenizin yeterli olması ise, en önemli faktörler arasında yer alıyor.  

(ZAMAN BRİTANYA)