Şahin, Zirve Üniversitesi ve Gaziantep Barosu tarafından düzenlenen ‘Aile İçi İletişim’ paneline katıldı. Burada 4230 sayılı ailenin korunmasına yönelik kanunla ilgili çalışmalar hakkında bilgi veren Şahin, koruyucu ve önleyici tedbirleri hayata geçirmek durumunda olduklarını anlattı. Koruyucu ve önleyici tedbirde risk alanının, kadının zayıf kaldığı yer olduğunu dile getiren Şahin, "Zaman zaman bir hâkim, hukukçu da eşine şiddet uygulayabiliyor ve boşanma davası olabiliyor. Ama bu toplamın içerisinde sayı olarak çok daha az. Temelde baktığınız zaman, ekonomik seviyesi, eğitim seviyesi düşükse, kadın birey olarak güçlenemediyse, toplum kendi adına karar veriyorsa, kız çocuğu evleneceği erkeğe kendi karar vermiyorsa, o aile, cemaat, yapı, aşiret karar veriyorsa bu olayların olması çok daha yüksek bir risk. O zaman biz koruyucu ve önleyici tedbirde kadını birey olarak güçlendireceğiz. Bunun da olmazsa olmazı eğitim.” ifadelerini kullandı.

Koruyucu ve önleyici tedbirlerin önemli kısımlarından birinin, konunun erkeğin inisiyatifine bırakılamayacağı olduğunu belirten Şahin, “Erkek sürekli şiddet uyguluyorsa, bu hastalıktır, tedavi edilmesi lazım. Hukuken eğer yanlış anlama varsa onu düzeltmemiz lazım. Biz orada tedaviyi zorunlu koyuyoruz. Sağlık Bakanlığı, 'buna ne kadar para ayıracağız' dedi. 'Biz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak para ayırırız' dedik. Bu iş çünkü insan hayatı. Biz tedavi noktasında gereken hassasiyeti gösteriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Ayşe Paşalı olayını örnek veren Şahin, boşanma öncesi ve sonrası şiddetin arttığına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Bizim asıl o noktada kadını korumamız gerekiyor. Boşanma hukuken bitiyor ama erkeğin kafasında bitmiyor. Dolayısıyla bunun ciddi manada takip edilmesi gerekiyor. Biz o yüzden yasayı koyarken, 'yakın ilişkiyi de aile mahkemesi hâkiminin eli güçlensin' diye koyduk. Ama bu konuda da ciddi bir tereddüt var. Aslında biz kadını koruyan bir başlık attığımıza göre bu kadar detaylandırmaya da gerek yok. İzzettin Doğan gibi hâkimlerin sayısı çoğaldıktan sonra aslında sorun zaten kendiliğinden çözülecek. Bu bakış açısı çok önemli bir bakış açısı.” diye konuştu.

CİHAN