Dünyanın her tarafında banka var ama nedense İsviçre Bankaları dünyanın en güvenli bankaları olarak biliniyor. Bunun nedenlerini düşündüm ve araştırdım. Banka bilgilerini, müşteri kimlik bilgilerini, hesap bilgilerini o kadar gizli tutuyorlar ki, eğer hesap sahibi çok gizli işlem isterse, hesap sahibinin gerçekte kim olduğunu banka yetkilileri bile bilmiyor. Hesap sahibine dilerse hemen orada sahte bir kimlik veya rumuz kayıtları ile bir kimlik veriyorlar. Bunlar ne derece uygulanıyor, ne derece abartı bilemeyiz. Ama madem ki bu İsviçre bankaları bu kadar sırdaş hesap uyguluyorlar ,madem ki bu kadar ketum işlem yapıyorlar o halde bir çok ülkenin siyasi ve bürokrat yetkilisinin İsviçre bankalarında  hesapları var diye neden basın, medya, televizyon kuruluşları yayın yapıyorlar?  Acaba bilgisayar korsanları İsviçre Bankalarının hesaplarına girebiliyor mu? Eğer giriyorsa bu bankalar güvenli, emniyetli olamaz! Yok eğer bilgisayar korsanları giremiyorsa o zaman bankacılar satın alınıyor ve konuşturuluyor, bankacılar basına bilgi sızdırıyor demektir. Bu durumda da bir güven söz konusu olamaz! Ölen, öldürülen devlet liderlerinin, siyasi suçluların, teröristlerin İsviçre bankalarında paraları var mıydı acaba? Eğer varsa bu adamların bu paraları ne olacak?

Bu durumda karşımıza sorular çıkıyor. Dünyanın azılı terör  ve mafya örgütleri, uyuşturucu tüccarları, silah kaçakçıları finans kaynaklarını İsviçre bankalarında saklayabilirler ve para transferlerini bu bankalar aracılığı ile ve uydurma isimlerle terör muhasebecilerine veya maliyecilerine aktarabilirler. Çok usta bir gazeteci değilim, gazeteci bile değilim. Ama gazetecilerin bu konuyu deşmeleri ,didik didik etmeleri gerekmektedir.

Rus, Çinli, Arap, İngiliz, Alman, Fransız, Amerikalı, Yunanlı, Türk, İtalyan para babaları  İsviçre bankalarına neden bu kadar yakınlar? Siyasetçiler, liderler, bürokratlar bu bankalara neden bu kadar fazla sırtlarını yaslıyorlar? İsviçre’nin ordusu yok, polisi kendine kadar, uluslararası ortamda kabadayılık yapacak bir gücü yok! Ama bankacılık ile ilgili bu itibarı neden?

Kişisel kanaatim bu dünyada değil paran, canın için bile hiçbir ülke, hiçbir mekan güvenli değildir! Yüzlerce, binlerce resmi veya özel koruman olsa da, eğer birileri kafasına koymuşsa hayatına son verilemeyecek hiç kimse yoktur!

Bir taraftan şeffaflık politikaları diyeceksin, bir taraftan basın özgürlüğü diyeceksin, bir taraftan özel hayatın gizliliği diyeceksin. Çelişki var bu dünyada! Milletine, dünya insanlık tarihine rehber olmuş insanların özel hayatları, gizli hesapları, magazin yaşamları söz konusu olamaz! Çünkü sıradan insanın hesapları, özel yaşamı sadece kendisini ve ailesini ilgilendirir ama bir insan milletine, dünyaya liderlik, rehberlik, yıldızlık, kabadayılık taslıyorsa eğer, bu insanın böyle bir özgürlüğü, lüksü yoktur ve olamaz!

Bence bu dünyanın ahlak düğümü İsviçre bankalarında düğümlenmiştir ve bu düğümün çözülmesi gerekmektedir. Ama bunu çözecek güç bilgisayar korsanları değildir veya iki tane cesur gazeteci de değildir.

‘’ Türkler Ermenilere soy kırım yapmamıştır! Bu yalandır! Bu iddiayı reddediyorum!’’ sözünü suç sayma gibi komik bir gaflette bulunan  İsviçre kanunları öncelikle bankacılık kanunlarını masaya yatırmalıdır. İsviçre hükümetinin bu saçma sapan iddiasını destekleyip aynı paralelde kanunlar çıkartan diğer ülkelerin Ermeni ırkçı lobileri tarafından satın alınan hükümetleri de ,Birleşmiş Milletler de İsviçre bankalarını kontrol altına almalıdır. Bu yapıldığında görülecektir ki, bu dünyada bir çok düğüm çözülecektir!

Az gelişmiş bir ülkenin 10 yıllık, gelişmekte olan bir ülkenin 3-5 yıllık, gelişmiş bir ülkenin bir yıllık bütçesi ile yarışabilecek kişisel hesaplar var mı? Eğer varsa bu demokrasi midir? Özgürlük müdür? Şeffaflık mıdır? Ahlaki midir? Hak mıdır? Doğru mudur? Uygun mudur? Bunları bana değil, açlıktan ölen çocukların annelerine anlatmak gerekmektedir! 30 bin lira kredi kartı borcundan dolayı paniğe kapılan ve intihar eden  memurların çocuklarına, dul karılarına anlatmak gerekir! 100 lira alacağı yüzünden cinnet geçirip cinayet işleyen ve hapiste kafasını duvarlara vuran mahkumlara anlatmak gerekir! Hala elektriği, suyu olmayan köylülere anlatmak gerekir!

‘’ Nazar etme ne olur! Çalış senin de olur!’’ palavra laflarını bir kenara bırakalım! Elmas, uranyum, altın ve diğer madenlerin işletmelerine ekonomik, ticari  kurnazlıklarla el koyup, madenlerin asli sahiplerini köle gibi, iti gibi, deve gibi, at gibi, eşek gibi çalıştırıp, onların ölümlerini böcek ölümleri gibi görüp servetlerine servet katanlar ve hükümetleri ellerinde ,parmaklarında kukla gibi oynatanların düğümleri, şifreleri İsviçre bankalarında çözülebilir!

Kim bilir! Belki de İsviçre bankaları dünyanın en dürüst, en temiz, müşterileri için en uygun bankacılık hizmetlerini veriyorlardır! Belki hiçbir mafyanın, tetikçinin, siyasi suçlunun, korkak bürokratın, ülkesinden para kaçıran ülke yöneticisinin para işlemlerini asla yapmıyordur. Öyle bile olsa yine de bu bankalar mercek altına alınmalıdır! Çünkü bu bankaların bankacılık uygulamaları dünyanın diğer bankalarına da uygulanarak, belki de dünyanın ekonomik kaos ve panik dönemlerine, yoksulluğuna, işsizliğine son verilebilecektir!

Kim bilir! Belki dünyaya barış gelir!

İsviçre bankalarında alın teri, göz nuru, ele emeği ile kazandığı  birkaç kuruş birikimi olan normal, sıradan insanların  bana gücenmeyeceğini biliyorum.

Benim derdim kendisini ülkesinin sahibi, patronu, kahyası, padişahı, yıldızı, rehberi, lideri, önderi  sanan ve ruhlarını kibir, hırs, ukalalık işgal etmiş normal altı ( Normal üstü olamaz!) insanlarladır.