İslamofobi uzun zamandır medya dilinden kalkmıştı. Mücrim batı medyası bunun yerine daha uygun bir kelime koymuştu çünkü: Terörist! Her Müslümanı külliyen terörist ilan eden AB, Türkiye’nin AB sürecinde “sen Müslümansın, yırtınsan da senin burada, bizim aramızda olman mümkün değil” demedi nezaketinden! Onun yerine bin dereden sular getirdi, iplere unları serdi.

Oysa herkes çok iyi biliyor ki AB bir Hristiyan birliğidir, Müslüman ülkenin orada işi yoktur.

Şimdi biri çıkıp da “ne alakası var, AB standartlar numunesi, Türkiye standartlara uymuyor” derse Bulgaristan’ın, Litvanya’nın, Romanya’nın, Çek Cumhuriyetinin standardını sorarım kendisine. Neyse AB’nin Hristiyan Birliği olduğunun tescilini yapmayı sonraya bırakıp, Macar İslam Cemiyeti Başkanı Zoltan Bolek’e kulak verelim. “Macaristan'da İslamofobi ve yabancı düşmanlığı giderek arttı. Macaristan bizim ülkemiz olmasına rağmen burayı terk edip başka bir Müslüman ülkeye göç etmemizi istiyorlar. Durum gittikçe ciddileşiyor. Bu konuda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazıp bu saldırıların durmadığı takdirde bizi de Türkiye'ye kabul etmesini isteyeceğiz…"

Mülteci sayısının Ağustos ayı itibari ile 110 bini geçtiğini, Macaristan ve diğer Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerin AB'den yardım alarak mültecileri kabul ettiğini kaydeden Bolek, Türkiye’nin, Avrupa Birliği ya da herhangi bir uluslararası kurumun yardımı olmaksızın üç milyon civarı mülteciyi kabul ederek bunları ağırladığını hatırlatıyor.

Medyanın Müslümanları terörist olarak gösterdiğinden dolayı ülkede her geçen gün İslamofobinin arttığına değinen Bolek, "Batı ve Macar medyasının önemli bir kesimi İslam düşmanı. Yaptıkları yayınlarda Müslümanları terörist olarak gösteriyorlar. Macarlar genel olarak İslam'ı ve Müslümanları tanımıyor. Bu medya organları genellikle mülteciler hakkında olumsuz haberler yayınlayıp, Avrupa kültürüne entegre olmuş örnek Müslümanlardan hiç bir zaman bahsetmiyorlar. Bu sorumsuz yayınlardan dolayı İslamofobi Macaristan'da her geçen gün daha da artmaya devam ediyor. Bu durumdan sadece mülteciler değil aynı zamanda Müslüman olan Macarlar da etkileniyor. Her geçen gün bizlere yapılan tehditler de artıyor. Benim de şahit olduğum bir olayda aşırı sağcı bir grup başörtülü bir Müslüman kadını tehdit edip başörtüsünü açmaya çalışarak saldırdılar" diyor.

Medeni ve özgür Batının, Müslüman bir kadının başını açma teşebbüsüne şaşırmamak gerek zira ne Bosna aklımızdan çıktı, ne de Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa….

***

BBC’yi medyanın tanrısı görenlere…

 Dün medyadan bir arkadaşımız, medyamızın güvenilirliği konusunda kuşkular ortaya koyup, BBC’yi güven örneği olarak lanse etmiş. Tam da ondan önce bir haber okuyordum, denk geldi. ABD'de ve Bahreyn'de protestoculara karşı uygulanan polis şiddeti ve insan hakları ihlalleri ile ilgili yaptığı haberlerle tanınan, Emmy ödüllü ünlü gazeteci Amber Lyon, CNN haber kanalının belirli olaylar hakkında yayın yapmaları için ABD ve yabancı hükümetlerin ödeme yaptığını söylemiş. Lyon’un bir diğer iddiası ise kanalın Arap Baharı sürecinde kaydettiği görüntüleri yayınlamayıp o ülkelerin hükümetlerine para karşılığı vermesi.

Lyon, Mart 2011'de CNN'in Arap Baharını görüntülemek için oluşturduğu dört kişilik bir ekibin Bahreyn'e gönderildiğini ve bu ekibin çıkan olaylarla ilgili ilginç görüntüler kaydettiğini ancak bunların yayınlanmadığını söylüyor. İddialara göre, Arap Baharı haberi için Bahreyn'e giden gazetecilerin birçok tehlikeye katlanarak edindikleri bilgiler ve kamera kayıtlarından oluşan belgeseli CNN International asla yayınlamadı. Hatta CNN içinde kendi çalışanlarının çok sayıda şikayet ve soruşturmaları da yönetim tarafından cevapsız bırakıldı. "CNN yönetiminin haberlerimi yayınlamadığını fakat Bahreyn hükümetine sattığını ilk elden gördüm" diyen Lyon, kendisinin ve ekibinin haberlerinin Bahreyn raporu olarak Bahreyn hükümetine teslim edildiğini, görüntülerin belgesel olarak yayınlanmak için değil, hükümete verilmek üzere çekildiğini iddia ediyor.

Yazacak çok şey var ancak yer darlığı malum… BBC’nin PKK’lı teröristleri öve öve bitiremediği haberi de sonra irdeleyelim.