Büyük Britanya, Avrupa Birliği’nin sayıları 28’e ulaşan üye ülkeleri arasında  geleneklerinden taviz vermeden; demokrasi ile monarşiyi harmanlamayı başarmış önemli bir üyesi.

 

Avrupa Birliği’nin en güçlü bir kaç üyesinden biri de olmasına rağmen, “Birlik”in bir çok uygulaması İngiltere’de yer bulamıyor.  

 

Örneğin Ada’da yaşayanlar hala Euro yerine sterlin kullanıyor. Euro, İngiliz halkı için yabancı bir para birimi olmaya devam ediyor.

 

Bu “direnişin” temelinde İngilizlerin kendi değerlerine, yani geleneklerine bağlılığı yatıyor.

 

İngilizlerin mazisi 1300’lü yıllara uzanan ve günümüzde de sürdürdükleri ilginç bir geleneğinden söz etmek istiyorum size...

 

Londra’ya has, işadamları ve seçkinlere şaşaalı törenlerle verilen Freeman payesinden.

 

Başkentte halen devam eden bir geleneğe göre; Londra Belediyesi’ne bağlı  “Freedom of The City London” tarafından, Londra’nın yerlilerine ve soylularına köprü, geçit gibi şehrin imkanlarından ücretsiz olarak yararlanma, şehir içerisinde kılıçla dolaşma, asılırken ipek ip tercih etme ve şehirde tutuklama korkusu olmadan sarhoş olarak dolaşma hakkı tanıyan “Freeman Payesi” veriliyor. Yani şu “onurlandırmaya” bakar mısınız? Ayrıcalığı hayatın her alanında bir “onur” aracı yapan zihniyet, idam cezasında bile “ayrıcalık”lı tebaalar oluşturma çabasından vazgeçmiyor. Az şey mi şimdi bu?  İdama mahkum edilmiş bir soylu asılacak ipi seçerek onurlandırılmış oluyor.

Şaka bir yana bu uygulama birtakım değişikliklere uğrasa da özünden birşey kaybetmeden günümüzde de yaşatılıyor.

 

FREEMAN ONUR ÖDÜLÜ

 

Bunun karşılığı bir uygulama Türkiye’de olmadığı için tam ifade edemiyoruz ama, ‘Fahri Hemşehrilik’ ile ‘Dokunulmazlık Beratı’ karışımı bir ödüllendirme sözünü ettiğimiz.

 

“Freeman Onur Ödülü” ya da “Payesi”, bir bölgeye yatırım yapan başarılı girişimcilerin, bölge yönetimi tarafından onore edilmesi olarak da anlaşılabilir. Kent’e ciddi hizmetleri olduğu tesbit edilen ve yatırımları örnek olarak gösterilen yatırımcı, bölge sakinleri tarafından “Freedom of The City London”a aday gösteriliyor.

Teklif edilen “seçilmiş adayın” durumunun, Freedom Müessesesi ilkelerine uygunluğu onaylanırsa, Londra’nın köprü, geçit gibi şehir imkanlarından ücretsiz olarak yararlanma, şehir içerisinde kılıçla dolaşma ve hatta asılırken ipek ip tercih etme ile şehirde tutuklama korkusu olmadan dolaşma gibi imkanlar tanıyan paye verilmesi kararlaştırılıyor.

 

Sonuç, “seçilmiş işadamına” özel bir mektup ile bildiriliyor ve Freeman Paye törenine davet ediliyor.  

 

Paye günümüzde Londra’nın City bölgesindeki Chamberlains Court’ta düzenlenen görkemli bir törenle sahibini buluyor.

 

DEKLARASYONU İMZALIYOR

 

Freemen payesiyle onurlandırılacak seçkin payesini almadan önce, hazırlanmış olan; “Egemen Kraliçemiz İkinci Elizabeth’e karşı iyi ve dürüst olacağıma, bu şehrin Belediye Başkanı’na itaat edeceğime, oy hakkı ve geleneklerini muhafaza edeceğime, şehre ve ve kraliçeye gelebilecek harhangi bir tehditi kendime gibi kabul edeceğime. Kraliçeye karşı herhangi bir birleşime veya komploya dahil olmayacağıma ve bu gibi durumlarda Belediye Başkanı’nı uyaracağıma veya kendi gücüm dahilinde engel  olacağıma ve şehrin tüm kural ve kaidelerine uyacağıma söz  veririm” deklerasyonunu imzalıyor.

 

FREEMAN PAYESİ SAHİBİ ÜNLÜLER

 

“Honorary Freedon” olarak adlandırılan ve seçilmiş kişilere sunulan payenin sahibi olanlar arasında, Nelson, Wellington, Disraili, General Booth, Margaret Thatcher, Florence Nightingale, Kitchener, Baden Bowel, Winston Churchill, Nelson Mandela ve Kraliyet ailesinin birçok ferdini görmek mümkün.

 

İlginç olduğu kadar insanlara tuhaf gelse de, bu tarihi gelenek Londra’da günümüzde de yaşatılıyor.

 

Hatta bu Paye’nin sahibi olan sınırlı sayıda Türk de var.

 

Ancak isterseniz onları bir başka yazı konusu yapalım.