Hayatımızın ve günümüz dünyasının vazgeçilmezlerinden biri haline gelen sosyal medya, yeni android telefonlarla birlikte gelişimini hızla arttırmıştır. Yeni yeni bir çok farklı uygulama ile bireylerin kendi hayatlarını ifşa etmeleri için oluşturulan mekanlar genişlemiştir.

Onaylanma ihtiyacı, beğenilme ihtiyacı üzerine doğan bu sektör kıskançlık, haset, özendirme ve karşı tarafı hiç görmese bile mutsuz etmeyi başarmanın verdiği sadistik mutluluğu kişiye yaşatmaya doğru yönlenmesine sebebiyet vermiştir.

Türkiye'de dahil tüm dünya ülkelerinde zengin, durumu iyi olan, o anki ortamı iyi olan yada mutlu görünümü olan kareleri kendi arkadaş çevresinin ve hiç tanımadıklarının görmesiyle kendi içinde bir özgüveni tamamlama ihtiyacı olarak karşımıza çıkar.

Bireyler anın içinde mutlu olmaya ve anı yaşamaya değil, mutlu görünmeye mutlu olduğunu ispat etmeye ihtiyaç duyarlar.

Başkalarına ispatlanan bu mutluluk aracılığı ile kendini inandırmaya ve mutsuzluğunun üstünü örtmeye çalışma vardır.

Maalesef ki gündelik işlerin yapılmasını engellemeden, depresyona, kıskançlıktan, tatminsizliğe kadar birçok soruna sebebiyet veren sosyal medya, bağımlılık kategorilerine giren bir hastalık özelliğine geçmiştir.

Sosyal medya ana sayfasında hızlıca gezinen, hiçbir şey görmese de sebepsizce giren, girme davranışını kontrol etmekte zorlanan birey sayısı gittikçe artmaktadır.

Bireyler mutluymuş gibi görünen kişisel hatta bazen mahrem hayatlarını paylaşmadan önce ortam hazırlama gibi bir davranışa geçerken bir çok fotoğraf çekildikten sonrada anın içinde fotoğraf seçme, filtreleme, yazılar yazma hatta kendi aksinin çok ötesinde makyajlama ve photoshop teknikleri ile süzgeçten geçirme tekniklerinden sonra paylaşımının kimler tarafından beğenildiğini de takip eder.

Amaç anı yaşamak olmadığı gibi, yaşanamamaktadır da… Beklentinin altında beğeni, beğenmesi beklenilen kişinin beğenmemesi gibi durumlarda demoralize olan ve çökkünleşen birey beğenme sayısına göre mutluluk yaşar ama anı yaşayamaz.

Karşı tarafa haset ettirme, özendirme amacı taşıyan bu paylaşımlar, fotoğrafı gören bireylerde de kendi elindekiyle tatmin olamama, daha iyisine kolay ulaşma veya başkalarının elindekini karalama veya yok etme gibi tehlikeli, kendine ve çevresine zarar veren davranışları ve duyguları ortaya çıkartmaktadır. 

Sizde kendinizde veya çevrenizde bu duruma benzer bir şey görüyorsanız erkenden önlemini alarak sosyal medyadaki aktifliğinizi kendi ruh sağlığınız için azaltabilirsiniz. Günlük paylaşımlarınızı ve başkalarının sosyal medya sayfalarında dolaşma süresini düşürerek ve kendi fotoğraflarınızı paylaşma sıklığını indirerek daha sağlıklı bir yöne doğru ilerleyebilirsiniz.

Eğer bunu fark etmenize rağmen engel olamıyorsanız bu bağımlılık ve hayatınızı, yaşamanızı engelleyen sorun için bir uzmandan yardım alabilirsiniz.

Mış gibi olmayan gerçek mutluluklar dilerim...

 

Uzman Psikolog Sümeyye Arslan

Parlak Hayat Psikolojik Danışmanlık Merkezi

www.parlakhayat.com