Yurt dışı eğitim sezonu hazırlıkları başladı. Türkiye’den her yerden sorular geliyor. İşimin bir parçası da olduğu için konuya vakıfım. İngiltere’ye eğitime geleceklere bazı tavsiyeleri geçen sene yazmıştım. Bu sene biraz daha güncelleyip gelmeyi düşünenlerle paylaşayım istedim.

 

……

Genellikle Mayıs-Haziran aylarında İngiltere’ye yoğun bir talep olur. Eğer yaz aylarında İngiltere’ye gelmek istiyorsanız, vize işlemlerinize en geç Mart ayında başlamanızı tavsiye ederiz.

 

Eğer Tier 4 gibi önceden hesabınızda para bulunması gereken, belli sınavlardan belli derecelerin alınması gerektiği bir vize türüyse başvuracağınız, süreci erken başlatsanız iyi edersiniz.

 

Konaklama da her zaman önce iyi yerler kapılır doğal olarak. Eğer gecikirseniz size kötü evler, uzak İngiliz aile yanı imkanları kalabilir. Vizeniz sonuçlanır sonuçlanmaz ev için depozit ödemenizi tavsiye ederiz.

 

Eğer hiç İngilizce bilmiyorsanız, mutlaka bir kaç ay İngilizce kursuna gidin. Bu vize alma sürecine de olumlu yansıyacaktır.

 

İngiltere’yi bilmeyen, ofiste oturdukları yerde size danışmanlık yapmaya çalışan pazarlama elemanlarından uzak durun. Unutmayın, onların hedefi en yüksek fiyatlı okulu size satıp prim kazanmaktır. Her zaman en yüksek fiyatlı okul en kaliteli olan değildir.

 

Şu klişe sözlere kulağınızı tıkayın;

- Londra’da çok yabancı varmış, İngilizce konuşulmuyormuş!

- İki ay tamamıyla bir ingiliz ortamında kal, şakır şakır İngilizce konuşursun!

- Mutlaka İngiliz aile yanında kal, akşamları bol bol İngilizce konuşursun!

- Hergün yağmur yağan bi ülke, insanları da çok soğukmuş!

- Fastfood larda bol iş var, hem çalışır hem dil okuluna gidersin!

vs...

 

Özellikle son 5 yılda İngiltere’de yaşamamış birisinden tavsiye almayın. Çok şey değişti çünkü. Vize, yaşam, ekonomi, kurallar vs... Hele hele İngiltere’ye turist olarak gelmişlerden öğrenci vizesi tavsiyesi kesinlikle almayın.

 

Hedeflerinizi şimdiden belirleyin. Ne tür bir İngilizce öğrenmek istiyorsunuz? Ona göre tavsiye isteyin.

 

Yurt dışı eğitimi pahalı bir eğitim. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin üç aşağı beş yukarı aynı. Siz en iyi ülkeye gidin, bir işe yarasın.

 

Türk öğrencinin olmadığı bir yer hayal etmeyin. Orası hepimizin ÜtopyasıJ

İngilizceyi kimse size öğretmeyecek, siz İngilizce’nin konuşulduğu bir dünyaya geleceksiniz ve girişkinliğinizle İngilizce öğreneceksiniz. Kendinizi şimdiden ona göre motive edin.

 

Kısa süreli eğitim, eğer temel ingilizceniz çok iyiyse işe yarar. Bu sebeple eğitim sürenizi olabildiğince uzun planlayın.

 

Burası biraz serincedir. Yaz ayları Karadenizin yazı gibidir. Yani ona göre hazırlıklı gelin.

 

Türkiye’de derlerki, “İngiltere’nin güney sahilleri Türkiye’nin güneyi gibi”. Sakınola kanmayın. Londra nerdeyse Moskovayla aynı paralelde. Oradan hesaplayın.  “Gulf Stream” ılık su akıntısı olmasa donarız burda. Ne sıcak, ne çok soğuk, ılık bir ülke burası.

 

Uçak biletlerinizi alırken dikkat edin. Londra’da beş tane havalimanı var, hangisine ineceğiniz gideceğiniz yere göre değişebilir.  Aldığınız bilet ucuz olabilir ama havalimanından kalacağınız yere gitmenin maliyeti de eklenince gereksiz para ödemiş olursunuz.

 

Havaalından taksiye binmeyi hiç düşünmeyin. Uçak bileti parası ödersiniz. Şehir merkezine giden trenler ve otobüsler uygun fiyatlıdır. İlla da taksi istiyorum derseniz, bize haber verin, en az yarı fiyatına size taksi ayarlayalım. Yanlış anlaşılmasın, korsan değil, önceden rezerve edilen

 “mini cab” taksi.

 

İngiltere Avrupa birliğinde gözüksede Avrupayı pek umursamıyorlar. Mesela burda “Avro” geçmez. Paranızı Pound yani Sterlin olarak getirirseniz rahat edersiniz.

 

Gelmeden önce İngiltereyle ilgili minik bir google araştırması işe yarayabilir.

Geldiğinizde hedefleriniz arasında kültürü tanımak da olursa İngilizce öğrenmenin yanında daha farklı tecrübelerde kazanarak geri dönmüş olursunuz. Başına “Nasıl?” sorusunu koyduğunuz şu başlıklar bizce önemli.

- Yaşam şekilleri,

- Trafik düzeni,

- Alış-veriş mantığı,

- Ticari hayat,

- Diğer vatandaşlarla ve turistlerle iletişim,

- Sağlık - sosyal güvenlik ve eğitim sistemi….

 

Bir dili öğrenmenin birinci yolu onu anlayabilmektir. Şimdiden bir şeyler izleyin, dinleyin. Kulağınız açılsın. 

 

Gelmeden gramer bilgilerinizi kısadan bi tekrar edin.

Günlük hayatta ihtiyacınız olabilecek bazı standart cümleler olacak. Onları şimdiden öğrenirseniz geldiğinizde hayata hızlı adapte olursunuz. 15-20 cümleyi geçmez. Ayrıca buraya geldiğinizde yeni tanışacağınız yabancı arkadaşlarınıza kendinizi tanıtabilmek için hazırlık yapın. Standart kendini tanıtma cümlelerini ezberleyin. Kolay iletişim kurarsınız ve özgüveniniz yerine gelir.

 

Çok iyi ingilizce bildiğini düşünenler bile ilk günler zorlanabilir. Konuşmalar hızlı gelebilir. Merak etmeyin bir iki haftaya alışacaksınız. Tabi önceden bol bol film ve dizi izlemenin faydası da olacak.

 

İlk haftalar ortama alışıncaya kadar normalin üzerinde para harcayabilirsiniz. İlk günler okulunuzun ve evinizin çevresinde yarımşar saatlik bir keşif turu işe yarayabilir. Nerede ucuz market, café vb. yer var, öğrenmiş olursunuz.

……..

[email protected]

twitter.com/ahmetferruh

ahmetferruh.com