İngiltere'de Anayasa Mahkemesi, Yüksek Mahkemenin verdiği "ülkenin AB'den ayrılma (Brexit) müzakerelerine parlamento onayı olmadan başlanamayacağı" kararını onadı.



Anayasa Mahkemesi, ülkedeki Brexit sürecini hükümetin mi yoksa parlamentonun mu başlatması gerektiği tartışmasına son veren kararını açıkladı. Karara göre, Brexit sürecini resmen başlatacak 50. maddeyi işletme hakkı parlamentoya verildi. Karar, 11 yargıçlı mahkemede 3'e karşı 8 evet oyuyla alındı.

İngiltere’deki en üst düzey temyiz mahkemesi niteliğindeki Anayasa Mahkemesi, İskoçya ve Kuzey İrlanda bölgesel yönetimlerinin Brexit kararının kendi parlamentolarında oylanması talebini ise reddetti. İskoçya ve Kuzey İrlanda’da halk Brexit referandumunda büyük çoğunlukla AB’de kalınmasından yana oy kullanmıştı. 

Davada hükümetin tezlerini savunan Başsavcı Jeremy Wright, kararın hükümeti hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Kararın açıklanmasının ardından mahkeme önünde basına açıklamalarda bulunan Wright, hükümetin "kararın gereğini yerine getirmek için elinden geleni yapacağını" kaydetti.

Mahkemenin kararının Brexit’in gerçekleşip gerçekleşmemesiyle ilgili olmadığını vurgulayan Wright ancak konunun parlamentoya taşınmasıyla birlikte bundan böyle salt hukuki olmaktan çıkıp siyasi bir nitelik kazandığını söyledi.

Wright, Brexit Bakanı David Davis’in konuyla ilgili olarak parlamentoda bir açıklama yapacağını da bildirdi.



- BAŞBAKANLIK AÇIKLAMASI

Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada da İngiliz halkının AB'den ayrılma yönünde oy kullandığı hatırlatılarak, hükümetin bu kararı hayata geçireceği vurgulandı. Açıklamada, "50. madde planlandığı gibi mart sonunda işletilecek. Bugün verilen karar bunu değiştirmez." ifadeleri kullanıldı. 

Parlamentonun referanduma büyük çoğunlukla destek verdiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu, halihazırda bizim belirlediğimiz takvime göre AB'den çıkma sürecine devam edilmesine desteğe işaret eder. Anayasa Mahkemesinin kararına saygılıyız ve kısa süre içinde parlamentoda sonraki adımlarımızı atacağız." 

- BREXIT SÜRECİ MAHKEMEYE TAŞINDI

İngiltere Başbakanı Theresa May, AB ile ayrılık müzakerelerini başlatacak Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesinin devreye alınmasının kendi inisiyatifiyle olacağını ileri sürerken, Gina Miller adlı İngiliz iş kadını ile Dier Dos Santos adlı bir berber, 50. maddenin devreye alınabilmesi için bir parlamento kararı gerektiği iddiasıyla hükümeti dava etmişti.



İngiltere'de Yüksek Mahkeme, 3 Kasım'da Miller ve Santos'un tezleri lehinde karar vererek, AB'den ayrılma süreci başlatılmadan konunun milletvekillerinin oyuna sunulması gerektiğine hükmetmişti.

Bu kararla Brexit, ülkenin son 200 yıldaki en ilginç meselesi haline gelmişti. Hükümet ise kararı Anayasa Mahkemesine taşımıştı. 

İngiliz hükümetinin, Avrupa Birliğinden çıkış sürecini resmen başlatacak Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini mart ayı sonunda işletmesi bekleniyordu. Müzakere sürecinin en az 2 yıl sürmesi öngörülüyor.



İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ta geçen yıl yapılan AB referandumunda halkın yüzde 52'si Brexit'ten yana oy kullanmıştı.

-HUKUK SÜRECİ NASIL GELİŞTİ

Yüksek Mahkeme 3'e karşı 8 oyla aldığı karar ile Brexit referandumu sonucunu yok saymasa da, İngiltere'nin AB'den nasıl ayrılması gerektiğini belirlemiş oldu.

İngiliz hükümeti, Lizbon Antlaşması'nın AB'den çıkmayı düzenleyen 50'nci maddesini tek başına yürürlüğe sokup, Parlamento onayı olmaksızın müzakerelere başlamak istemişti.

-DAVAYI AÇANLAR HAKLI ÇIKTI

İngiltere'de Anayasa Mahkemesi, Yüksek Mahkemenin verdiği "ülkenin AB'den ayrılma (Brexit) müzakerelerine parlamento onayı olmadan başlanamayacağı" kararını onadı.

AB ile ayrılık müzakerelerini başlatacak Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesinin devreye alınabilmesi için bir parlamento kararı gerektiği iddiasıyla hükümeti Dier Dos Santos adlı bir berber ile birlikte dava eden İngiliz iş kadını Gina Miller (orta) de mahkeme binasına gelerek basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

-İLK KARAR KASIM AYINDA AÇIKLANDI

Yüksek Mahkeme Kasım ayında, İngiltere'nin Brexit müzakerelerine Parlamento onayı olmadan başlanamayacağına hükmetmiş, hükümet bu karara itiraz etmişti.

İngiliz hükümeti; dış ilişkiler, savunma ve milli güvenlik alanlarında kendisine yetki veren 19. yüzyıldan kalma bir uygulamayı gerekçe göstererek, aksi görüşü savunuyordu.

Konuyu Yüksek Mahkeme'ye taşıyanlar ise hükümetin Parlamento onayı olmadan yetkilerini kullanmasının uygun olmadığını vurgulamışlardı.

-İSKOÇYA ÖZERK YÖNETIMI BREXIT'E KARŞI

İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn, referandumun sonucundan dolayı tasarı Parlamento'ya geldiğinde onaylayacaklarını söylese de partisinden çok sayıda milletvekilinin tasarıya karşı çıkması bekleniyor.

İskoçya Özerk Yönetimi'nın Brexit Bakanı Mike Russell ise İskoç Ulusal Partisi SNP'nin, 50'nci maddenin yürürlüğe sokulmasını hiçbir şekilde desteklemeyeceğini açıkladı.

-BAŞBAKAN MAY, BREXIT STRATEJISINI AÇIKLAMIŞTI

İngiltere Başbakanı Theresa May ise uzun süredir merakla beklenen ülkesinin Brexit stratejisini geçen hafta açıklamıştı.

Strateji, AB ile müzakerelerde ulaşılması amaçlanan 12 hedeften oluşuyor.

May, Brexit'in nihai hedefinin AB ile İngiltere arasında yeni, pozitif ve yapıcı bir ortaklık kurulması olduğunu söylemiş, bu kapsamda AB'den ayrılmanın ortak pazardan çıkmak anlamına geldiğini belirtmişti. .

May, aynı zamanda Avrupa Adalet Divanı'nın İngiltere üzerindeki hükmünün biteceğini ifade etmişti.

Theresa May, daha önce yaptığı açıklamalarda ,se Lizbon Anlaşması'nın 50'nci maddesini Mart ayı sonunda devreye sokacağını söylemişti.

AA & BBC Türkçe