İngiltere Başbakanı Theresa May, ülkesinin AB’den ayrılma (Brexit) süreciyle ilgili hükümet planını içeren resmi raporu parlamentoya yarın suncaklarını bildirdi.

İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası'nda haftalık “Başbakana Sorular” oturumunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan May, milletvekillerine geçen hafta sözünü verdiği Brexit raporunun parlamentoya yarın sunulacağını açıkladı. 

Anayasa Mahkemesinin, Brexit sürecini resmen başlatacak Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesinin işletilmesinin parlamentonun onayıyla olması gerektiği yönündeki kararını takiben hükümet, bu yetkinin kendisine devredilmesini öngören bir yasa tasarısını parlamentoya getirmişti.  Başbakan May, yasa tasarısının nihai oylamasından önce tartışmalara zemin teşkil etmesi için hükümetin Brexit müzakerelerindeki önceliklerini ve stratejisini içerecek bir raporun da milletvekillerine verileceğini ilan etmişti.

İngiliz siyaset jargonunda “Beyaz belge” diye adlandırılan bu tür raporlar, oylamaya sunulacak yasa tasarılarının tartışılmasına elverecek ayrıntılı bir politika belgesi niteliği taşıyor. May, parlamentoya sunulacak “Beyaz belge”yi “İngiltere için açık ve cüretkar bir gelecek planı” diye nitelendirmişti.

Avam Kamarası'nda 2. tur görüşmelerine dün başalanan 50. madde konusunda yetki devrini içeren tasarısı bugün oylanacak. Tasarının komisyon, 2. tur görüşmeleri, Lordlar Kamarası ve Kraliçe’nin onayı aşamalarından geçtikten sonra Mart ayı başında yasalaşarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. 

- Trump krizi

ABD Başkanı Donald Trump’ın İngiltere’de de sıcak bir tartışma konusu haline gelen göçmen kararnamesiyle ilgili bir soru üzerine de May,  "Biz bu politikanın bölücü ve yanlış olduğuna inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı. 

Kararnamenin İngiliz vatandaşlarını etkileyeceğinden haberdar olmadığını ve kendisinin ABD ziyareti sırasında imzalandığını bilmediğini açıklayan May, ancak Trump’ın seçim vaatleri arasında yer alan göçmen kısıtlamalarının beklenen bir gelişme olduğuna dikkat çekti.

Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn de May’e Trump’ın sığınmacılar konusunda uluslararası anlaşmaları çiğnediğini, işkenceyi övdüğünü, Müslümanalara karşı nefreti tahrik ettiğini, kadın haklarına saldırdığını ifade ederek, "Başabakanın, yapılan devlet ziyaretinin davetini geri çekilmesi için imza veren bir milyon 800 bin kişiye kulak vermesi için Trump’ın daha başka ne yapması gerekiyor?" sorusunu yöneltti. 

Davetin geri çekilmesi taleplerine yanıt vermekten kaçınan May, "Beyefendi (Corbyn) dış politikadan en önemli müttefikimizin demokratik olarak seçilmiş başkanına itirazı ve hakareti anlıyor." ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Suriyeli mültecilerin ABD'ye gelişini askıya alan ve Irak, İran, Suriye, Sudan, Libya, Somali ve Yemen vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan kararnamesine tepki olarak İngiliz parlamentosunun internet sitesinde "Donald Trump'ın İngiltere'ye resmi ziyaret yapmasını önleyin" başlığıyla imza kampanyası başlatılmıştı. 

Trump'ın bu yıl yaz aylarında İngiltere'ye Kraliçe 2. Elizabeth'in davetlisi olarak resmi ziyarette bulunması bekleniyor. May geçen hafta ABD'ye yaptığı resmi ziyaret sırasında Trump'a Kraliçe 2. Elizabeth'in davetini iletmişti. 

İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) Müslüman kadın milletvekili Tasmina Ahmed-Sheikh'in "Dünya Tesettür Günü" vesilesiyle Müslüman kadınların korkmadan kendi tercihleri doğrulturunda giyinmelerine destek verip vermeyeceğini sorması üzerine de May, "Bu konudaki desteğinize katılıyorum. Ben de bir kadının ne giyeceğini kendisine ait bir tercih olduğuna inanıyorum." yanıtını verdi. 

- Türkiye ziyareti

May, parlamentoda oturumda geçen hafta sonu yaptığı Türkiye ziyaretiyle ilgili bir soru üzerine de “Türkiye hem güvenlik, hem de göç konusunda önemli bir ülke. Türkiye 3 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülke. Ben de Türk hükümetinin bu sığınmacılara gösterdiği misafirperverlikten dolayı övdüm.” değerlendirmesinde bulundu.

İnsan hakları konusundaki düşüncelerini de Türkiye’deki resmi temaslarında gündeme getirdiğini belirten  May, İngiltere’nin Türkiye’deki darbe girişimini kınadığını, hükümete de uluslararası insan hakları standartlarına uyulması yönündeki beklentilerini ilettiklerini kaydetti.