23 Haziran'daki oylama öncesindeki son kamuoyu yoklamalarına bakılırsa, ülke bu konuda tamamen bölünmüş durumda.

İnternet üzerinde yapılan anketlerin çoğunda, üyeliğin devamına evet ve hayır diyenler başabaş gidiyor.

Telefonla yapılan anketlerde ise "Evet" kampı önde.

Ancak ortaya çıkan bu belirsiz tabloya rağmen, kimin evet, kimin hayır demeye yatkın olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

En başta da, evet ve hayır diyenler arasındaki kuşak farkı dikkat çekti.

Her kamuoyu yoklamasında gençlerin çoğunun AB'de kalmaktan yana olduğu görülüyor.

Nasıl oy vereceklerini bilmediklerini söyleyenler bir tarafa bırakılırsa, ortalama olarak 25 yaşın altındakilerin dörtte üçü AB'de kalmak gerektiğini savunuyor.

Yaş ilerledikçe, üyeliğe hayır diyenlerin oranı da artıyor.

Yine 'bilmiyorum' diyenler dışarıda bırakıldığında 65 yaş üzerindeki her beş kişiden üçünün AB'den ayrılmaktan yana olduğu gözleniyor.

EĞİTİMLİ KESİM - EĞİTİMSİZ KESİM FARKI

Akademik çalışmalar da kamuoyu yoklamalarının ortaya koyduğu bir başka genel eğilimin altını çizdi.

Son yapılan 'Sosyal Eğilimler' araştırması, eğitimi olmayanların üyeliğe hayır deme olasılığının okumuş kişilere göre iki buçuk kat daha fazla olduğunu gösterdi.

'BEYAZ İNGİLİZLER'İN GÖRÜŞÜ

Bir başka akademik çalışma ise kendilerini 'beyaz' olarak tanımlayanlarla farklı etnik azınlıklar arasındaki görüş ayrılıklarını gösterdi.

Buna göre, 'beyaz' İngiliz vatandaşları AB üyeliği konusunda eşit olarak bölünmüş durumda.

Diğer etnik gruplardan olduğunu söyleyenler arasında ise AB'de kalmaktan yana olanların sayısı, ayrılmak isteyenlerin iki katı.

Referandum kampanyasının en önemli konularından biri, Türkiye ile ilgili tartışmaların da gösterdiği gibi göç meselesi.

Bilindiği gibi hayır kampanyası yürütenler, İngiltere AB'de kalırsa Türkiye ileride birliğe üye olunca milyonlarca göçmenin akınına uğrayacağını savunuyorlar.

Ancak gençlerin, üniversite mezunlarının ve farklı etnik kökenden gelenlerin, son yıllarda İngiltere'ye gelen göçmenlerin sayısı konusunda diğer kesimler kadar endişeli olmadıkları görülüyor.