Cameron, İngiliz Parlamentosu’nun alt kanadı Avam Kamarası’nda, parlamento Dışilişkiler Komisyonu'nun İngiltere'nin Küresel Koalisyon bünyesinde, DAEŞ'e karşı Irak'ta yürüttüğü operasyonlarını Suriye'yi de kapsayacak şekilde genişletmesine karşı çıkan raporuna yanıt verdi.

Cameron, Milletvekillerini İngiltere'nin Suriye'de DAEŞ'e müdahale etmesi gerektiğine iknaya yönelik olarak yaptığı konuşmada, "Çıkarlarımıza ve halkımıza yönelik tehditler öyle bir boyutta ki eyleme geçmeden kenarda durmanın bedelini ödeyemeyiz" dedi.

"DAEŞ'in Suriye'de büyümesine izin verdiğimiz sürece, teşkil ettiği tehdit de büyüyecek" diyen Cameron, DAEŞ'in bugüne kadar dünya çapında 40'tan fazla terör saldırısını gerçekleştirdiğini kaydetti.

Cameron DAEŞ saldırılarına örnek olarak Rusya'ya ait yolcu uçağının düşürülmesi ile Ankara, Paris, Beyrut ve Tunus'taki saldırıları göstererek, "DAEŞ'e karşı eyleme geçmek için Suriye'deki ihtilafın çözülmesini de, İngiltere'de bir saldırının gerçekleşmesini de bekleme lüksümüz yok" diye konuştu.

Öncelikli amacın DAEŞ'e zarar vermek ve eylem kapasitesini azaltmak olduğunu belirten Cameron, "İnanıyorum ki bu zaman içinde örgütün kökünün kazınması sonucuna bizi ulaştıracaktır. DAEŞ'in ortaya çıkışını kimse öngöremedi, bitişini de imkansız görmemeliyiz. Irak ve Suriye halkı DAEŞ'i istemiyor, gerçek İslam'ı temsil etmiyor" dedi.

"Her hareket tercihinin, kendi risklerini de beraberinde getirdiğini kabul etmek gerekir" diyen Cameron, "Yüz yüze olduğumuz tehditler acil nitelikte" ifadesini kullandı.

YASAL ZEMİN BM KARARLARIDIR

Cameron, Dışilişkiler Komisyonu raporunda dile getirilen askeri müdahalenin yasal zeminiyle ilgili kaygılara da geçen hafta BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı DAEŞ'le mücadele kararını hatırlatarak yanıt verdi.

"DAEŞ'e karşı Suriye'de askeri eylem için açık bir yasal temel var" ifadesini kullanan Cameron, "İngiltere'nin Suriye'de DAEŞ'i vurmasının yasal zemini BM Sözleşmesinin 51. maddesinde tanınan öz savunmadır" dedi. Öz savunmanın gerektiğinde İngiltere’nin kendini savunması anlamında  bireysel olarak kullanılabileceği gibi, müttefiklerin ve dost ülkelerin kolektif savunması anlamında da kullanılabileceğini vurguladı.

Cameron, "Küresel Koalisyon'un da Suriye'de DAEŞ'e karşı yürüttüğü operasyonların ana zemini Irak'ın kolektif savunulmasıdır" diye konuştu.

"ABD ve Fransa bu karar temelinde halihazırda eyleme geçmiş durumda ve bizi de kendilerine katılmaya davet ettiler" diyen Cameron, "DAEŞ kendi ülkemize de açık bir tehdit teşkil ediyor. Geride durmamalı ve ülkemizi korumanın risklerini ve yükünü başkalarına yüklememeliyiz" görüşünü dile getirdi.

SABIR VE SEBAT GEREKTİRECEK

Suriye'de girişilecek askeri bir müdahalenin başarı şansıyla ilgili olarak da konuşan Cameron, "Bunun hemen olacağını beklememeliyiz. Sabır ve sebat gerektirecek. Ancak başarılması mümkün" ifadelerini kullandı.

İngiltere'nin Suriye'deki operasyonlara başka kimsenin yapamayacağı bazı katkılar sağlayacağını ileri süren Cameron, "Karada mücadele eden güçlere hızlı ve dinamik hava desteği sunabiliriz. İngiltere ayrıca sivillere en az zararı verecek hassas füze yeteneklerine sahip" dedi.

"Bu DAEŞ'i öne alan bir strateji. Görevin karmaşıklığının farkında olmayacak kadar saf değiliz" ifadelerini kullanan Cameron, "Esed'in gitmesi yönündeki görüşümüzden vaz geçersek DAEŞ'i de yenemeyiz. Suriye'de diplomatik ve siyasi çözüm kilit önemde. Ancak bu uzun vadede gerçekleşebilir. Askeri müdahale için bunun gerçekleşmesini bekleyebilir miyiz? Bence hayır" şeklinde konuştu.

İNGİLIİZ BİRLİKLERİ KARADA GÖREV ALMAYACAK

Ana muhalefet lideri Jeremy Corbyn'in, Suriye'de İngiliz birliklerinin karada görevlendirilemeyeceğine dair güvence verip veremeyeceği şeklindeki sorusunu ise Başbakan Cameron, "Güvence veriyorum, İngiliz kara birlikleri Suriye'de rol almayacak. Aslında Batılı kara birliklerinin varlığının ters tepeceğini düşünüyoruz. Bence bu parlamentoda hepimizin kolektif olarak daha önceki ihtilaflardan öğrendiğimiz bir şey bu. Bu hatayı bir kez daha yapmak istemiyoruz" diye cevapladı.

Cameron, DAEŞ'e karşı karada mücadeleyi sayılarının 70 bini bulduğunu değerlendirdikleri Suriyeli muhalifler ile Kürt unsurların yürütmesini tasarladıklarını söyledi.

Cameron, "Kara gücünü bunlar teşkil eder. Yardımımıza ihtiyaçları var. Yardımımızı aldıklarında da, başarılı olacaklar. Benim görüşüm, havadan onlara daha fazla yardım sağlamamız gerektiği yönünde" diye konuştu.

TÜRK HAVA SAHASINDA UÇMA İZNİNE SAHİBİZ

Corbyn'in Suriye'deki operasyonlarda BM koordinasyonunun olmamasının Türkiye hava sahasında bir savaş uçağının düşürülmesi gibi olaylara yol açma riskini getirip getirmediği şeklindeki sorusuna da Cameron, "Türkiye'de olanlar dün de söylediğim gibi iyice anlaşılmalı. Fakat şurası açık ki biz Türk hava sahasında uçma iznine sahibiz ve Türkiye bu ihtilafta bizim müttefikimiz" diye yanıtladı.

Rusya'nın bugüne kadar Suriye'de DAEŞ'ten çok ılımlı muhalifleri hedef aldığını anlatan Cameron, "Bunun değişeceği yönünce bazı işaretler var ve bunu teşvik etmemiz lazım. Rusya Özgür Suriye Ordusu'nun ve sivil temsilcilerinin Suriye'nin geleceğinde rol oynamasını kabul etti" değerlendirmesini yaptı.

Oturumda söz alan muhalefetteki İşçi Partili Milletvekili Dennis Skinner'ın, terör örgütü DAEŞ'in bölgedeki petrol ticaretine ilişkin sorusunu da cevaplayan Cameron, "(Türkler ve petrol kaçakçılığı konusunda) Türkler, sınırlarındaki kaçakçılığı durdurabilmek için harekete geçti. Petrole el koyuyorlar, cezai takibat yürütüyorlar, (kaçakçılığın engellenmesi için) sınırlarını kapatıyorlar. Daha fazlasını yapmalılar mı? Evet, kesinlikle daha fazlasını yapmalılar. Bu ayrıca bizim de stratejimiz" yanıtını verdi.

ÇOĞUNLUK DESTEĞİ OLMADIKÇA PARLAMENTOYA GELMEYECEK

Cameron, Suriye'de bir çözüme ulaşılmasının ardından bu ülkenin yeniden inşasına  en az 1 milyar sterlinlik katkıda bulunmayı planladıklarını da kaydetti.

İngiltere'nin Suriye'de DAEŞ'e karşı müdahalesini öngören bir tasarıyı, net bir çoğunlukça kabul edileceğini görmedikçe parlamentoya getirmeyeceklerini yineleyen Cameron, böyle bir tasarının parlamentoda reddedilmesinin DAEŞ için halkla ilişkileri başarısı haline dönüşebileceğini söyledi.

Cameron, parlamentoya getirilecek tasarının sadece DAEŞ'e müdahaleyi öngöreceğini, Esed rejimi güçlerine karşı eylemler için temel yapılmayacağını söyledi.

Parlamentoda'daki Suriye oturumu 2 buçuk saat sürereken Başbakan Cameron oturumda milletvekillerinden gelen 100'den fazla soruya cevap verdi.

AVAM KAMARASI 2013'TE SURİYE TASARISINI REDDETMİŞTİ

Cameron'ın lideri olduğu Muhafazakar Parti milletvekillerinin çoğunlukta bulunduğu Dış İlişkiler Komisyonu, bu ay başında yayımladığı raporda, İngiltere'nin Suriye'deki DAEŞ hedeflerine hava saldırısı düzenlemektense, Suriye'deki iç savaşın sona erdirilmesi çabalarına odaklanması gerektiğini bildirmişti. Raporda, Suriye'de askeri bir müdahale için yasal zemin bulunmadığı şeklinde görüşlerde yer almıştı.

İki yıl önce, hükümetin "Suriye'ye askeri müdahaleyi de kapsayabilecek güçlü bir insani tepkinin verilmesi gerektiği" yönündeki prensip önergesi Avam Kamarası'nda 272'ye karşı 285 oyla reddedilmişti.

BMGK geçen hafta Fransa tarafından hazırlanan ve DAEŞ'le mücadelenin artırılması ve operasyonlara katılan ülkelerin koordineli hareket etmesini içeren karar tasarısını oy birliğiyle kabul etmişti.

Cameron, Irak'ta DAEŞ'e karşı uluslararası koalisyon bünyesinde yürüttüğü operasyonları Suriye'yi içine alacak şekilde genişletmeyi öngören bir tasarıyı parlamentoya birkaç hafta içinde getirmesi bekleniyor.

İngiltere, 63 ülkeden oluşan uluslararası koalisyonun terör örgütü DAEŞ'e karşı yürüttüğü hava operasyonunun sadece Irak ayağına katılıyor.