İNCİ GÜNDAĞ

LONDRA

Birleşik Krallık'ta 3 gün sonra yapılacak erken genel seçimde oy kullanacak Müslümanlar, yeni hükümetten eğitim ve sağlık alanlarında yatırım istiyor.

İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ta yaklaşık 2 milyon 800 bin Müslüman yaşıyor. Nüfusun yüzde 4,8'ini oluşturan Müslümanların çoğu İngiltere'de ve başkent Londra'da bulunuyor.

Ülkedeki 26 seçim bölgesinin nüfusunun yüzde 20'sinden fazlasının Müslüman olmasına rağmen, seçimlere katılım oranı en düşük dini grubu onlar oluşturuyor. Anketlere göre, Müslümanların yüzde 65'i ana muhalefetteki İşçi Partisini tercih ediyor.

Müslüman toplumun yoğun olarak yaşadığı başkent Londra'nın doğusundaki Whitechapel bölgesinde Doğu Londra Camisi önünde AA muhabirine konuşan seçmenlerin ortak görüşü, 2010 yılından beri iktidarda olan Muhafazakar Partinin kemer sıkma politikalarının özellikle eğitim, sağlık ve sosyal yardımları olumsuz etkilediği yönünde. 

Müslüman seçmenler Jeremy Corbyn'in liderliğindeki İşçi Partili bir hükümetin ülkeyi yönetmesini arzulasalar da göreve gelecek herhangi bir hükümetin özellikle eğitim ve sağlık alanlarına yatırım yapmasını bekliyor.

- "Muhafazakarlar her şeyi altüst etti"

Soyadını vermek istemeyen 40 yaşındaki öğretmen Lamia, İşçi Partisine oy vereceğini belirterek buna gerekçe olarak partinin ücretsiz eğitim vadetmesini ve ülkedeki her topluluğa eşit yaklaşmasını gösterdi. 

İşçi Partisinin sıradan vatandaşın ve çalışan kesimin sorunlarıyla ilgilenmesini çok önemsediğini ifade eden Lamia, partinin aynı zamanda okullar, hastaneler ve genel olarak kamu hizmetlerine yönelik vaatlerini hatırlattı. Lamia öğretmene göre, iktidardaki Muhafazakar Parti bu alanlarda "sınıfta kalmış" durumda.

İskoçya'da doğan 28 yaşındaki öğretmen Hassan Khan da Jeremy Corbyn'i hem kişi olarak sevdiğini, hem de savunduklarını beğendiğini söyledi. Oyunu İşçi Partisine vereceğini belirten Khan, "Önceliğim eğitim. Eğitim alanında çalışıyorum ve bu sektörde yapılan kesintiler kararımda büyük paya sahip. Corbyn'in dış politikasını ve Filistin konusundaki duruşunu beğeniyorum. Kendisiyle aynı fikirde olduğum daha birçok şey var." diye konuştu.

Kreş çalışanı 39 yaşındaki İbrahim Pen de İşçi Partisinin lideri Corbyn'in, "halkla ilgili konuşan tek siyasi lider" olduğunu dile getirerek "Muhafazakarlar her şeyi altüst etti. Hayatımda ilk defa bu seçimde oy vereceğim ve bunu da Muhafazakarların bizi içinde bıraktığı durumdan dolayı yapacağım." diye konuştu. Pen de Corbyn'in ücretsiz eğitim ve sağlık sistemine yatırım vaatlerini önemsediğini vurguladı.

Soyadını vermek istemeyen 30 yaşındaki Fatimah da diğer partilere kıyasla İşçi Partisinin "halkın kalkınmasına" odaklandığı görüşünde. Fatimah, iktidar partisinin Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) bütçesinde kesintiye gidecek olmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. 

Toplum irtibat memuru Mysh de İngiltere Başbakanı Theresa May'in sağlık sistemini özelleştirme planından endişe duyduğunu söyledi. 25 yaşındaki Mysh, "Oyumu Jeremy Corbyn'e vereceğim çünkü Corbyn'in söylediği her şey benim savunduklarım ve inandıklarımla uyuşuyor. Oyumu, ücretsiz sağlık sistemini benden alacak birine neden vereyim ki? Ücretsiz sağlık sistemi benim oyumda en önemli etken." ifadesini kullandı.

NHS'e ait bir diş hastanesinde idari işlerden sorumlu 37 yaşındaki Sultan Uddin de "Ben bir NHS görevlisiyim ve vaatleri sebebiyle oyumu İşçi Partisine veriyorum. Hepsi pozitif. Muhafazakarlar gibi kesintilerle dolu değil." dedi.

Başkentin toplu taşıma ağının geliştirilmesi için yürütülen bir projede görev yapan Zaffeer Akhtar da daha iyi bir ekonomi için bu seçimde İşçi Partisini destekleyeceğini söyledi. Muhafazakarların aksine Corbyn liderliğindeki İşçi Partisinin "halk için çalıştığını" ve "halka daha adil davrandığını" ifade eden 40 yaşındaki Akhtar, partinin seçim kampanyasında kullandığı "Azınlık değil, çoğunluk için" sloganını hatırlattı.

- Seçim vaatleri

İşçi Partisi lideri Corbyn, Filistin'e verdiği destekle biliniyor. Partinin seçim beyannamesinde, iktidara gelmeleri halinde Filistin devletinin en kısa sürede tanınacağı sözü yer alıyor. Partinin vaatleri arasında ayrıca yılda dokuz bin sterlini bulan üniversite harçlarını kaldırmak, ilk ve ortaöğretim kurumlarının bütçesi ile sağlık bütçesini artırmak bulunuyor.

İktidara gelmeleri halinde ülkenin sağlık sistemine 2022 yılına kadar 37 milyar sterlin ek yatırım vadeden partinin ayrıca demiryollarını, su ve enerji şirketlerini kamulaştırmak gibi vaatleri de birçok seçmenin dikkatini çekiyor.

İngiltere, Muhafazakar Parti lideri Margaret Thatcher’in 1979-1990 yıllarındaki başbakanlığı döneminde dünyada özelleştirme politikalarına öncülük etmişti. Başbakan Theresa May de NHS'yi özelleştirmeye çalışmakla suçlanıyor.

Ülkede 2010'dan bu yana uygulanan kemer sıkma politikaları nedeniyle temel kamu hizmetlerinde büyük kesintilere gidildi. Eğitim ve sağlık sistemi bundan en çok etkilenen alanlar oldu. İlk ve ortaokullarda sınıflar kalabalıklaşırken, öğretmen sayısı da yetersiz kaldı. İktidarın ülkedeki sağlık sistemini özelleştireceği yönündeki endişe de artmış durumda.

Başbakan May, seçim kampanyasında "Güçlü ve istikrarlı liderlik" sloganını kullanırken, iktidar partisini "ayrıcalıklı azınlık" için çalışmakla suçlayan Corbyn seçim kampanyasını "Azınlık değil çoğunluk için" sloganıyla yürütüyor.

Siyasi gözlemciler, May'in seçim beyannamesinde emeklilerin sosyal haklarına yönelik kısıtlamalara yer vermesinin ve genel olarak seçmenle iletişimdeki başarısızlığının, muhalefet partisinin şansını artırdığı yorumunu yapıyor. Corbyn liderliğindeki İşçi Partisinin hızlı yükselişinde, partinin kampanyasını halkın somut sorunları üzerine kurmasının etkili olduğu belirtiliyor.

Son anketler Theresa May liderliğindeki Muhafazakar Partiyi, Jeremy Corbyn'in liderliğindeki İşçi Partisinin sadece bir puan önünde gösteriyor.

Birleşik Krallık'ta halk, 8 Haziran Perşembe günü 650 milletvekilini belirmek için sandık başına gidecek.